Almanya Eyalet Seçimleri: Kapıdaki Faşizm
Doğu Almanya'da geçtiğimiz pazar günü gerçekleştirilen seçimler, Alman siyaseti için tarihi bir dönemeç oldu. Thüringen ve Saksonya eyaletlerinde yapılan seçimlerde, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi bağıra çağıra gelen zaferlerini sonunda elde etti.
Bu zafer, II. Dünya Savaşından bu yana Almanya'da bir aşırı sağcı partinin ilk kez büyük bir seçim kazanması anlamına geliyor.
Thüringen eyaletinde oyların %33'ünü alarak birinci sıraya yerleşen AfD, Saksonya'da Hristiyan Demokratların (CDU) ensesinde, az bir farkla, %31 oy oranıyla ikinci sırayı aldı.
Almanya'nın federal yönetim sistemi ve eyaletlerin rolü
Almanya, federal bir yönetim sistemine sahip. Berlin'deki ulusal hükümet savunma, dış politika ve vatandaşlık gibi konularla ilgilenirken, 16 iç eyalet (Bundesländer) kendi parlamento ve hükümetlerini kuruyor. Bu eyalet hükümetleri eğitim, sağlık, yerel planlama gibi alanlarda tam yetkili konumda.
Öte yandan Thüringen ve Saksonya'daki yapılan seçimler, 2019'dan bu yana yapılan ilk eyalet seçimleriydi ve sonuçlar Almanya'nın siyasi dengelerini sarsacak nitelikte. Şansölyeyi belirleyecek olan federal seçimler ise 2025 yılının Eylül ayında gerçekleştirilecek. Dolayısıyla eyaletler, gelmekte olanın işaretçisi konumunda.
Görmezden geldikçe büyüyen
Thüringen’de AfD, oylarını yaklaşık %10 artırarak %33 ile ilk sıraya yerleşti. Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) %24 oy oranıyla ikinci sırada yer alırken, yeni kurulan Sahra Wagenknecht Birliği (BSW) %15'in üzerinde oy alarak üçüncü sıraya yerleşti. Sol Parti ise ciddi bir düşüş yaşayarak %30'dan %13'e geriledi. Thüringen’de AfD'nin seçim zaferi, CDU'nun SPD ve BSW ile koalisyon kurma olasılığını gündeme getiriyor.
Ayrıca AfD'nin parti şubeleri, Alman istihbarat teşkilatı tarafından “şüpheli aşırı sağcı” olarak sınıflandırıldığından yakın takip altındalar ve örneğin partinin Thüringen adayı olan Björn Höcke, Nazi sloganı kullandığı için iki kez para cezasına çarptırıldı. Hristiyan Demokratlar AfD ile çalışmayı reddedeceğini duyursa da bir seçim daha AfD’nin görmezden gelinerek diğer partilerle set çekilmesi ne gibi bir sonuç ve geleceğe hizmet edecek bilinmiyor. Dışlanmışlık söylemleri yer yer AfD’ye yarıyor.
Saksonya'da kıyasıya yarış
Saksonya'daki seçimler ise daha çekişmeli geçti. CDU, %32 oy oranıyla birinci sırada yer aldı. Ancak AfD, %31 ile CDU'nun hemen arkasında yer aldı ve büyük bir çıkış yakaladı. BSW %12 ile üçüncü sırayı alırken, SPD %7,3 oy oranıyla dördüncü oldu. Yeşiller Partisi ise %5 barajını geçmekte zorlandı. Bu sonuçlar, Saksonya'da CDU’nun eyalet hükümetini kurmaya devam edeceğini ancak bunu yapmak için BSW, SPD ve Yeşiller ile işbirliği yapması gerektiğini gösteriyor.
AfD'nin güçlenme nedenleri
AfD'nin doğu eyaletlerinde bu kadar güçlenmesinin arkasında bir dizi faktör yatıyor. 2019'daki son seçimlerden bu yana, parti göçmen karşıtı söylemlerle destek kazanmayı başardı. Avrupa’daki göç krizi sonrası güç kazanan AfD, Covid pandemisi ve Ukrayna'nın işgali gibi krizlerden de yararlanarak oylarını artırdı. Almanya'nın Ukrayna'ya verdiği desteği ve Rusya'ya uygulanan yaptırımları eleştiren AfD, bu politikalardan rahatsız olan seçmenlerin desteğini kazanıyor. Ayrıca, Almanya'daki yenilenebilir enerji ve yeşil politikalara karşı artan tepkileri de kendi lehine çevirmeyi iyi biliyor.
Doğu Almanya’daki Thüringen ve Saksonya gibi eyaletler, eski Doğu Almanya topraklarında yer alıyor. Bu bölgelerdeki seçmenler, Batı Almanya'ya kıyasla daha yaşlı, nüfusları azalan ve demokrasiden memnuniyetsizlik oranları daha yüksek olan bir yapıya sahip. AfD gibi popülist partilerde bu bölgelerde daha kolay destek bulmalarına yarayan zeminden faydalanıyor.
Bunun bir yeni örneği ise “solcu” Sahra Wagenknecht Birliği (BSW). Henüz bu yaz kurulan ve bir liderin etrafında toplanma konseptiyle ortaya çıkan BSW, AfD ile birçok ortak yöne sahip. Yeni bir parti için kritik düzeyde oya ve iyi bir çıkış ivmesine sahip olan Wagenknecht, tıpkı AfD liderleri gibi göç karşıtı, Alman ulusal kimliğine vurgu yapan, Rus yanlısı ve Avrupa Birliğine eleştirel bir tavır takınan bir politikacı. Buna rağmen AfD'nin Alman siyaseti üzerinde olumsuz bir etkisi olduğunu ve demokrasiyi tehdit ettiğini düşündüğünü sıkça dile getiriyor.
AfD’nin geleceği ve Brandenburg seçimleri
Thüringen ve Saksonya'daki AfD bölümleri, partinin federal düzeydeki kanadına göre daha radikal olarak kabul ediliyor. Bu durum, AfD'nin eyalet düzeyinde kazandığı başarıların, partinin daha radikal kanadını daha da güçlendireceği anlamına geliyor. Eyalet hükümetlerine giremeseler bile, AfD bu durumu kendi lehine çevirmeye çalışarak “antidemokratlara karşı” mücadele tiyatrosu oluşturacak.
Saksonya ve Thüringen’in biraz yukarısında, Berlin’i içine alan Brandenburg eyaletindeki seçimler ise bu ay içinde yapılacak. Anketlerde açık ara önde giden AfD'nin bu eyalette de büyük bir zafer kazanması bekleniyor. Bu durum, Almanya'nın doğusundaki diğer eyaletlerde de AfD'nin gücünü artırabileceğinin sinyallerini veriyor.