Gazze'ye Bakarken Batı Şeria Da Elden Gitti

Batı Şeria’nın İsrail’e mali ilhakının önünü açan idari uygulamaları gazeteci Mete Sohtaoğlu, Fokus+ için kaleme aldı.
Mete Sohtaoğlu
Gazze'ye Bakarken Batı Şeria Da Elden Gitti
19 Temmuz 2024

2,8 milyon Filistinli ve 670 bin İsrailli yerleşimciye ev sahipliği yapan Batı Şeria, İsrail'in askeri işgali altında ve uluslararası alanda tanınan Filistin Yönetimi ise sınırlı bir özerkliğe sahip. 1995 yılında yapılan II. Oslo Anlaşması ile bölgede Özerk Filistin Yönetimi kurulması kararı alındı ve bölge toprakları üç parçaya bölündü. Buna göre A bölgesi sınırlı olarak Filistin yönetimine, B bölgesi siyasal açıdan Filistin yönetimine ancak güvenlik açısından İsrail kontrolüne, C bölgesi ise bütünüyle İsrail kontrolüne bırakıldı. Bu anlaşma ile İsrail’in kontrol ettiği bölgelerin toplamı, tüm Batı Şeria’nın yüzde 60’ını kapsayacak şekilde garanti altına alındı. Son 30 yıldır Filistin idaresi bölgenin yarısından daha az bir kısmını yönetirken, kalan tüm bölgeler zaten İsrail’in doğrudan kontrolünde olan yerler haline geldi.

Batı Şeria'nın mali ilhakı

Filistin Yönetimi, İsrail'in Filistin hükümeti adına topladığı vergi fonundan Gazze Şeridi'ne ve Filistinli tutuklulara ayrılan miktarın kesilmesi kararı sonrasında vergi fonunu almayı reddetti. Filistin Yönetimi ise "Eksik vergi fonlarının alınmaması" yönünde karar aldı. Gazze'ye tahsis edilen fonun kesilmesi kararı, Batı Şeria'nın Gazze'den ayrılmasının güçlendirilmesi anlamına geliyor.

 

Filistin vergi fonları; İsrail'den veya İsrail aracılığıyla Filistin pazarına ithal edilen mallara uygulanan vergi ve harçlar olarak biliniyor. İsrail Maliye Bakanlığı aylık yaklaşık 210 milyon dolara ulaşan bu vergileri yüzde 3'ü karşılığında tahsil ediyor.

İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) arasında 1994'te imzalanan Paris Ekonomi Protokolü gereğince İsrail yönetimi, kontrolü altındaki sınır kapılarından Filistinliler adına topladığı yıllık 2 milyar doları Filistin hazinesine aktarıyor.

İsrail, Gazze Şeridi'ni kontrol eden Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'in güneyindeki kasabalara saldırmasından bu yana Filistinli işçilerin Batı Şeria'dan girişini engelliyor.

Filistin Maliye Bakanlığı verilerine göre İsrail, Filistin yönetimi adına topladığı vergi gelirlerinden toplamda yaklaşık altı milyar şekel (1,61 milyar dolar) kesti. Filistin yönetimi özel krediler alarak açığın bir kısmını kapatmaya çalışıyor. Ama bu seçenek gelecek ay ya da ondan sonraki aylar için sürdürülebilir değil. Filistin Yönetimi'ne bağlı kamu sektörü çalışanları 7 Ekim saldırısından önce maaşlarının yüzde 70-80'inden fazlasını da alamadılar. İsrail'in, Filistin Yönetimi'nden kestiği vergi gelirlerinin kamu bütçe gelirlerinin yüzde 70'ine tekabül ediyor.  

