Türkiye'nin Libya'nın Doğusuna Yakınlaşması: Stratejik ve Ekonomik Çıkarlar Ön Planda
Libya Temsilciler Meclisi üyesi Ammar el-Ablaq konuya ilişkin Fokus Plus’a verdiği demeçte, iki ülkenin stratejik ve ekonomik çıkarları ışığında, Türkiye’nin General Halife Hafter’e bağlı güçler tarafından kontrol edilen ülkenin doğusundaki hükümete yakınlaşmasına dikkat çekti.
Libya ve Türkiye arasında imzalanan denizcilik anlaşması, o bölgede gelecek vaat eden altyapı projelerinin yanı sıra ülkenin doğusunda yer alan Libya kıyılarındaki bir alanı da kapsıyor.
Bu bağlamda Türkiye, ülkenin batısındaki Trablus hükümetiyle olan ilişkisinden taviz vermeden, bu alandaki payını kaybetmek istemiyor.
Ayrıca Ablaq, Türkiye’nin pozisyonundaki bu gelişmeyi, Libya’daki uluslararası müdahaleler ve dengeler ile ülkenin doğu ve batısındaki taraflar arasında artık bir savaş ihtimaline uzak bakılmasına bağladı.
Türkiye’nin Orta Doğu’daki merkezi ülkelerden biri olduğunu söyleyen Ablaq, şu ifadelerle açıklamasını sürdürdü;
“Türkiye’nin Rusya-Ukrayna ve Gazze savaşı gibi bölgedeki tehlikeli dönüşümlerle başa çıkmak için jeopolitik ve ekonomik boyutlarına göre stratejileri var ve Libya meselesini de aynı bakış açısıyla ele alıyor.”
Ankara’nın dışlandığı ve tarihi haklarına saygı gösterilmeyen bir anlaşmaya imza atan Doğu Akdeniz Gaz Forumu ile yaşanan anlaşmazlık sonucu, Türkiye’nin Libya’ya müdahalesinin başladığını söyleyen Ablaq ayrıca şunları ekledi;
“Türkiye, kıyıdaş devletler olması nedeniyle her iki ülkenin de çıkarına olan Libya-Türkiye denizcilik anlaşmasında kendi sözünü dayatmayı başardı. Bu, Libya’nın yanı sıra Türkiye’nin de münhasır ekonomik bölgesindeki deniz alanını artırdı ve Akdeniz’deki varlığını güçlendirmesi bakımından fayda sağladı.”
Dengeli politikalar
Libya’nın doğusundaki hükümete yakın bir siyasi analist olan Ahmed Mahdavi ise, “Türkiye’nin Libya’nın doğusuna yakınlaşması, son cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki başarının ardından Türkiye tarafından benimsenen siyasi ve ekonomik yaklaşımlar çerçevesinde gerçekleştiğine inanıyorum” dedi.
Türk hükümetinin, Libya’nın doğusundaki hükümet tarafından yürütülen yeniden yapılanma ve kalkınma adımlarından faydalanmayı amaçladığını dile getiren Mahdavi şu ifadelerle açıklamasını sürdürdü;
“Türk devleti, uluslararası ilişkilerde ülkelerin dış politikalarının belirlenmesinde belirleyici olan maslahat ilkesinin uygulanmasıyla Libya’da dengeli bir politika benimsiyor.”
Ayrıca Mahdavi, özellikle Türk şirketlerinin Libya’nın doğusunda büyük yatırım sözleşmeleri alması ışığında, bu yakınlaşmanın yakında Ankara’nın yararına olacak şekilde meyve vereceğini belirtti.
Bunlara ek olarak, Bingazi’de Türk konsolosluğunun açılmasının iyi niyetin olumlu bir göstergesi olduğuna da dikkat çekti.
Öte yandan, Tobruk’taki Temsilciler Meclisi tarafından kurulan Derne ve Selden Etkilenen Şehir ve Bölgeler İçin Yeniden Yapılanma Fonu tarafından Temmuz ayında yapılan açıklamada, Hafter’in oğlu Belkasım Hafter’in Ankara’da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştüğü bilgisi verildi.
Belkasım Hafter başkanlığındaki fonun açıklamasında, tarafların görüşmede iki ülke arasındaki işbirliğini geliştirme yollarını tartıştığını da ifade edildi.
Ayrıca Libya yaklaşık dört yıldır, ülkedeki iki rakip hükümet arasındaki iktidar mücadelesini içeren siyasi bir krize sahne oluyor.
Bu hükümetlerden ilki, Usame Hammad başkanlığındaki Temsilciler Meclisi tarafından atanan ve doğudaki tüm şehir ve bölgelerin yanı sıra güneydeki şehirleri yöneten hükümet.
Diğeri ise, ülkenin tüm batısını başkent Trablus’tan yöneten Abdulhamid Dibeyde başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti.
Birleşmiş Milletler (BM) ise bu krizi çözmek için BM Destek Misyonu’nun (UNSMIL) bocalayan çabaları aracılığıyla, ülkeyi mevcut tüm siyasi ve anayasal kurumlara meşruiyetini yeniden kazandıracak olan seçimlere götürmeye çalışıyor.