Irak’ta Türkiye ve İran’ın PKK Savaşı
Türk basınında yer alan basın bültenlerine göre PKK terörünü bitirme konusunda anlaşan Türkiye ve Irak atılacak adımlara odaklandı. Bağdat’tan Ankara’ya bir heyet geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da nisan ayı bitmeden Irak'a bir ziyaret gerçekleştirmesi planlanıyor.
PKK’nın bölgeden nasıl çıkarılacağının planlandığı Türkiye ile Irak arasında en az 25 maddelik bir mutabakat zaptı hazırlanacağı belirtiliyor. Bağdat'taki iç dengeler ve PKK'nın Sincar'da artan etkisi anlaşmanın başarısını tehdit edecektir.
Türkiye'de altyapısı oluşturulacak olan terörle mücadele metni Irak hükümetinin onayının ardından Irak Meclis'ine gönderilecek. Meclis'in onaylamasının ardından da terör örgütüne yönelik operasyonlar başlayacak. Irak meclisi bu Türkiye ile imzalanacak mutabakat metnini geçirmemesi muhtemel görünüyor.
Irak ordusu harekat için konuşmaya başladı
Türkiye, Kürt Bölgesel Yönetimi Bölgesi'nde PKK'ya karşı mayıs ya da haziran aylarında büyük bir askeri operasyon planlıyor. Irak ordusu, Türk kuvvetleri ile PKK arasındaki hat üzerine kuvvet yığmaya başladı ve KDP kontrolündeki bölgede Duhok ile Mergasor arasında asker konuşlandırmaya başladı. Özellikle Irak birliklerinin, Türk güçlerinin PKK ile yoğun çatışmaya girdiği Gara Dağı'na giden vadide konuşlanmış olması dikkat çekiyor. Bağdat'ın Türkiye ile iş birliği yapmak amacıyla mı yoksa PKK ile Türk birlikleri arasında yeni çatışmaları durdurmak için tampon görevi görmek amacıyla mı bölgeye güçlerini taşıdığı henüz anlaşılabilmiş değil.
Türkiye sınırından 40 km'den fazla uzaklıkta bulunan dağ silsilelerinin hedef olacağını tahmin ediyorum. Bu harekat, Türkiye'nin sınırına yakın bölgelerin ötesine geçerek Kürt Bölgesel Yönetimi topraklarının derinliklerine ilk kez nüfuz ettiği bir operasyon olacak.
Odak noktası Gara Dağları
Tarihi olarak nitelendirilen harekatın odak noktalarından biri Gara (veya Gare) sıradağları olacak. Gara sıradağları, Türkiye sınırından 40 km'den fazla uzaklıkta geniş bir alan kaplar ve Duhok ilinden Erbil iline kadar uzanır. Gara sıradağlarının batı kısmı Duhok şehir merkezine 15 km'den az, doğu kısmı ise Erbil ve Musul merkezlerine yaklaşık 50 km mesafededir. Gara Dağı, PKK'nın stratejik bir bölgesi olarak kabul edilir; burada PKK'nın en geniş tünel ağı, saklanma yerleri ve operasyonel kapasitesi bulunmaktadır.
Gara sıradağları, PKK’nın askeri kanadının karargahına ev sahipliği yapmakla birlikte, PKK’nın Kandil'deki ana karargahı ile Türkiye, Suriye ve Sincar'daki saldırıları arasında stratejik bir bağlantı görevi görüyor. Türkiye sınırından uzaklığı nedeniyle lojistik zorluklar içeren bu dağlar, Türk askeri operasyonları için büyük zorluklar barındırıyor. Bu nedenle, bölgede yeni üs bölgeleri oluşturulması ihtimali yüksek.
