Refah’ın İşgali: İsrail’in Saldırısının Arka Planı ve Sınırları

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümeti, Refah’ın işgaline ilişkin uluslararası uyarılara rağmen 6 Mayıs'ta Refah şehrinin doğu mahallelerine yönelik "sınırlı bir askeri operasyon" başlattı. İsrail-ABD ilişkilerindeki gerilim ve Netanyahu hükümetinin Refah’a saldırı konusundaki ısrarı öne çıkıyor.
Fokus+
Refah’ın İşgali: İsrail’in Saldırısının Arka Planı ve Sınırları
29 Mayıs 2024

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümeti, Refah’ın işgaline ilişkin ABD’nin uyarısı de dahil olmak üzere uluslararası uyarıları görmezden geldi ve 6 Mayıs’tan itibaren Refah şehrinin doğu mahallelerini hedef alan "sınırlı bir askeri operasyon" başlattı. 

Gazze Şeridi’ni Mısır’a bağlayan Refah Sınır Kapısı’nı ele geçiren İsrail, Gazze ile Sina arasındaki sınır şeridi boyunca uzanan Selahaddin ekseninde (Philadelphia) yaklaşık 3,5 kilometrelik bir alana da girdi. 

Bu operasyon, İslami direniş hareketi Hamas’ın, Mısır ve Katar’ın ABD ile koordineli olarak sunduğu ateşkes teklifini onayladığını açıklamasından birkaç saat sonra gerçekleşti. 

Refah saldırısının arka planları 

Son aylarda İsrail’deki karar vericiler arasında, Han Yunus Savaşı’nın tamamlanmasının ardından, Hamas’ın Gazze Şeridi’ndeki yönetimini ve askeri gücünü ortadan kaldırmanın yanı sıra İsrailli rehineleri geri getirmeyi içeren savaş hedeflerine ulaşmak amacıyla Refah’ın işgal edilmesinin gerekliliği konusunda fikir birliği oluştu. 

İsrail ordusu 6 Nisan’da, beyan edilen temel hedeflere ulaşamadan, yaklaşık dört ay süren çatışmaların ardından Han Yunus’tan çekildi. 

Bundan sonra, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde yalnızca beş taburu kaldı. Aynı dönemde işgal altındaki Batı Şeria’da ise 25’ten fazla tabur vardı. 

Söz konusu beş tabur, yerinden edilmiş Filistinlilerin Gazze Şeridi’nin kuzeyine dönmesini önlemek amacıyla İsrail ordusunun Gazze merkezinde inşa ettiği ve bölgeyi kuzey ve güney olmak üzere ikiye bölen yol üzerinde konuşlanmıştı. 

Netanyahu, ABD yönetimine karşı çıkıyor 

ABD’nin ihtiyatlı tutumu, İsrail’in Refah’ı işgal etmek için geniş çaplı bir operasyon gerçekleştirmesini engelledi. 

İsrail ordusu, son haftalarda Filistinli sivilleri öldürmeye devam etmek dışında, Gazze Şeridi’nde amaçladığı önemli hedeflere ulaşamadı. 

Netanyahu’nun Refah’ta geniş çaplı bir askeri operasyon yapılması konusundaki ısrarı ışığında, Biden yönetiminin, Hamas’a esir ve tutuklu takasına yönelik müzakerelerde daha fazla taviz vermesi yönünde baskı yapmak amacıyla Refah’ta "sınırlı bir askeri operasyon" yapmayı kabul ettiği yönünde bir anlaşmaya varıldı. 

Sınırlı askeri operasyon 

İsrail’i, en azından şu anda, Refah’ta “sınırlı bir askeri operasyonla” yetinmeye iten bir dizi faktör var. 

Bunlardan ilki, ABD yönetiminin, İsrail’in Gazze Şeridi’nde ilan ettiği savaş hedeflerini desteklemesine ve bu hedeflere ulaşması için çeşitli şekillerde askeri, ekonomik ve siyasi destek sağlamasına rağmen, Biden yönetimi ile aşırı sağcı Netanyahu Hükümeti arasında savaşla ilgili birçok konuda ihtilaflar ortaya çıkması. 

Bu ihtilafların arasında Washington’un, 64 kilometrekareyi geçmeyen bölgedeki yaklaşık 1,3 milyon Filistinlinin varlığı göz önüne alındığında, çok sayıda sivilin ölmesinden korktuğu için Refah’ta geniş çaplı bir askeri operasyona ilişkin çekinceleri yer alıyor. 

Savaşın ertesi gününe ilişkin vizyon konusundaki anlaşmazlığa ek olarak, İsrail’in Gazze Şeridi sakinlerine insani yardım sağlamaması ve onları fiili kıtlığa sürüklemesi de iki ülke arasındaki ihtilaflar arasında bulunuyor. 

Netanyahu, ABD yönetiminin savaşın ertesi gününe ilişkin vizyonuna şiddetle karşı çıkıyor. 

