Sahel Eyaletleri İttifakı Konfederasyonu, ECOWAS ve Batı Karşısında Ayakta Kalabilecek Mi?

Nijer, Mali ve Burkina Faso “kendi aralarında” Sahel Eyaletleri İttifakı Konfederasyonu’nu ilan ederek, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu’na (ECOWAS) üye ülkelerle aralarındaki uçurumu pekiştirecek bir adım attı. Fokus+’a konuşan araştırmacılar ise bu adımın iç ve dış düzeyde pek çok zorlukla karşı karşıya olduğunu ifade etti.
Sahel Eyaletleri İttifakı Konfederasyonu, ECOWAS ve Batı Karşısında Ayakta Kalabilecek Mi
19 Temmuz 2024

Sahel ülkeleri Nijer, Mali ve Burkina Faso, karşılıklı anlayış ve Batı’nın politika gündeminden uzaklaşma yönünde bir adım atarak, çeşitli sektörlerde işbirliğini geliştirmek amacıyla kendi aralarında Sahel Eyaletleri İttifakı Konfederasyonu’nu kurdu. 

Söz konusu konfederasyona göre bu ülkeler artık tek bayrak altında, birleşik bir dış ve güvenlik politikası benimseyerek ve ortak bir merkez bankası tarafından desteklenerek birlikte çalışacaklar. 

Mali’nin başkanlığını yaptığı “Sahel Eyaletleri İttifakı Konfederasyonu” duyurusu; Sahel bölgesinin pek çok gelişmeye sahne olduğu, bu ülkelerin ittifakını güçlendiren, birçok yetenek kazandıran, aynı zamanda birçok engelle karşı karşıya getiren siyasi, ekonomik ve sosyal bir tablonun yaşandığı bir dönemde gerçekleşti.

Konuya dair Fokus+’a açıklama yapan Nijerli siyasi araştırmacı ve akademisyen Dr. Ali Yakub, “Bu üç ülkenin konfederasyon ilanıyla elde ettiği en önemli başarı, bu ülkelerde yaşayanların giriş ve çıkışlarında hareketi kolaylaştıracak olmasıdır” ifadelerini kullandı.

Yakub ayrıca, bu ülkelerin terör örgütlerine karşı yürütecekleri savaşta da ortak bir plan geliştirme konusunda birleşebileceklerine dikkati çekti.

İç güvenlik sorunları 

Fokus+’a görüş bildiren ve Afrika meseleleri konusunda araştırmacı olan Abdulmunim Ebu İdris ise, bu üç ülkenin (Mali, Burkina Faso ve Nijer) esas olarak, hammaddeleri endüstriyel olarak dönüştüren ülkelere ihraç etmeye bağımlı olduğunu dile getirerek, “Bu da ekonomilerini birbirine benzetiyor ve entegre bir ekonomik birliğin adımları ile aralarında bir engel oluşturuyor” şeklinde konuştu. 

Ebu İdris ayrıca bu yeni birliğin karşı karşıya olduğu, bu ülkelerin etnik yapılarından kaynaklanan iç güvenlik sorunlarıyla ilgili bir başka zorluğa da dikkat çekti. Ayrıca, araştırmacıya göre Mali’nin kuzeyindeki İslami gruplar; Cezayir, Tunus, Moritanya ve Libya’daki Tuareg etnik yapısının bir uzantısı.

Öte yandan Nijer’de Arap azınlığın konumu ve ötekileştirilmeye ilişkin şikayetler gelirken, Burkina Faso’da Boko Haram grubunun uzantılarını ve örgütün Nijerya ve Çad’daki geniş bir etnik yapının parçası olan, ülkenin kuzeyindeki nüfustan faydalandığını görüyoruz. Bu durum her birinin kendi siyasi sorunlarına sahip olmasına neden oluyor. 

Ayrıca Ebu İdris, yeni konfederasyonu kuran üç ülkenin, burada yaşanan askeri darbelerin ardından Rusya ile ilişkilerini artırdığını, bunun da kendilerini Batı Afrika ülkeleri bloğuyla rekabete soktuğunu vurguladı. 

Sahel Eyaletleri İttifakı Konfederasyonu, ECOWAS’a karşı 

Sahel meseleleri konusunda araştırmacı olan İdris Ayat da Sahel ülkeleri ve onların yeni konfederasyonunun karşı karşıya olduğu temel zorluğun, ECOWAS grubuyla ilgili olduğunu söyledi.

