İsrail’in Kokhav Kolonisi Haline Gelen Kevkebe Köyünün Tarihçesi
Kevkebe, Gazze Şeridi’nin 25 km kuzeydoğusunda bulunan bir Filistin köyü. Eskiden “Kevkebe ez-Zeheb” (Altın Yıldız) olarak adlandırılırdı.
1950’de Siyonistler, yerinden edilmiş Kevkebe köyünün kalıntıları üzerinde, özellikle de köyün güneydoğusunda bulunan topraklarda Kokhav Michael yerleşim kolonisini kurarken, Kevkebe mültecileri onlarca yıl Gazze’deki mülteci kamplarındaki evlerini geri dönüş umuduyla çimentosuz inşa etmeye devam ettiler.
Adındaki tarihi miras ve asalet: Toprak-tarih bağlantısı
“Kucağı ışıktan, parlaklığı demirden, kaynağı kuyudan bir gezegendir Venüs takımyıldızı (Kevkebe). Topraklarının güzelliği ve eşsiz nitelikleriyle böyle adlandırılmıştı bu köy” diyor Gazze’nin göç ettirilmiş köyünden Kevkebe adının anlamını bilen Şeyh İthaf El-Eizze.
İbrahim Skaik (Gazzeli tarihçi) ansiklopedisinde köyün adının eski “Hirbet Kevkeb”deki konumuna atfedildiğini, dolayısıyla Kevkebe adını aldığını belirtiyor. Köyün, Haçlılar döneminde “Kokbil”, daha sonra Kevkeb olarak adlandırılan eski bir köyün yerine inşa edildiği ve 1596 yılındaki nüfusunun, buğday, arpa, susam, meyve ve üzüm bağları mahsulleri için vergi ödeyen 88 kişiye ulaştığı da söyleniyor.
Kevkebe’den Hacı İsa Salah ile yapılan bir röportajda, köyünün adının içindeki “Peygamber Kevkeb” makamına dayandığını dile getiriyor. Bu makam, Nekbe öncesinde bu köyde doğmuş ve yaşamış herkesçe hala hatırlanıyor. Köyün doğu tarafında bulunan kayadan ibaret bir makam ve oradaki peygambere şefaat ve saygı ifadesi olarak Kevkebe’nin kadınları o kayayı kandil yağlarıyla aydınlatırlardı.
Siyonistlerin 1948’den sonra Kevkebe köyünün kalıntıları üzerine kurdukları koloniye verdikleri İbranice isim ise, “yıldız veya gezegen” anlamına gelen ve antik köy alanının isminden türetilmiş “Kokhav”.
Coğrafyaya yansıyan tarih ve miras
Gazze’nin yaklaşık 25 kilometre kuzeydoğusunda bulunan Kevkebe köyü, 4 kilometre batısındaki Beyt Tima köyü, doğusundaki Faluca köyü ve kuzeydoğusunda Arik Suveydan köyü ile çevriliydi. Kuzeyinde Abdis ve Culis köyleri yer alırken güneyinde Gazze’ye doğru Huleykat köyü bulunuyordu. Ancak, Kevkebe köyüne en yakın köyler Huleykat ve Beyt Tima köyleriydi ve bu üç köy bir okulu paylaşıyordu.
Kevkebe köyünün yeni kurulmuş sayıldığını, yerleşiminin Mısırlı İbrahim Paşa’nın 1831-1840 arasındaki seferine kadar uzandığını ve sefer ordusuyla birlikte gelen bazı Mısırlıların Filistin’e, özellikle de Gazze’deki evlere yerleştirildiğini belirtmek gerek. Kevkebe ve Gazze’nin diğer köylerinde Mısırlıların etkisini ve mirasını gösteren şey, oradaki insanların dillerinde dolaşan sosyal sözlük: Kevkebe halkı, köy muhtarına Mısır’daki bir kullanım olan “umde” derlerdi, aynı şekilde “beyder” (harman yeri) kelimesi yerine Mısır lehçesindeki “ceran” kelimesini kullanırlardı.
1948 Nekbe yılına kadar Kevkebe, kendi arazisinde 700 ila 800 kişi arasında değişen nüfusuyla küçük bir köy olarak kaldı. Köyün ihtiyarlarına göre, köydeki ailelerin çoğu, oraya Ciyye köyünden gelen kurucu dede Avadullah’ın soyundan geliyordu. Avadullah ailesi, köyün kuzeyi ve güneyi arasında kurulan iki parçaya bölünmüştü, kuzey kısmında Ebu Rayye ailesi bulunurken, güney kısmında El-Baz ailesi yaşıyordu.
Kevkebe sakinleri, tarihleri boyunca 70 metreden daha derin olan tek bir kuyudan su içmişti. Kuyunun suyu, sekiz çeşmeli büyük bir depoya boşaltılıyor ve köylüler topraklarını sulamak için yağmur suyunu kullanırken gündelik su ihtiyaçlarını da kadınların başları üzerinde taşıdıkları kovalarla o depodan karşılıyorlardı.
Yaşamak ve yaşatmak: Kevkebe’de tarım, zanaat ve dayanışma
Kevkebe halkı buğday, mısır ve susam ekerek geçinir, hayvanlarının ihtiyaçları dışında ise nadiren arpa yetiştirirdi. Ayrıca, taşımacılık ve çiftçilikte kullandıkları develerinin yemi için Filistin fiği ekerlerdi. Gazze ve Mecdel/Askalan köyleri arasında Kevkebe köyü üzüm bağlarıyla da nam salmıştı. Köy halkı asma çardakları yapımında ustaydı. Evlerin çevresindeki bostanlar, yani ekim alanları ise baklagiller, buğdaygiller ve kabakgillerin ekimine ayrılmıştı.
Kevkebe kadınları, köy halkının ve komşu köylülerin evlerine serdikleri ve koyun yününden dokudukları kilimler, yorganlar ve minderleri dokumakta mahirdi. Köylüler ayrıca, Kevkebe halkına ek gelir sağlayan her türden süt ürünüyle de tanınırdı.
Masum bir yuvadan Kokhav’a
Nekbe, Kevkebe’yi 11 Ocak 1948 gibi erken bir tarihte, köye giden yolda Arap savaşçıların silahlı bir Yahudi konvoyuna saldırdığı bir çatışma sırasında vurdu. Kevekeb köyü Nekbe yılında adım adım işgal edildi ve sakinleri de 14 Haziran 1948’den itibaren aşamalı olarak yerlerinden edildi. Ancak, Mısır İkinci Piyade Taburu 8 Temmuz’da bir Suudi birliğinin yardımıyla köyü geri aldı. 18-19 Ekim’e kadar Arap güçlerinin elinde kalan Kevkebe, 20 Ekim’de Siyonistlerin Beyt Tima ve Huleykat köyleriyle birlikte köyü tekrar ele geçirdiklerini ilan etmesiyle kaybedildi.
1950 yılında Siyonistler, terk edilmiş Kevkebe köyünün kalıntıları üzerinde, özellikle de köyün güneydoğusunda bulunan topraklarda “Kokhav Michael” yerleşim yerini kurarken, Kevkebe mültecileri onlarca yıl boyunca Gazze’deki mülteci kamplarında kaldılar ve Kevkebe’ye dönüşlerinin her an yakın olduğunu düşünerek evlerini çimentosuz inşa ettiler.