Gazze'de işgal, Batı Şeria'da ilhak

İsrail, Batı Şeria ile Gazze Şeridi’ni coğrafi olarak kalıcı bir şekilde ayırma ve  Filistin Yönetimi ile Filistinli grupların her birinin siyasi hedeflerini ve hatta ideolojik düzeyde görüşlerini birbirlerinden uzaklaştırma peşinde. İsrail'in en büyük korkusu ise Batı Şeria'nın Gazze'ye dönüşmesi. İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in geçen ayın başlarında Batı Şeria'ya ilişkin planları konusunda yaptığı bir konuşmanın ses kaydı sızdırıldı. Smotrich konuşmasında, işgal altındaki Batı Şeria'nın bağımsız bir Filistin devletinin parçası olmasını engellemekten bahsetti. Bir Filistin devletini önlemenin yolunun Yahudi yerleşimlerini geliştirmek olduğunu söyleyen Smotrich "Amaç, sistemin DNA'sını uzun yıllar boyunca değiştirmektir" dedi.

Smotrich: "7 Ekim'den sonra İsrail toplumunda bir konsensüs oluştu. Bunun yolu, yerleşimleri geliştirmektir ve biz de İsrail devletinin yerleşimleri düzenli bir şekilde geliştirmesiyle sonuçlanacak geniş yapısal süreçleri gerçekleştirmeye odaklanıyoruz."

Smotrich önümüzdeki birkaç yıl içinde Batı Şeria'da yerleşimi teşvik etmek için toplu taşıma ve yol sistemleri geliştirme ihtimalinden bahsederek bölgeye "1 milyon Yahudi getirmekten" söz etti. 

 

İsrail uzun süredir işgal altındaki Batı Şeria'yı Yahudileştirmek için kapsamlı bir plan yürütüyor. Bu kapsamda birçok araziye el konulurken bölgede Yahudilerin iskân edilmesi için yerleşimler inşa ediliyor. İsrail yetkilileri, işgal altındaki Batı Şeria'da 24 milyon metrekarelik Filistin topraklarına daha el koydu ve bunları daha fazla yasadışı yerleşim yeri inşa etmek için "devlet malı" olarak sınıflandırdı.  

İsrail yetkilileri Ürdün Vadisi'ndeki Filistin topraklarını üç aşamada devlet malı ilan etti. İlk aşama, Naftali Bennett başkanlığındaki önceki hükümet döneminde, üç milyon metrekare Filistin toprağının ilhak edildiği dönemdi. Dört ay önce, 8,5 milyon metrekare daha ilhak edildi ve dün 12 milyon metrekare daha ilhak edildi ve “devlet malı” ilan edildi. İsrail'in planı, yasadışı ilhak edilen topraklarda yerleşim birimleri, konut birimleri ve sanayi ve ticaret alanları inşa etmeyi içerir.

İsrail Ordu Sivil İdaresi Yüksek Planlama Konseyi'nin bölgede 5 bin 300 yerleşim birimi ve Batı Şeria'daki farklı bölgelerde pazarlanacak yaklaşık 600 diğer konut biriminin inşası için izin vermesi bekleniyor.

İsrail makamları, Batı Şeria'nın güneyindeki Hebron bölgesindeki Negohot yerleşiminde 152 konut birimi, Ürdün Vadisi yerleşimlerinde 260 konut birimi, Batı Şeria'nın güneyindeki Kiryat Arba yerleşiminde 140 konut birimi ve işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyindeki Nablus yakınlarındaki Elon Moreh yerleşiminde 186 konut biriminin inşasını da onayladı. 

Aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in amacının "Filistin'in coğrafi yakınlığını engellemek, diğer yandan da Yahudi yerleşim birimlerinin yakınlığını sağlamak" olduğu ortaya çıktı. 

1993'ten bu yana en büyük toprak gaspını gerçekleştirdi

İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'da Ürdün Vadisi'nde 12.7 kilometrekarelik (12 bin 700 dönüm) araziye el konulması kararı 1993 Oslo Anlaşmalarından bu yana en büyük toprak gaspı niteliğinde.

İsrail mart ayında Batı Şeria'da 8 kilometrekare, şubat ayında ise 2.6 kilometrekare araziye el koydu. 2024 yılında şimdiye kadar toplamda 23 bin 686 dönüm araziye el konuldu. Söz konusu araziler birbirine bitişik ve Ramallah kentinin kuzeydoğusunda yer alıyor. İsrail hükümeti bu arazileri devlet arazisi ilan ederek İsraillilere kiralanmasına olanak sağlıyor ve arazilerde Filistinlilerin özel mülkiyetini yasaklıyor.