Fokus+’a konuşan Ayat, ECOWAS’ın bu yeni oluşumu reddettiğini ve Batı Afrika ülkelerinin geri kalanına tek bir para birimi ve birleşik bir pasaportla bağlı olan üç Sahel ülkesinin kendi şemsiyesinin altında olmasını istediğini vurguladı. 

ECOWAS, 15 Batı Afrika ülkesini bir araya getiren ve bu ülkeler arasında işbirliği ve ekonomik entegrasyon amacıyla kurulmuş hükümetlerarası bir Afrika işbirliği kuruluşudur. Aynı zamanda Sahel ülkelerindeki son darbe dalgasından önce, onları bir araya getiren de siyasi bir şemsiyeydi. 

Asıl sorunun bu üç ülkenin denize kıyısı olmayan ülkeler olmasından kaynaklandığını belirten Ayat, açıklamasını şöyle sürdürdü; 

“Zira bu yeni konfederasyon, Nijer ve Burkina Faso sınırında yer alan Fildişi Sahili ve Nijerya gibi denize bakan Batı Afrika ülkelerinin çoğunluğunun yer aldığı ECOWAS grubundan çekilme olarak değerlendiriliyor. Bu üç ülke arasında ortak ekonomik faaliyetin, kolaylıkla deniz limanı bularak yürütülmesine yönelik alternatiflere ulaşmak zordur.” 

Bir diğer zorluğun ise para birimiyle ilgili olduğuna dikkat çeken Ayat, ECOWAS ülkelerinin “Eco” adı verilen yeni bir para birimine geçmeye hazırlandığını söyledi.  Ayat, “Buna göre bu üç ülkenin ECOWAS’tan çekilmesi, bu yeni para birimiyle ilgilenmeyecekleri anlamına geliyor, bu da o para birimi yerine hangi para birimiyle çalışacakları ve bu tam ekonomik parçalanmanın nasıl gerçekleşeceği konusunda soru işareti yaratıyor” diye de ekledi. 

Araştırmacı son olarak, konfederasyonun karşı karşıya olduğu, her ülkenin bağımsız bir büyükelçisinin olduğu önceki durum yerine, tüm ülkelerin yurtdışında bir büyükelçi atamasının kabul edilmesi gibi tam entegrasyon mekanizmasına yönelik iç zorluklara ve bu entegrasyona yönelik prosedürlerin tamamlanmasına değindi. Ayat, ayrıca ortak bir siyasi ve güvenlik söylemi üzerinde mutabakata varılması ve bunun için gerekli idari prosedürlerin düzenlenmesine yönelik zorluklara vurgu yaptı.

Konfederasyon henüz başarıya ulaşmadı 

Afrika meseleleri üzerinde çalışan Sudanlı araştırmacı Muhammed Turshin de bu ülkelerin birçok çetrefilli konu ve meseleyi tartışmayı arzuladığı yeni bir siyasi bloğa daha yakın olduğuna işaret ederek, üç ülke arasındaki oluşumun konfederasyon olmayacağını öne sürdü. 

Fokus+’a açıklama yapan Turshin, yaşadıkları güvenlik, ekonomik ve diğer sorunlar ışığında, söz konusu ülkelerin karşı karşıya olduğu sorunların başında güvenlik ikilemi probleminin yanı sıra bölgesel çevreyle, özellikle de ECOWAS ülkeleri ile ilişkiler meselesinin geldiğini belirtti. 

Turshin, “Bu bloğun henüz güçlü, başarılı ve etkili bir blok olacak niteliklere sahip olmaması, içindeki terör örgütleriyle mücadelede tamamen başarısız olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Bu ülkelerin ekonomik durumunun hala kırılgan olduğunun altını çizen Sudanlı araştırmacı, “Konfederasyon duyurusunun habercisi olan askeri söylem, şu ya da bu şekilde kalkınma ve güvenlik konularındaki sürekli başarısızlıklara dayanıyordu. Bu alanlarda herhangi bir ilerleme kaydedilmedi” diye konuştu. 

Ayrıca Turshin, Nijer, Mali ve Burkina Faso’nun ECOWAS içindeki görüş farklılıklarından faydalanması gerektiğini ve tüm bu faktörlerin yeni konfederasyon ve ECOWAS arasında iletişim ihtiyacını zorunlu kıldığını da sözlerine ekledi.