Gazze’de İskele Suretli ABD Donanma Üssü
Yüzlerce ton ABD silahının her gün uçakla İsrail'e nakledildiği bir dönemde Gazze'ye denizden yardım adı altında Akdeniz'in Gazze kıyısında geçici bir iskele kurulması pek inandırıcı değil. Bu alışılmadık girişim, Gazze'de 'insani' kaygılar kisvesi altında tepkileri dindirmekten ziyade Washington'un bölgedeki daha geniş jeopolitik hedeflerine hizmet edecek.
Eğer ABD gerçekten acil olarak Gazze'ye yardım gönderme konusunda endişeli olsaydı, bunu Gazze Şeridi'nin İsrail ile olan birçok kara sınırı geçişi üzerinden ve kapısında yüzlerce yardım kamyonunun girmek için sıra beklediği Filistin/Refah ile Mısır arasındaki sınır kapısı aracılığıyla yapabilirdi. Bu girişim, İsrail'in Gazze'ye olan kara sınırlarını istediği kadar kapalı tutmasını kolaylaştıracak, yani bir abluka olacak. Gazze limanı büyük yük gemilerinin yanaşamayacağı kadar küçük.
Buradaki fikir, uluslararası insani yardımın Kıbrıs'ın güney kıyısındaki, çatışma bölgesine sadece 210 deniz mili uzaklıktaki Larnaka'ya gönderilip depolanmasıdır. Daha sonra İsrail'in katılımıyla incelenecek ve teslimat için yüklenecek. Yardımlar, Gazze yakınındaki Larnaka'dan büyük bir kargo gemisiyle taşınacak, ardından çıkarma gemileriyle Gazze kıyılarına indirilecek. Uzun vadeli senaryo bölgede kapalı liman inşa edilmesini de içeriyor.
Akdeniz’e yeni ABD donanma üssü
ABD'nin uluslararası deniz hukukunu ihlal edecek deniz iskelesi Akdeniz'de yeni bir ABD Üssü'nün alt yapısı mı? Aynı zamanda karada kurulacak donanma üssü ile Gazze sahilini yasadışı bir şekilde işgal etmeye yönelik bir hile mi? Bu basit bir yüzer iskele değil. ABD'ye göre Gazze'deki yüzer iskelede son bulacak "yardım yağmuru" insani yardımın Güney Kıbrıs'tan Gazze'ye ulaştırılmasını kolaylaştırmayı amaçlıyor.
Bu koridor hacim olarak günlük ihtiyaç duyulan yardımın her şekilde altında kalacak, Güney Kıbrıs'ta İsrail tarafından denetlendikten sonra yola çıkarılacak bu yardım kargoları sevkiyatı zahmetli ve masraflı bir yöntem. Halbuki çok basit bir şekilde bu karayolundan sağlanabilirdi. İsrail'in daha önce "çift kullanımlı" mallar olarak nitelediği yani hem askeri hem de sivil olarak kullanılacağını iddia ettiği (bisküvi, vantilatör, ilk yardım malzemeleri, ilaç, tavuk, çadır demir ve kazıkları vs.) ürünlerde hassasiyet gösterdiği düşünüldüğünde sürenin daha da uzaması muhtemel.
Ayrıca Güney Kıbrıs'ta da limanda böyle bir altyapı/vinç olmaması buraya da yatırımı gerektiriyor. Ağır tonajlı gemilerin demir atacağı düşünüldüğünde Güney Kıbrıs'taki iskelenin de derin su limanı haline getirilip bir donanma üssüne çevrilmemesinin de önünde engel yok.
Bu şekilde nükleer güçle çalışan denizaltılar dahil uçak gemisi dahi yanaşabilir. Gazze'de, Akdeniz'deki kuvvetli rüzgarlar ve yüksek dalgalar hesaba katıldığında bir dalgakıran da gerekecek. Giderek yüzer iskeleden kalıcı bir limana dönüşecek.
Karada ise El-Kassam Tugayları başta olmak üzere onlarca Filistinli askeri hareket İsrail'in Gazze'deki iskele ile bağlantılı karada oluşturduğu Netzarim koridorunu parçalamaya çalışıyor ve İsrail Ordusunu bu iskeleye giden bölgeden çekilmeye zorluyor.