Smotrich, Batı Şeria’nın yönetim yetkilerini İsrail Savunma Bakanı'na bağlı Sivil İdareden alınıp alt kadrolara verildiğini ve Savunma Bakanlığında 26 üyeli hukuk danışmanlığı birimi oluşturulduğunu da açıkladı.  

 

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in yaptıkları, Batı Şeria'nın fiilen İsrail'e ilhak edilmesinin önünü açan bazı idari uygulamalardır. Batı Şeria'da yönetimin yetkileri İsrail Savunma Bakanı'na bağlı Sivil İdare'den alınarak Smotrich'e bağlı sivil yetkililere verildi ve yerleşimcilere, İsrail yasalarının uygulanmasına başlandı. Yasadışı ilhak, şu an resmi olarak Filistinliler için ve İsrailli yerleşimciler için iki yasal sistemin işlediğini gösteriyor. Smotrich, yaklaşık bir ay önce Hillel Roth'u Sivil İdare'nin Başkan Yardımcısı olarak atamış, ona yerleşim yerleri inşa etme ve Filistinlilerin topraklarına el koyma yetkisi vermişti. Roth, emirleri imzalama, Yüksek Planlama Komitesi’ni toplamaya, devlet arazisi ilan etme, yol kamulaştırmalarını imzalama gibi yetkilere sahip. 

Tüm yerleşim birimleri ve arazi konuları Askeri Hukuk Danışmanlığından İsrail Savunma Bakanlığına devredildi. 

İsrail Yerleşim Birimleri İdaresi, su, elektrik ve yol sağlanacak 63 yerleşim karakolunu yasallaştırmak amacıyla bir liste üzerinde çalışmaya başladı, bütçe ayrıldı. Önümüzdeki beş yıl içinde Batı Şeria'daki yerleşim birimlerine giden ve bu yerleşim birimlerini İsrail’e bağlayan yolların geliştirilmesi için yaklaşık 2 milyar dolar tahsis eden Maliye Bakanı bu planın bir milyondan fazla İsrailliyi çekmeyi hedeflediğini belirtiyor. Özellikle Batı Şeria'nın yüzde 60'ını kapsayan C Bölgesi'nde Filistinlilere ait evlerin yıkım çalışmalarına hız verdi. 

Hatırlatmakta fayda var Smotrich'in lideri olduğu Dini Siyonizm Partisi’nin tüzüğünün, merkezinde Batı Şeria'nın olduğu Büyük İsrail'in kurulması çağrısında bulunuyor.

Sırada Kudüs var

İsrail'deki kiliselerin liderleri, kendilerinden vergi almak isteyen yetkilileri "kutsal topraklardaki Hristiyan varlığına karşı koordine bir saldırıyla" suçluyor. Bu hafta Başbakan Binyamin Netanyahu'ya mektup yazan Katolik, Rum ve Ermeni kiliselerinin liderleri, vergi ödemezlerse kanuni yaptırımlarla karşılaşacaklarını belirten bildirimleri dört farklı belediyeden aldıklarını söyledi.

İsrail ve Filistin topraklarındaki nüfusun yüzde 2'sinden azını Hıristiyanlar oluşturuyor. ABD Dışişleri Bakanlığına göre, İsrail'de 182 bin, Batı Şeria ve Kudüs'te 50 bin, Gazze'deyse 1300 İsevi yaşıyor.  Kutsal topraklarda kayda değer büyüklükte toprakları olan kiliseler, çok uzun zamandır emlak vergisi ödememelerini okul, hastane ve yaşlı bakımevleri gibi devlete de yararı dokunan hizmetleri karşılamalarıyla gerekçelendiriyor.

Gazze ve Batı Şeria'dan sonra aynı planı İsrail, mali ilhak ile Kudüs'te hızlandırarak uygulayacak gibi görünüyor.  

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.