İran’ın Türkiye’ye tekinsiz yeşil ışığı
Türkiye'nin oluşturulacak güvenli bölgesinin her iki tarafında yer alan Süleymaniye ve Sincar, İran'ın nüfuz alanıyla çakışıyor ve bu da Ankara'nın farklı siyasi ve güvenlik düzenlemeleri yapmasını gerektiriyor. İran'ın Irak'ta PKK'dan kurtulmayı neden kabul ettiği ve bunun nasıl yapılacağı henüz bilinmiyor. Zira PKK/HPG militanlarının faaliyetleri 2016'dan bu yana İran için Şam ve Beyrut'a uzanan önemli bir stratejik hat üzerinde İran yanlısı gruplarla çakışıyor.
Türkiye'nin planında IKBY'nin dağlık bölgelerinde geniş çaplı bir askeri operasyon yapılması ve Bağdat'ın operasyon sırasında istihbarat desteği, harita, bilgi ve sınır gözetimi sağlaması öngörülüyor. Ama İran destekli Haşdi Şabi'nin PKK'dan nasıl kurtulacağını ya da Türkiye'nin PKK'yı etkisiz hale getirmesine nasıl yardımcı olacağını tahmin etmek hayli zor. Ya da esas soru İran destekli Şii gruplar Bağdat'ın emirlerine uyacak mı?
İran ve PKK’nın kürt bölgesini aşındırma planı
Türkiye harekata hazırlanırken Bafel Talabani liderliğindeki KYB ve PKK ittifakı da yeni bir evreye sıçrayacak. Uzun zamandır Avrupa ve Süleymaniye’de böyle bir çalışma yürütülüyor. Hatta belki içinde Haşdi Şabi’ye bağlı bazı sivil toplum kuruluşlarının da olduğu, KDP karşıtı siyasi oluşumların olduğu bir cephe ilan edilecek.
Ethem Barzani liderliğinde ve İran'ın desteğiyle kurulacak Kürt Hizbullahı’nın da ilan edilmesi bekleniyor. Yeni partinin beklenen lideri Ethem Barzani, Şeyh Osman Ahmed Barzani'nin oğlu. Şeyh Osman Ahmed Barzani de KDP lideri Mesud Barzani'nin amcası.
Bu cenahta yer alması beklenen Babil Hareketi lideri Rayan el-Kildani, Bağdat'taki Irak Fetva Evi'nden Müftü Mehdi Ahmed, Irak'taki İran etkisine yakınlıkları ve KDP ile olan gergin ilişkileriyle tanınıyor. İran'ın PKK ile kurmaya çalıştığı ittifakın popülerlik veya kitlesel ivmeye sahip olduğu görünmüyor. Sonuç olarak, İran’ın amacı, Irak’taki Sünni, Kürt ve Hıristiyan siyasi partiler ve güçlerden oluşan bir grubu kullanarak, ülkenin çeşitli siyasi ve coğrafi alanlarını etkin bir araç olarak kontrol etmektir.
İran’ın PKK kartı
İran örgütün ilk kuruluşundan itibaren PKK içinde her zaman kendine yakın gördüğü isimlerle sürekli bağlantı halinde olmuştur. Cemil Bayık, Mustafa Karasu, Rıza Altun bu isimlerden bazılarıdır. İran’ın himayesi altında Cemil Bayık Merge Pahn’da, Mustafa Karasu ise Tahran’da yaşamaktadır.
Örgütün kuruluşundan bu yana Cemil Bayık, Irak-İran sınır hattında bölgede yaşamaktadır ve neredeyse hiç bu bölgeden ayrılmamıştır. Kandil ile Süleymaniye arasında yer alan Cemil Bayık, İran'da Tahran ve hatta Urmiye'ye kadar olan bölgelerde de sempati toplamış durumdadır. Ayrıca, Murat Karayılan’ın bu yılın mart ayı başlarında Gare’den bölgesinden ayrılarak Süleymaniye çevresine geçtiği bildirilmektedir.
