İkinci Tura Kalan İran Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin Kazananı Kaybedeni
İran'da 28 Haziran tarihinde düzenlenen 14'üncü dönem cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kaldı. İran'ın yeni cumhurbaşkanının kim olacağı hala belirsizliğini korurken, ikinci tur seçimler İran'ın karşılıklı iki kutbunu temsil eden Reformist aday Mesud Pezeşkiyan ile muhafakazar aday Said Celili arasında 5 Temmuz tarihinde gerçekleşecek.
Seçimlere katılım oranı yüzde 40 seviyesinde kalırken reformist cephenin halkı sandığa çekmede etkili olamaması ve muhafazakar cephenin tek bir aday üzerinde anlaşamaması seçimlerin öne çıkan tartışmalı konu başlıkları oldu. İran siyaseti bir müddet daha kronikleşen meşruiyet sorununu, halkın sandıklara neden güven duymadığını ve siyasi grupların kendi aralarındaki sorunlarını gündeminde tutmaya devam edecek gibi görünüyor.
Anayasayı Koruyucular Konseyinin cumhurbaşkanlığına aday olan isimler hakkında verdiği kararlar sonrası, 14'üncü dönem cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 3 kutuplu olacağı öngörülüyordu. Konsey 6 isme adaylık izni vermiş ve reformistleri Mesud Pezeşkiyan'da birleştirirken, muhafazakarları Celili ve Kalibaf arasında seçim yapmaya zorlamıştı. Kalan diğer adaylar ise etkisiz veya bir başka adayın lehinde çekilecek "tavşan adaylar" olarak görülüyordu.
Celili, İran muhafazakarlığı içerisinde radikalleşen bir dip dalgayı temsil ederken Kalibaf geleneksel ılımlı muhafazakarlığın liderliğini yapmakta. Seçimlerin son gününe kadar Celili'ye Kalibaf lehinde adaylıktan çekilmesi yönünde baskı yapılırken, Celili stratejik bir karar alarak Kalibaf'a rağmen cumhurbaşkanlığında kararlı olduğunu ve çekilmeyeceğini gösterdi. Celili bu anlamda kendisine yönelik baskılara boyun eğmeyerek beklenenin üzerinde bir oy aldı ve seçimi ikinci sırada tamamladı.
Celili, İran siyaseti içerisinde uzun süredir yükselen ve yeni bir alternatif muhafazakarlık söylemi inşa eden radikal Payidari Cephesinin İran siyasetinde ne kadar etkili olduğunu ortaya koymuş oldu. Geleneksel muhafazakarlık Kalibaf liderliği ile kaybederken, Ayetullah Misbah Yezdi'nin öğrencileri yeni muhafazakarlar Celili liderliğinde kazandılar. Seçimler ikinci tura kalsa da adaylar düzeyinde 14'üncü dönem cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kazananı Said Celili ve kaybedeni Muhammed Bakır Kalibaf oldu.
İran’da cumhurbaşkanlığı seçimine katılım oranı
Reformist aday Mesud Pezeşkiyan, ilk turda en çok oyu alarak seçimleri ilk sırada tamamlayan isim olsa da, 2021 yılında yüzde 48 olan katılım oranının yüzde 40'a gerilemesi reformist cephe için iyi bir mesaj vermiyor. Reformist cephenin kazanması için küskün seçmeni bir şekilde sandığa çekmesi gerekirken bunu başaramadığı gibi katılımın daha da azaldığını görüyoruz. Elbette Pezeşkiyan faktörünün belki yüzde 30'larda kalacak olan katılım oranını nispeten artırdığı iddia edilebilir ancak bu kazanmaya yeter bir oran değil. Reformist siyasetin hala bir "elit" sınıf olarak konumunu devam ettirmesi, İran toplumunda başarısız görülen siyasi figürleri halkın önüne çıkarması ve bir yönüyle statükocu davranması muhaliflerin sandığa gitmemesinde etkili olabiliyor. Pezeşkiyan'ın bu noktada bir fark yaratabileceği öngörülse de, özellikle etnik ve mezhepsel azınlıklardan oy alamadığı ve bu farklılıkların sandığı boykot etmeye devam ettiği görüldü.
Seçimlere katlımın en az olduğu bölgeler İran'ın etnik ve mezhepsel farklılıklarının olduğu Sistan-Belucistan, Huzistan, Kurdistan ve Loristan eyaletleri oldu. Pezeşkiyan'ın Türk kökenli olması İran'ın Doğu ve Batı Azerbaycan eyaletlerinde kendisine olan ilgiyi artırsa da, öngörülenin aksine diğer azınlıklarda bir heyecana neden olmadı.