Söz konusu vizyon, savaşın hedeflerine ulaştıktan sonra İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nden çekilmesi, "yenilenmiş" Filistin yönetiminin Gazze’ye geri dönmesi ve Batı Şeria ile Gazze'de bir Filistin Devleti’nin kurulmasına yönelik gelecek vizyonu bağlamında siyasi birliğin teyit edilmesini öngörüyor. 

Netanyahu, Arap ülkeleriyle normalleşme çemberinin genişletilmesi karşılığında bile Filistin Devleti kurma fikrini reddeden tutumunda ısrar ediyor. 

ABD’nin Refah’ta geniş çaplı bir askeri operasyonu onaylayabilmesi için İsrail’in yerinden edilmiş Filistinlilerin Refah’tan Gazze Şeridi’ndeki diğer “güvenli” yerlere tahliyesini sağlayacak açık ve ikna edici bir planı gerekiyor. 

Refah’ta bulunan yerinden edilen Filistinlilerin, Gazze Şeridi’nin kuzey ve orta kesimlerindeki evlerine dönmesine karşı çıkan İsrail, takas anlaşmasına varmadan önce bir milyondan fazla Filistinlinin El Mawasi bölgesine ve Han Yunus şehrine nakledilmesi yönünde çeşitli planlar sundu.  

Ancak, İsrail’in Filistinlileri nakletmeyi düşündüğü bölgenin küçük ve insan hayatının en temel gereksinimlerine sahip olmaması nedeniyle ABD yönetimi buna ikna olmadı. 

ABD’de Kasım 2024’te yapılacak seçimler öncesinde, şu ana kadar 35 binden fazla şehit, 7 bin kayıp ve 78 binden fazla yaralının olduğu savaşa karşı ülkedeki muhalefet artıyor. 

Biden yönetimi, Refah işgalinin, Filistinlilerin geniş çapta Sina’ya göç etmesine yol açmasından ve bunun, ABD yönetiminin özel önem verdiği İsrail-Mısır ilişkilerini tehdit etmesinden de korkuyor. 

Tüm bunlara ek olarak Washington, Refah’a yönelik saldırının ABD vatandaşlığına sahip rehinelerin hayatlarını tehdit etmesinden de endişe ediyor. 

ABD yönetimi ile Netanyahu’nun Refah’a yönelik “sınırlı operasyon” konusundaki mutabakatının sınırları ve zaman çerçevesi net değil ve Gazze Şeridi’nin geleceğine ilişkin hiçbir sorunun cevabı yok. 

İsrail’i Refah’ta “sınırlı bir askeri operasyonla” yetinmeye iten faktörlerden ikincisi ise, her ne kadar İsrail’in askeri kurumu, Refah’ı işgal etme ihtiyacı konusunda siyasilerle aynı görüşte olsa da, İsrail hükümetinin Gazze’de savaşın ertesi gününün nasıl olacağına dair bir vizyon oluşturmadan önce bunu yapma konusunda çekinceleri var. 

İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’ye göre Gazze Şeridi’ndeki Hamas yönetimine alternatif bulmayı da içeren savaşın ertesi gününe dair bir vizyonun olmayışı, Hamas’ın İsrail ordusunun çekildiği bölgelerde yeniden hakimiyet kurmasının yolunu açıyor. 

Ancak İsrail, Gazze Şeridi’ni işgal etmeye devam etmek istiyorsa bu, İsrail ordusunun burada askeri bir yönetim sistemi dayatmasını ve Gazze’nin çeşitli işlerinin yönetimini üstlenmesini gerektiriyor. 

Bu da söz konusu amacına ulaşmak için en az iki ordu tümeninin tahsis edilmesini gerekli kılıyor. 

Üçüncü faktör ise, Mısır-İsrail sınırı yakınında bulunmasına izin verilen İsrail askeri kuvvetlerinin sayısını belirleyen Camp David Anlaşmaları da dahil, Mısır ile İsrail arasında imzalanan ikili anlaşmalarla çeliştiği için, İsrail’in Refah’a yapacağı herhangi bir askeri operasyonuna Mısır’ın açıkça karşı çıkması. 

İsrail ikiden fazla askeri tümeni harekete geçirirken, Camp David Anlaşmaları, Mısır sınırına bitişik bölgede yalnızca dört İsrail taburunun varlığına izin veriyor. 

Dördüncüsü de İsrail’e yakın olduğu düşünülen ülkeler de dahil olmak üzere, Refah işgaline karşı artan uluslararası muhalefet ışığında, Netanyahu hükümeti, Refah’ın işgalinin, özellikle İsrail ordusunun savaş suçları işlemesi halinde, birçok ülkenin İsrail’e karşı ekonomik ve siyasi yaptırımlar uygulamasına yol açacağı yönünde bir korku taşıyor. 

Söz konusu önemli faktörlerden beşincisi ise İsrail’in, bu yönde baskılarla karşı karşıya kalan Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Kerim Han'ın aralarında Netanyahu, Halevi ve Savunma Bakanı Yoav Galant’ın da bulunduğu İsrailli yetkililer hakkında iddianame hazırlamasından endişe etmesi. 