Şu anda PKK’nın yönetimi ve ana kadrosu, İran’ın ve Irak’ın izin verdiği koşullar altında Süleymaniye-Asos hattında bulunmaktadır. PKK İran’ın da desteklediği gibi, Süleymaniye'yi KBY'den ayırarak, Irak içindeki statüsünün yeniden değerlendirilmesini talep etmektedir.
Talabani- PKK ittifakı
Gelişmeler, Irak'ta Bafel Talabani’yi iki seçenek arasında bırakacak: IKBY'den ayrılarak Bağdat’ın federal hükümetine katılmak ya da Yurtseverler Birliği liderliğinde Süleymaniye, Kerkük ve yeni Halepçe vilayetini içine alan yeni bir Kürt bölgesi oluşturmak. Bu durum, Irak’ta yeni bir çatışma ortaya çıkarabilir.
İran da bu vesile ile Bağdat ile Ankara arasındaki bu ortak terör anlayışını Irak'ta sabote ermek isteyecektir. Harekatı engelleyebilmek için Bafel Talabani liderliğindeki KYB ve PKK ittifakı da siyasileştirecek. Hatta Irak Ordusu çatısı altında Talabani (PKK,Haşd-i Şabi) üzerinde bir anayasal koruma zırhını İran sağlayacaktır.
Sudani’nin zor seçimi
Amerikalı Biden yönetimi, terör listelerinde yer alan büyük Şii milislerin hükümette ana taraf olarak yer almasına rağmen Sudani hükümetini gözetim altında tutuyor. Aynı zamanda, Amerikan güçleri çekilme adı altında Erbil ve Süleymaniye'de yoğunlaşıyor. Irak sahasında yaşanan bu gelişmeler ‘erken seçime gidilmesini mümkün kılabilir. Irak'ta Türkiye ile yapılan mutabakatı uygulayabilecek bir hükümetin kalmaması riski bulunmakta. Daha önemlisi İran’ın nüfuzu altındaki Irak parlamentosundan bu mutabakat metninin ya da anlaşmanın geçirilmesi oldukça zor görünüyor.
Irak devletinin, yetkililerin iradesine tâbi olmayan gruplar nedeniyle iki başlı bir yapıda olması, Sudani hükümeti için büyük bir sorun teşkil ediyor. Irak'ta İran bağlantılı 80 grup ve 200.000 savaşçısı var. Bunların bir bölümü Irak Ordusu çatısı altında her alıyor. Türkiye ile ortak bir harekat merkezi kurulması halinde bu İran destekli grupların yer alıp almayacağı bilinmiyor. Irak Ordusu, özellikle Musul’da muharip eğitimli çok sayıda personelini kaybetti. Irak Ordusu'nun yol kontrolü ve engelleme dışında başka operasyonel kapasitesinin olmadığı düşünülmektedir.
Irak siyasetinde Gazze etkisi
Irak’taki silahlı gruplar, Gazze'de yaşanan olaylar nedeniyle canlanarak yeni bir meşruiyet ve varoluş nedenleri kazandı. Son 12 ay boyunca, Sudani hükümeti milisleri silahsızlandırma girişiminde bulunmasa da, en azından faaliyetlerini durdurmayı başarmıştı. Ancak şimdi, milisleri kontrol altında turmak çok daha zor hale gelecek. Irak'taki militanların güçlenmesi, İran'ın ülkenin iç işlerine daha yoğun müdahale etmesine neden olacak.
Irak muhtemelen istikrarsızlığa dönecek, başbakanın ekonomik ve yatırım planlarını tehlikeye atacak. Daha da kötüsü, El Sudani, son on iki ay içinde başarıyla kabul ve destek kazandıktan sonra, eylül ayında planlanan erken seçimler öncesinde silahlı Şii gruplara daha fazla bağımlı hale gelebilir. Bu milislerin baskısı altında, Sudani'nin kararlarını ve eylemlerini sorgulama ve kısıtlamalar getirilmesi olasılığı artacaktır.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.