Tarihteki En Prestijli İslam Üniversiteleri
Cami ve üniversite, Arap ve İslam kültüründe manevi ve maddi eğitimin birbirine sıkıca bağlandığı yerleri temsil eden iki kurumun adıdır. Cami, Müslümanların özellikle dini ilimler olmak üzere bilgi edindikleri kurum iken, diğer ilimlerin öğretilmesine duyulan ihtiyaç arttıkça, üniversiteler kuruldu ve diğer disiplinleri öğretmek için amacına uygun bir şekilde geliştirildi.
Başlangıçta bir cami olarak başlayan ve daha sonra zamana ayak uydurmak ve zamanındaki güncel ilimleri öğretmek için gelişen en önemli ve en eski Arap üniversiteleri Fas'taki Karaviyyin, Tunus'taki Zeytune ve Mısır'daki El Ezher üniversiteleridir.
Karaviyyin Üniversitesi ışığını dünyaya yaydı
Guinness Dünya Rekorları kitabı, Fas'ın Fes şehrinde bulunan Karaviyyin Üniversitesi'ni, kurulduğu günden bugüne kadar kesintisiz olarak faaliyet gösteren dünyanın en eski üniversitesi olarak tanımlamaktadır.
"Ümmül Benin" olarak da bilinen Fâtıma el-Fihrî hicri 245 yılında (M. 859) Fas’ın kuzeyindeki Fes şehrinde Karaviyyin kurumunu kurarak insanlığın hizmetine sundu. Kurum Miladi 877 yılında üniversiteye dönüştürüldü.
Fâtıma el-Fihrî, tâbiînden Tunus fatihi ve Kayravan şehrinin kurucusu Ukbe bin Nâfi' el-Fihrî’nin soyundan geliyor. Fâtıma ailesiyle birlikte Kayravan şehrinden (tarihteki adıyla Tunus) İdrisiler devletinin başkenti Fes şehrine (bugünkü Fas) göç etmiş ve aile kendisine uygun bir yer bulduktan sonra oraya yerleşmiştir.
Karaviyyin Üniversitesi tarih boyunca Fas içinden ve dışından pek çok ilim talebesini kendine çekmeye devam etmiş ve bin yıla yakın bir süre entelektüel, kültürel ve dini faaliyetlerin merkezi olmaya devam etmiştir.
Karaviyyin Üniversitesi, ilmi rolünün yanı sıra, zaman içinde Fas'ın yaşadığı çeşitli siyasi dönüm noktalarında da önemli bir siyasi rol üstlenmiştir. Tarihçiler, emirlerin atanması, savaşların başlatılması ve barış antlaşmalarının imzalanması gibi önemli siyasi kararların hepsinin Karaviyyin Üniversitesi'nde alındığını ve tüm bunların üniversitedeki alimlerin imzasını taşıdığını anlatır.
Ayrıca Karaviyyin Üniversitesi, İslam dininin ilkelerini korurken Fas İslam kültürünü de muhafaza etmiştir. Aynı şekilde üniversite özgünlük ile yenilenmeyi birleştirerek İslami karakterin şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Karaviyyin Üniversitesi, Kuzey Afrika ülkelerinden, Arap Yarımadası'ndan ve hatta Avrupa'dan fıkıh, şiir, astronomi ve matematik gibi çeşitli alanlarda eğitim veren çok sayıda Müslüman ve gayrimüslim âlimi kendine çekmiştir.
Karaviyyin Üniversitesi'nde eğitim gören önemli alimler olmuştur. Bunlardan en bilinenleri arasında modern sosyolojinin kurucusu kabul edilen tarihçi Abdurrahman İbn Haldun; İbn Rüşd olarak bilinen hekim ve filozof Ebü’l-Velîd İbn Rüşd; önde gelen Müslüman filozoflardan biri olarak kabul edilen ve "İbn Bacce" olarak bilinen Ebû Bekr Muhammed b. Yahyâ b. es-Sâiğ b. Bâcce et-Tücîbî yer almaktadır.
Ayrıca Endülüslü hekim Musa ibn Maymun, en ünlü Arap ve Müslüman coğrafyacılardan biri olan Muhammed İdrîsî; ünlü matematikçi ve astronom İbnü’l-Bennâ el-Merrâküşî; kıraat ve matematik bilgini İbn Gâzî el-Miknâsî de burada okuyan önemli kişiler arasında sayılabilir. Burada okuyan diğer alimlerle birlikte Arap rakamlarının Avrupa'ya aktarılması sürecinin kendisine atfedildiği Papa Silvester’ın da burada okumuş olması dikkat çekicidir.
Dünyanın en eski bilimsel enstitüsü: Zeytune Üniversitesi
Zeytune Üniversitesi'nin tarihi MS 8. yüzyıla kadar uzanmaktadır. MS 737 yılında Emevi emiri Ubeydullâh b. el-Habhâb’ın yönetimi altında Tunus'ta kurulmuştur. Tarihçilere göre Zeytune Üniversitesi, İslam dünyasının ve hatta tüm dünyanın en eski üniversitelerinden biridir.