Refah’ın işgali, özellikle ABD yönetimi ve İsrail’e dost olan bazı ülkelerin, Tel Aviv’in Refah’ı işgal etmeye devam etmesi halinde kendisine yönelik suçlamada bulunmaması yönündeki baskılarını azaltmaları durumunda, Kerim Han’ı İsrailli yetkililere karşı suç duyurusunda bulunmaya sevk edebilir. 

Altıncı faktör de özellikle İsrail’in Gazze Şeridi’ne insani yardım girişine yönelik artan kısıtlamaları ve Refah Sınır Kapısı’nı insani yardıma kapatması ışığında, Refah'ın işgali, Uluslararası Adalet Divanı’nın Refah’a yönelik savaşı durdurma emri çıkarmasına neden olabilir. 

Refah’a saldırının başlaması ve sınır kapısının kapatılmasının ardından Güney Afrika da bunu resmi olarak talep etti. 

Refah’ın işgaline ilişkin İsrail-ABD anlayışının sınırları 

ABD Başkanı Joe Biden, İsrail’in Refah’a yönelik saldırısı ve sınır kapısının kapatılmasının yansımalarını azaltmak amacıyla İsrail’in Refah’taki askeri operasyonunun sınırlı bir operasyon olduğunu, İsrail ordusunun nüfusun yoğun olduğu merkezlere girmediğini ve Netanyahu'nun belirlenen kırmızı çizgiyi henüz ihlal etmediğini dile getirdi. 

Ancak Biden, Refah’ta yapılacak büyük bir askeri operasyona karşı muhalefetinin ciddiyetini kanıtlamak amacıyla yönetiminin, İsrail’e her biri 900 kilogram ağırlığında bin 800 bomba ve her biri 225 kilogram ağırlığında bin 700 bomba içeren silah sevkiyatını askıya aldığını belirtti. 

Biden ayrıca Netanyahu ve İsrail savaş kabinesine, ABD’nin İsrail’e, Refah’ı işgal etmek için büyük bir saldırı başlatması halinde saldırı silahları sağlamayacağını bildirdiğini de açıkladı. 

Biden ve Netanyahu’nun bu askeri operasyonun sınırları konusunda mutabakata varmasına rağmen, operasyonun sınırlı kalacağının garantisi yok.  

Askeri operasyon uzun sürebilir, İsrail askeri operasyonun genişletilmesi durumunda ABD yönetiminin ciddi ve etkili önlemler alacağından emin değilse, Biden’ın Netanyahu için çizdiği kırmızı çizgilere uyulmayabilir. 

Ayrıca ABD yönetimi ile Netanyahu’nun, Refah’a yönelik "sınırlı operasyon" konusundaki mutabakatının sınırları ve zaman çerçevesi de net değil. 

Netanyahu’nun, İsrail’in savaşın ertesi günü Gazze Şeridi’ne yönelik politikasını belirlemeyi reddetmesinin ışığında, Gazze Şeridi’nin geleceği, İsrail ordusunun operasyonun bitiminden sonra Refah Sınır Kapısı’nda kalması ve Philadelphia ekseninin işgalinin tamamlanması konusunda da hiçbir sorunun cevabı yok. 

Zaman geçtikçe İsrail’in askeri, güvenlik ve siyasi kurumlarının saflarında, Hamas yönetimini ve Gazze Şeridi’ndeki askeri gücünü ortadan kaldırma ve İsrailli rehineleri canlı kurtarma hedefi arasında bir çelişki olduğuna dair inanç giderek artıyor. 

Bu tutum, yakın zamanda İsrail ordusunun Eski Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi tarafından da dile getirildi. 

Kochavi, savaşı durdurmadan rehineleri geri almanın mümkün olmadığını ifade etti. 

Sonuç 

İsrail savaş kabinesi tarafından oybirliğiyle onaylanan Refah’a yönelik sınırlı askeri operasyon, Netanyahu’nun hükümet koalisyonunu mümkün olduğu kadar uzun süre korumak için savaşı uzatma hedefine hizmet ediyor. 

Ancak Netanyahu, savaş kabinesini ve genelkurmay başkanını Refah’ı işgal etmek için geniş çaplı bir askeri operasyon başlatmaya ikna edemeyebilir. 

Bu durum, bir dizi değişkene bağlı.  

Bunlardan en önemlisi, ABD yönetiminin, Halevi ve Resmi Kamp Partisi lideri Benny Gantz ile olan güçlü ilişkisine dayanarak, Refah operasyonunun kapsamının genişletilmesinin engellenmesi için İsrail’e baskı yapma konusundaki ciddiyetinin boyutudur. 

Halevi ve Gantz’ın onayı olmadan Netanyahu’nun askeri operasyonu genişletme kararını vermesi zor olacak. 

Refah’ı işgal etmeye yönelik askeri operasyonun genişletilmesi, İsrail’e ve onun siyasi ve askeri liderlerine karşı siyasi, hukuki ve ekonomik yaptırımların uygulanmasına yol açabilir.   

İsrail toplumunda büyük bir kesimin endişelendiği bir konu olan, İsrailli rehinelerin öldürülmesine de yol açabilir. 

El-Arabi Araştırmalar ve Politika Çalışmaları Merkezi