Bağdat-Erbil İlişkilerinde Yumuşama Sürdürülebilir Mi?

Irak merkezi hükümeti ve IKBY arasındaki yumuşama sürecini ve Ankara – Bağdat – Erbil arasındaki temasları araştırmacı Dr. Fatih Oğuzhan İpek, Fokus+ için kaleme aldı.
Fatih Oğuzhan İpek
Bağdat-Erbil İlişkilerinde Yumuşama Sürdürülebilir Mi
28 Haziran 2024

Irak’ta 2003 yılında Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesiyle yeni bir siyasi hayat başladı. Bu yeni düzende kuşkusuz on yıllarca merkezi otorite karşısında özerk ya da otonom arayışında bulunan Iraklı Kürtler önemli aktörler olarak sahneye çıktı. Öyle ki, 2005 yılında ilan edilen yeni anayasada Kürtlere Erbil, Duhok ve Süleymaniye vilayetlerini kapsayan bölgesel yönetim statüsü tanındı. Ayrıca, Irak Cumhurbaşkanının Kürt kesimden seçilmesi teamül haline geldi. Bununla birlikte, işgal sonrası iç çatışma ve anlaşmazlıklar merkezi hükümet ile bölgesel hükümet arasında anlaşılması beklenen petrol başta olmak üzere bazı konulardaki diyaloğa ket vurdu.  

Bu ihtilaflı konular bir yana, bölgesel hükümet DEAŞ ile mücadele bitmek üzereyken 2017 yılında bağımsızlık referandumu yaptı. Dolayısıyla, Bağdat-Erbil ilişkileri epey gerildi. Bu çıkmazdan çıkmak adına, 2021’de yapılan parlamento seçimlerinin ardından tesis edilen Muhammed Şiya es-Sudani başbakanlığındaki merkezi Bağdat hükümeti, devletin kurumsallaşması, otoritesinin güçlenmesi ve Irak’ın iç sorunlarının aşılmasına önem verdi. Bunun yolu ise, Bağdat ve Erbil arasındaki ilişkilerin istikrarlı bir düzleme oturmasından geçmektedir. Bu anlamda son dönemde Erbil ve Bağdat arasında yürütülen müzakereler ilişkilerin geleceğine dair olumlu yönde sinyaller vermektedir.   

Irak merkezi hükümeti ve IKBY arasındaki anlaşmazlıklar  

Yukarıda bahsedildiği gibi, Irak’ta ABD işgali yönetimi ile başlayan Saddam Hüseyin sonrası dönemde kabul edilen anayasa Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne (IKBY) geniş yetkiler tanıdı. Bu çerçevede Erbil sadece kolluk kuvvetlerine sahip olmadı, aynı zamanda kendi petrol kaynaklarını yönetti ve uluslararası piyasalara sattı. Terör ve güvenlik sorunlarının yanı sıra merkezi otoritenin yer yer çöküşü ve siyasi gruplar arası çekişmelerden dolayı ortaya çıkan güç boşlukları IKBY’nin zaman zaman anayasal sınırların dışında hareket etmesine yol açtı.  

 

2013 yılında Erbil’in Bağdat’ın onayı olmadan Türkiye’ye petrol ihraç etmeye başlaması merkezi hükümetle bugüne kadar çözülmeyen büyük bir anlaşmazlık peyda etti. Petrol gelirlerinin paylaşımı hususundaki bu anlaşmazlıklar, Bağdat’ın IKBY’ye yapılan bütçe transferlerini durdurması sebebiyle Erbil’i memur maaşlarını ödeyemeyecek duruma getirerek mali bir krize soktu. 

Öte yandan, 2017 yılında IKBY’nin düzenlediği bağımsızlık referandumu IKBY’de büyük dönüşümlere yol açtı. IKBY siyasetinin önemli ortaklarından Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) bağımsızlık referandumuna karşı farklı yaklaşımlar sergiledi ve çatışma noktasına geldi. Bu esnada, IKBY askeri birlikleri olan Peşmerge içindeki KYB’li unsurların tartışmalı bölgelerden çekilmesi, merkezi Bağdat hükümetinin IKBY’nin anayasal sınırları dışında kontrol ettiği alanların kontrolünü geri almasına olanak sağladı. Bilhassa, bağımsızlık referandumuna sert bir şekilde karşı çıkan Türkiye ve İran’ın merkezi hükümetin yanında durması Türkiye’nin IKBY ile ilişkilerine zarar verirken Türkiye ile merkezi hükümeti yakınlaştırdı. Irak’ın Türkiye ve İran ile sınır bölgelerinde ortak askeri tatbikat yaptı. Dolayısıyla, IKBY’nin yaptığı referandum Erbil’in Bağdat karşısında zayıf kalmasına sebep oldu.  

Bu dönemde, KDP ile ilişkileri bozulan KYB merkezi hükümet ile daha yakın işbirliği içine girdi. Bu durum KYB’nin KDP’ye karşı siyasi konumu güçlendirdi. Dahası, IKBY’nin yürütücü gücü olan KDP bölgede siyasi istikrarı sağlamakta zorlandı. KYB’nin merkezi hükümet ile taktiksel işbirliği KDP’nin etkisini sınırladı.   

Bu esnada, es-Sudani hükümeti önceki yıllara nispeten iç siyasette uyum yakalarken, dış politikayı ABD-İran merkezli olmaktan çıkarıp bölge ülkeleri ile ikili ilişkiler temelinde kurduğu münasebetlerle dengeli bir hale getirdi. Bu minvalde merkezi hükümetin uluslararası toplantıların düzenlenmesi, İran ve Suudi Arabistan arasında sağlanan arabuluculuk faaliyetleri ve Türkiye ile Suriye arasında muhtemel arabulucu rolü gibi adımlarla dış politikada prestij ve güven tesis etme arayışında oldu. Dolayısıyla Başbakan es-Sudani’nin Irak’ın egemenliğini ülke sathına yayan ve merkezi otoriteyi güçlendiren adımlar attığı söylenebilir.  