Gazze’deki Netzarim Koridoru
749 numaralı yol olarak da bilinen Netzarim Koridoru, bu doğu-batı geçidi, Gazze Şeridi'nin kuzey ve güney bölgelerini bölüyor ve İsrail ordusu tarafından öncelikle askeri erişim için inşa edilen müstahkem bir yol. Rotanın stratejik konumu ve askeri önemi, yardımın Gazze'ye karadan girişini ve dağıtımını zorlaştırıyor. Üzerinde iki kontrol noktası ve iki askeri üs kurulan Netzarim Koridoru da siyasi manevralar için bir sis perdesi.
Gazze'nin tamamı üzerinde İsrail'in daha fazla kontrol sağlanmasına da izin verecek bu Netzarim koridorunun ucundaki iskelenin konumu, İsrail ve ABD'nin Filistinlilerin enerji kaynaklarını çalma konusundaki çıkarlarıyla uyumlu olarak Gazze açıklarındaki açık deniz gaz sahalarında da koruma ve hakimiyet sağlıyor.
Yardım giriş noktalarının, kıtlığın en şiddetli olduğu Gazze'nin kuzey kesimlerinden uzakta, İsrail ordusunun kontrolündeki bölgelere konumlandırılması, İsrail'in Gazze'den tamamen çıkmasını talep eden ateşkes müzakerelerine rağmen fiziksel olarak Gazze'de kalma askeri hedefleriyle stratejik bir uyum içinde olduğunu gösteriyor.
Washington'un jeopolitik hesaplarını anlamak için Biden'ın 20 Ekim 2023'te Kongre'ye yaptığı ve İsrail'in güvenliğine yönelik yardım talep ettiği açıklamalarını incelemekte fayda var.
“Bu ihtiyatlı bir yatırım. Gelecek nesiller için Amerikan güvenliğine fayda sağlayacak”, “İsrail'i her zamankinden daha güçlü hale getireceğiz” ve “Ortadoğu'da iyi bir gelecek inşa edeceğiz"
ABD/İsrail’in Gazze üssü planı
Asya ile Afrika arasındaki kavşakta ve Hint Okyanusu ile Akdeniz sınırında yer alan Filistin, tarihin bilinen en eski büyük güçlerinin de çekişme noktası olmuştur. Tarihsel olarak, Afrika'daki güçler veya Mısır'ı kontrol edenler için Filistin, askeri strateji açısından stratejik Süveyş noktasını güvence altına almanın anahtarı olmuştur. Benzer şekilde, Asya'daki veya kıtadan çıkan güçler için Süveyş'e erişim açısından Filistin'i kontrol etmek hayati önem taşıyordu.
Bugün ABD, Yemen'in Kızıldeniz ve çevresinde Akdeniz'e doğru genişleyen deniz operasyonları nedeniyle Bab el-Mendeb geçişine erişimin potansiyel kaybıyla karşı karşıya. Böyle bir kayıp muhtemelen Kızıldeniz stratejik bölgesindeki ve Batı Asya'daki güç dengesini değiştirecektir. Tarihsel ve güncel rekabetler göz önüne alındığında, Biden'ın belirttiği gibi Washington'un önemli bir avantajının Süveyş Kanalı'nı Tel Aviv üzerinden kontrol etmesi olduğu açıkça görülüyor.
İsrail'in Gazze Şeridi üzerindeki hakimiyeti ve ABD'nin insani yardım kisvesi altında Gazze'nin açık denizlerini kontrol etmesi, ABD'nin Süveyş Kanalı çıkışları ile İran ve Rusya'dan Doğu'ya giden yollar üzerindeki kontrolünü de kolaylaştırabilir. İsrail'in Gazze'deki hedeflerinin Washington'un stratejik hedefleriyle uyumlu hale getirilmesi ABD'nin İsrail'e verdiği desteğin nedenini açıklıyor.
Gaz çalmak için yüzer bir iskele
Anlattıklarım sadece yardımların girişine yönelik küçük bir iskeleden daha ziyade “Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Koridoru” olarak adlandırılan ABD projesinin hayata geçirilmesi yolunda bir ilk adım olabileceğini gösteriyor. Gazze'deki çatışmaların tozu dumanı çökmeden önce, yaklaşık 150 ülkeyi kapsayan ve Çin'in yaklaşık bir trilyon ABD dolarını seferber ettiği kadim "İpek Yolu"nu yeniden canlandırmayı amaçlayan Çin projesiyle karşı karşıya kaldı.