Pezeşkiyan ve Celili arasındaki ikinci tur seçimlerin belirleyici değişkenleri ise katılım oranı, kutuplaşma, kırsal ve etnik bölgelerden gelecek oylar olacaktır. İlk tur seçim sonuçlarında reformist aday Pezeşkiyan yüzde 42,5 oy oranı ile ilk sırada yer alırken, yüzde 38,6 oy oranı ile muhafazakar aday Celili ikinci sırada yer aldı. İki isim arasında çok az bir oy farkı bulunuyor. İran cumhurbaşkanlığı seçimlerinde düşük katılım muhafazakar cepheye yararken bu kez 3 kutuplu seçim nedeniyle ilk turda reformistlerin seçimi önde kapadığını gördük.
Seçimlerde katılımın yüzde 40 seviyesine gerilemesi reformist cephede şaşkınlığa neden olurken bu durum ikinci turda muhafazakarların elini güçlendirmekte. İlk turda Celili ve Kalibaf ikilisinin adaylıkta ısrar ederek bir uzlaşı sağlayamamaları ve reformistlerin muhafazakar oyları bölmesi ilk turu Pezeşkiyan'ın önde bitirmesini sağladı. Ancak ikinci turda yüzde 13,8 oy oranına sahip Kalibaf'ın Celili'ye vereceği destek ve muhafazakarların "devrimci cephe" olarak Celili'de birleşecek olmaları muhafazakarların elini güçlendiriyor.
Muhafazakar cephe, kamuoyuna Celili ve Kalibaf ikilisi üzerinde yansıyan ihtilaflarını erteleme kararı alarak Celili'yi destekleme noktasında birleştiler. Kalibaf seçim sonrası yayınladığı bildiride devrim cephesi olarak Said Celili'yi destekleyeceklerini açıklayarak kendi tabanından tek muhafazakar adaya oy vermelerini istedi. Bu anlamda ikinci turda Pezeşkiyan'ın oy oranını artırması, seçime katılım oranına bağlı olacaktır. Pezeşkiyan'ın farklı nedenler ile sandığa gitmeyen "küskünleri" bir şekilde ikinci turda sandığa çekmesi gerekiyor. Bu durum kaçınılmaz olarak iki zıt düşünceyi temsil eden adaylar arasında kutuplaşmayı artıracaktır ve adayların şimdiden bu kutuplaşmaya ihtiyaçları var.
Muhafazakarların ve reformistlerin karşılıklı iddiaları
Pezeşkiyan cephesi Celili ve ekibini "Taliban" olmakla suçlarken, muhafazakar devrimci cephe, başarısız Ruhani hükümeti üzerinden reformistleri Batı ve ABD karşısında teslim olmakla suçluyor. Her iki aday da seçmenin taşıdığı korku ve umudu kullanarak sandıktan zaferle ayrılma peşinde.
İkinci tur seçimlerine doğru giderken adaylar arasında başörtüsü, internet kısıtlamaları, özgürlükler, ekonomi ve yolsuzluklar üzerinden kutuplaşmanın arttığını görüyoruz. Örneğin, iki aday da internet kısıtlamaları üzerinden birbirlerini suçlarken, ironik bir şekilde söz konusu kısıtlamanın devam ediyor oluşu halkın sandığa gitme kararını etkileyebiliyor. Pezeşkiyan Batı ile ilişkileri düzenleyen, içeride başörtüsü, internet ve özgürlükler konusunda önemli reform paketleri vadeden bir konumda. Pezeşkiyan dış politikada başta ABD olmak üzere Avrupa ile ilişkileri normalleştirmeyi savunurken, Celili'nin iş başına geleceği bir İran'ın Kuzey Kore ve Taliban'dan farksız olacağını iddia etmekte.
Reisi'nin mirasını devam ettirme söylemi ile seçimlere katılan Said Celili ise, dış politikada "devrimci ilkelere" bağlı kalmayı ve ABD ile bir kez başarıya ulaşmayan müzakereci anlayışa karşı "direnişi" devam ettirmeyi esas alıyor. Ülke içerisinde bireysel hak ve özgürlüklere karşı geleneksel muhafazakar söylemi sahiplenen Celili, başta internet olmak üzere sosyal ve kültürel faaliyetlerin denetlenebilir olması gerektiğini savunmakta. Ekonomide direnişi esas alan Celili, ülkenin petrole olan bağımlılıktan kurtartılması gerektiğini ve yerel üretimi artırarak kendi kendine yetebilen bir ülke inşa edilmesi gerektiğini düşünüyor.
İki zıt kutbun yarışacağı ikinci tur seçimlerinde Celili Muhafazakar oyları kendisinde toplayacağı için güçlü görünse de, bireysel hak ve özgürlükler noktasında artan kutuplaşma muhalif seçmeni sandığa çekebilir. Ancak Pezeşkiyan'ın bunun için pek fazla zamanı yok ve 5 Temmuz tarihine kadar küskün seçmeni sandığa çekebilmesi bir hayli zor görünüyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.