 

Bağdat-Erbil ilişkilerinde Bağdat’ın ağırlığı artmaya devam etti. Şubat 2024’te Irak Federal Yüksek Mahkemesi (IFYM) IKBY’nin petrol ve petrol dışı gelirlerini merkezi hükümete aktarması gerektiğine ek olarak, merkezi hükümetin IKBY’deki memur maaşlarının Irak bankalarında açılacak hesaplara yatırılmasına hükmetti. Bu nedenle es-Sudani hükümeti IKBY’deki memur ve emekli maaşlarının kamu bankaları tarafından ödenmesi kararını aldı. Bu karar doğrultusunda IKBY maaş ödenecek kişilerin listesini Bağdat’a teslim etmekte direndi. IKBY’deki sosyal baskıyı kaldıramayan KDP bilahare özel güvenlik birimleri dışındaki bütün listeleri teslim etmek zorunda kaldı ve böylece maaşlar ödenebildi.    

Buna ek olarak, IFYM’nin IKBY’nin dört seçim bölgesine bölünmesine karar vermesi, IKBY Bağımsız Seçim ve Referandum Komisyonu’nun görevden uzaklaştırılması, petrol ihracatı konusunda anlaşmanın sağlanamaması ve Uluslararası Mahkeme’nin IKBY’nin petrol ve doğalgaz kaynaklarının ihracatında elini zayıflatması Bağdat-Erbil ilişkilerinde Bağdat’ın konumunu güçlendirdi. Buna karşılık KDP, 10 Haziran’da yapılacak IKBY milletvekili seçimlerine katılmayacaklarını duyurdu. Yine de KYB ile iyi ilişkileri olan Bağdat, KDP’yi ötekileştirmeden yeni bir iç denge yakalama peşinde oldu.   

Petrol meselesi ve Türkiye faktörü  

Bağdat-Erbil ilişkilerinde merkezi sorun haline gelen petrol ve doğalgaz kaynaklarının yönetimi ve ihracatı konusu çözüme kavuşturulmak isteniyor. Irak merkezi hükümetinin 2014 yılında IKBY’nin Bağdat yönetiminin onayı olmadan dış pazarlara petrol ihracatına karşı Uluslararası Tahkim Mahkemesi nezdinde açtığı dava sonucunda IKBY, Türkiye’ye petrol ihracatını askıya aldı. Bu durum Türkiye ile Irak arasındaki dış ticaret hacminin genişlemesini sekteye uğratırken Irak merkezi hükümetinin de gelirlerinin azalmasına yol açtı. Zira, IKBY’nin maaşlarını ödemesi büyük ölçüde bu gelirlere bağlı.  

Irak Başbakanı Muhammed Şiya Sabbar es-Sudani 

 

Türkiye’nin de çözümü üzerinde durduğu Irak merkezi hükümeti ile IKBY arasındaki petrol anlaşmazlığı konusunda Bağdat ve Erbil nihayet uzlaşma görüşmelerine başladı. 8-9 Haziran 2024’te Irak Petrol Bakanlığı ve IKBY yetkilileri arasında varılan uzlaşı sonucu uluslararası şirketlerin IKBY ile yaptıkları anlaşmaları Irak merkezi hükümetine devretmesi kararlaştırıldı. Buna karşılık, Irak merkezi hükümeti IKBY’nin uluslararası şirketlere olan 1 milyar dolarlık borcunu 10 yılda ödeyeceğini taahhüt etti. Ek olarak, Irak merkezi hükümeti IKBY’nin daha önce 22 dolar olarak belirlediği ham varil petrolün fiyatını da 8 dolarda sabitleyerek IKBY’nin elde ettiği gelir fazlasını da kontrol altına almış oldu. İki tarafın petrol meselesine ortak bir çözüm bulduğu söylenebilir. Sonuç olarak yakın bir tarihte Türkiye ve Irak arasındaki petrol akışının yeniden başlaması bekleniyor.   

Burada Türkiye’nin merkezi Irak hükümetiyle ilişkilerde yakaladığı yüksek ivmeye paralel olarak Erbil ve Bağdat arasındaki diyaloğu destekleyici adımlar atması, Bağdat-Erbil ilişkilerinde birkaç yıldır karara bağlanmayı bekleyen sorunların kilidini açması bakımından önem taşıyor. Nitekim, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Irak’a ziyaretinde hem Bağdat hem de Erbil’i ziyaret etmesi, Türkiye’nin Irak politikasında Bağdat ile Erbil arasındaki uyumu önemsediğini gösteriyor. Zira, Irak’tan Türkiye’ye uzanan Kalkınma Yolu Projesi’nin başarıyla hayata geçmesi IKBY ile merkezi hükümet arasındaki sorunların çözümünü de gerekli kılıyor.  

Nihayetinde Irak merkezi hükümeti, KDP üzerindeki baskıyı Kürt tarafının kendi arasında konsolide olacak seviyeye getirmeden anlaşmaları hukuki zeminde sürdürme çabasındadır. Önümüzdeki dönemde KYB ile Bağdat yönetimi arasında sıkışıp kalan KDP’nin Bağdat yönetimini karşısına almak yerine uzlaşmacı tavır sergileyen Irak merkezi hükümeti ile müzakere temelli sürece girmesi bekleniyor. Erbil-Bağdat ilişkilerinin uyum kazanması sürecinde Türkiye, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin desteklediği Kalkınma Yolu Projesi önemli bir rol oynayabilir. 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.