Öte yandan İsrail, ABD ile, Filistin kıyılarına bakan bölgenin, özellikle de enerji alanındaki birçok özel çalışmanın derinliklerinde bulunduğunu gösterdiği Gazze Denizi'nin üzerinde yüzdüğü gaz ve petrol kuyularını kontrol altına almaya çalışıyor. 2,5 trilyon metreküpten fazla gaz.
Bu, üretimi yaklaşık 600 milyar metreküp olduğu tahmin edilen Leviathan rezervuarı ve ardından Tamar rezervuarı başta olmak üzere İsrail'in Akdeniz'deki dört büyük rezervuarı tarafından üretilen miktarın çok üzerinde bir rakamdır. Üretiminin yaklaşık 300 milyar metreküp olduğu tahmin edilen Karesh Tanin rezervuarı, üretim hacminin yaklaşık 100 milyar metreküp olduğu tahmin ediliyor. Filistin gaz sahası "Gaza Marine" ise birkaç kilometre ötede bekliyor. Uzmanların Filistin ekonomisine yılda üç milyar dolardan fazla kaynak sağlayabileceğini tahmin ettiği yaklaşık bir trilyon metreküp doğal gazdan oluşan zenginliğini çıkarmak için birisinin elini uzatması gerekiyor. Tek başına saha, 20 yıldan fazla bir süre boyunca yılda yaklaşık bir buçuk milyar metreküp gaz üretebilir.
Filistin enerji kaynaklarının kontrolü Gazze'nin geçici iskelesinin şifresi gibi görünüyor ve belki de bu aynı zamanda İsrail'in ayrıntılı bir plan aracılığıyla Gazze'ye karşı yürüttüğü acımasız savaşın ana hedeflerinden birini de temsil ediyor. Hedeflerinin çoğu Filistin karasularındaki üç ana gaz sahasında (Gazze Marine, Samson ve Nawa) yer alırken, kuşatma altındaki Şerit'te katliam ve yıkımlar yürütüyor. Yürüttüğü savaşın gölgesinde, Akdeniz'deki Filistin karasularının yaklaşık %74'ünde kapsamlı gaz arama faaliyetlerine başlamak için dünyanın en büyük yedi arama şirketinin gerekli lisanslarını feshetmeye çalışıyordu.
İsrail'in Gazze'de altıncı ayını dolduran ölümcül savaşı sırasında Tel Aviv'in, aralarında İtalyan enerji şirketi Eni, İngiliz BP, Kore Ulusal Petrol Şirketi'nin bir yan kuruluşu olan Dana Petroleum ve İsrailli Ratio Petroleum'un da bulunduğu altı yerli ve yabancı şirkete Gazze açıklarında doğal gaz araması için 12 lisans verdi. İsrail Enerji Bakanlığı, uluslararası hukuka göre Filistin deniz sınırları içinde sayılan bölgelerde yeni doğal gaz imtiyazları verdiğini duyurdu.
İmtiyaz alanları, Gazze kıyılarına bitişik olan ve yüzde 62'si Filistin'in deniz sınırları içinde kalan G Bölgesi ile sırasıyla yüzde 73 ve yüzde 5'i Filistin'in hak iddia ettiği deniz sınırları içinde yer alan H ve E Bölgeleri. Filistin 2015 yılında BM Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne (UNCLOS) taraf olduğunda deniz sınırlarını ilan etmişti. Ayrıca 2019 yılında bölgenin coğrafi koordinatlarını ve sayısını da verdi.
Ancak İsrail BMDHS'ye taraf değil ve Filistin Devleti'ni tanımıyor; bu da işgalci bir güç olarak Filistin'in deniz sınırlarını tanımamak ve uluslararası normları çiğnemek için bir bahane sağlıyor. Filistin deniz alanına İsrail iç hukukunu uygulanıyor. İsrailli yetkililer Filistin'in deniz alanları üzerinde tam ve etkin bir kontrol uygulayarak Gazze'nin kendi sularındaki kaynaklara erişimini engelliyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.