Üniversite, İslam dünyasının en eski camilerinden biri olan ve Ubeydullâh b. el-Habhâb tarafından Hicri 116 (Miladi 734) yılında kurulan Zeytune Camii'nin içerisinde yer almaktadır. Üniversite yüzyıllar boyunca İslami ilimlerin öğretilmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Zeytune Üniversitesi, Hafsîler döneminde hukukçu Muhammed b. Arafe ve sosyolog İbn Haldun gibi birçok şahsiyet ve ilim adamı ile ün kazandı. Daha geç tarihte üniversite eğitim almış önemli simalar arasında Tunus ıslah hareketinin önde gelen isimlerinden Salim Bouhajeb, Muhammed en-Nahli, Muhammed Tâhir İbn Âşûr ve El-Ezher Camii Şeyhi Muhammed Hıdır Hüseyin’i sayabiliriz.
Yine Divanu Egani'l-Hayat’ın yazarı şair Ebü’l-Kâsım eş-Şâbbî ve Tahir Haddad gibi Tunus'un en önemli yazarları gibi diğer birçok Tunuslu, Mağripli ve Arap önde geleni burada eğitim görmüştür.
Fransız sömürgeciler Tunus'un sömürgeleştirilmesi sırasında Zeytune Üniversitesi'nin oynadığı rolü ortadan kaldırmaya çalıştılar. Ancak üniversite, sömürgecilerin Tunus'tan İslam mirasını silme girişimlerinin karşısında durmuş ve Arap dili ile dini bilimlerin korunmasında önemli bir rol oynamıştır.
Tunus'un bağımsızlığından sonra Üniversite eğitiminin etkisi zayıflamış ve Üniversite yalnızca Şeriat ve Usuluddin Fakülteleri ile sınırlı kalmıştır.
El-Ezher Üniversitesi: İslam dünyasının feneri
El-Ezher Camii, Fatımiler döneminin önde gelen askeri liderlerinden Cevher es-Sıkıllî tarafından Mısır'da kurulmuştur. El-Ezher adını, Fatımilerin soylarını dayandırdıkları Hz. Peygamber'in (s.a.v) kızı Fatımatüz Zehra’dan almıştır.
El-Ezher Camii, kurulduğu 4 Nisan 970 (24 Cemaziyelevvel 359) tarihinden bu yana halifeler, sultanlar ve Müslüman yöneticiler tarafından ilgi görmüş, genişletilmiş ve inşa edilmiştir. Ezher'in kuruluş amacı sadece ibadet değil, aynı zamanda bilgiyi ve Fatımi doktrinini yaymaktı. Fatımi hanedanının Eyyubilerin eliyle yıkılmasından sonra, Eyyubiler El-Ezher'e kendi inançları doğrultusunda yeniden şekil vererek Mısır'ı şiilikten sünniliğe döndürmeyi başardılar. Sonuç olarak Ezher Sünniliğin öğretildiği bir merkez haline geldi.
Memlük yönetimi sırasında El-Ezher Camii hem dini hem de ilmi öncülüğü elde ederek Mısır ve İslam dünyasında Sünnilerin ilim tedrisi için seçtiği birincil merkez haline geldi. Bu ilmi liderlik, özellikle Bağdat'ın düşmesinden ve Endülüs ile Kuzey Afrika'daki İslami yönetimin bölünmesinden sonra daha da güç kazandı.
El-Ezher, dünyanın dört bir yanından gelen öğrencileri çeken ("Arkan al-Jami" olarak bilinen) salonlarıyla ders ve bilgi dolu olmaya devam etti. Bu salonlar arasında Sudan Salonu, Fas Salonu, Etiyopya, Eritre ve Somali'den gelen öğrencilere adanmış bir salon, Senegal, Nijerya ve Gana'dan gelen öğrenciler için bir salon, bir Çad salonu, bir Nubya salonu, bir Yemen salonu, bir Levanten salonu, bir Endonezya salonu, bir Hint salonu, Harameyn'den (Mekke ve Medine) gelen öğrenciler için bir salon ve bir Afgan salonu vardı.
El-Ezher tedris faaliyetleri ve ilimle dolu olmaya devam etti. Revakları dünyanın dört bir yanından gelen öğrencilere kucak açtı. Bu revakları arasında Sudan revakı, Fas revakı, Etiyopya, Eritre ve Somali'den gelen öğrencilere tahsis edilmiş bir revak, Senegal, Nijerya ve Gana'dan gelen öğrenciler için ayrılmış bir revak, bir Çad revakı, bir Nübye revakı, bir Yemen revakı, bir Şam revakı, bir Endonezya revakı, bir Hint revakı, Harameyn'den (Mekke ve Medine) gelen öğrenciler için bir revak ve bir Afgan revakını sayabiliriz.
El-Ezher Üniversitesi, eğitim sisteminin modern eğitim sistemlerine geçişini takiben 1961 yılında bugünkü haline gelmiştir. Yasaya göre üniversite; üniversite öncesi eğitim, El-Ezher Yüksek Konseyi ve İslam kültürünü tanıtmaya tahsis edilmiş İslami Araştırmalar Kompleksi ile birlikte El-Ezher organizasyonu içindeki kuruluşlardan biri haline geldi.
Ezher her yıl burada eğitim görmek üzere gelen çok sayıda öğrenciyi kabul etmektedir. Üniversite bu öğrenciler için konaklama, iaşe ve korunma için bir yerleşim bölgesi kurulmuştur. Ayrıca üniversite karşılıklı İslami heyetleri misafir etmesinin yanı sıra Mısır'ın birçok Avrupa, Amerika ve Afrika ülkesinde kurduğu İslami kültür merkezleri ve eğitim enstitülerinin de sorumluluğunu üstlenmiştir.