İran'ın Akdeniz Donanma Üssü
İran, 2017'de Tartus ilinin Ayn el-Zerka bölgesinde bir liman kurma, yönetme ve işletme imtiyazını elde etti. İran, 2024'ün başlarında Suriye'nin Akdeniz kıyısındaki Tartus'ta kurulan küçük bir deniz üssünü genişletmeye başladı.
İsrail aslında İran Donanma Üssü’nü vuruyor
Suriye kıyısındaki son gelişmeler, İran Devrim Muhafızları'nın Doğu Akdeniz kıyısında bir askeri üs kurmanın son aşamalarında olduğunu gösteriyor. Bu hamle, İran'ın Suriye'deki etkisini sağlamlaştırmayı amaçlıyor. Bu genişleme bu yıl Tartus Valiliği'ndeki hedeflere yönelik İsrail hava saldırılarının artan sıklığının arkasındaki kimsenin dikkat etmediği nedenlerden biri.
İran bir yıldan uzun süredir, Suriye rejiminin kontrolündeki Cebleh ve Tartus şehirleri arasındaki askeri bölgede bulunan bu üste çalışıyor. Üssün inşası başlangıçta İran Devrim Muhafızları'ndaki bir lider olan Reza Zari tarafından kontrol ediliyordu.
Zari, mart ayında Hizbullah üyeleriyle birlikte Banyas Limanı yakınlarında İsrail'in düzenlediği bir hava saldırısında öldürüldü. İran medyası Zari'nin yasını tuttu, İran Deniz Piyadeleri'ndeki rolünü kabul etti ve Tahran'ın hem siyasi hem de askeri yollarla Akdeniz'deki varlığını iddia etme stratejisini vurguladı.
Zari'nin ölümünün ardından üssün tamamlanması görevi, Akdeniz'deki deniz faaliyetlerini, özellikle de Amerikan ve Batılı deniz kuvvetlerinin hareketlerini izlemekle görevli İran-Lübnan özel bir birliğine komuta eden Hajj Ghulam lakabıyla da bilinen Tuğgeneral Hamid Radhizadeh tarafından devralındı.
İran'ın Suriye Esad rejimi Donanması ile ilişkisi 2007'ye dayanıyor. 2009'da Noor füzeleriyle donatılmış İran botlarının Suriye'ye teslim edilmesiyle ilerleme sağlanıyor. 2013'e gelindiğinde İran, Akdeniz'deki İran donanma faaliyetlerini koordine etmeyi ve potansiyel askeri amaçlara sahip ticari gemileri izlemeyi amaçlayan Tartus kırsalında deniz, hava ve elektronik harp kuvvetleri için ortak bir operasyon merkezi kurmuştu.
İran'a etkisini daha da genişletmek için Suriye Esad rejimi, Lübnan sınırına yakın Tartus Valiliği'nde yeni bir liman inşa etme imtiyazını bir İran şirketine verdi ve yönetim ve işletme hakları 30 ila 40 yıl uzatıldı.
İran, özellikle askeri ve sivil (ticaret) deniz operasyonlarını iç içe geçirerek güvenlik, ekonomik ve jeopolitik avantajlar elde etmek için Suriye'deki deniz varlığını kullanıyor.
İran'ın Akdeniz hayalleri
İran'ın Suriye kıyısındaki hırsları bölgesel politikalarına yönelik uluslararası muhalefet nedeniyle zorluklarla karşılaşabilir. Büyüyen İran askeri varlığı, Rusya'nın Suriye üzerindeki baskın etkisine ve kontrolüne doğrudan bir meydan okuma olarak görülüyor ve potansiyel olarak iki müttefik arasında sürtüşmeye yol açabilir.
Öte yandan Rusya'nın, kendi üssünün yakınında İran'ın rakip bir deniz askeri varlığa sahip olmasına izin verip vermeyeceği de dikkat çeken bir husus. İran'ın Suriye kıyılarına yönelik bu stratejik hamlesi, Tahran'ın Akdeniz'deki konumunu, potansiyel olarak Rus çıkarları pahasına da olsa güçlendirmeye çalışmasıyla, bölgesel güç dinamiklerinde önemli bir değişime işaret ediyor.
İran, Akdeniz'de nüfuzunu güçlendirerek, Irak ve Suriye arasındaki Kerkük-Banyas Petrol Boru Hattı’nın yeniden işler hale getirilmesi ve Lübnan kıyısına bir alternatifin oluşturulması, özellikle Beyrut Limanı’nın hedef alınmasından sonra İran savaş gemilerinin ve askeri faaliyet yürüten ticari gemilerin Akdeniz'deki hareketlerinin koordine edilmesi ve Rusya'dan bağımsız olarak Suriye'deki stratejik çıkarlarını güvence altına almanın yanı sıra, füze parçalarının taşınması, keşif ve elektronik dinleme yapılması gibi gelecekte elde etmek istediği çıkarlarını güvence altına alarak Suriye ve bölgedeki askeri gücünü artırmayı hedefliyor.
İran'ın Suriye'ye amfibi çıkarma korkusu
Jusoor Araştırma Merkezi'nde askeri araştırmacı olan Rashid Hourani bazı konulara dikkat çekiyor. Askeri deniz limanı, genişletilip üs haline getirilecek bir coğrafi özelliğe sahip değil.
Kıyıya yaklaşıldıkça kayalık alanların varlığının yanı sıra, kıyıları ya çok derin, sığ ya da kumlu alanlardan oluşmaktadır. Bu durum deniz araçlarının karaya oturmasına, ciddi hasar almasına veya tamamen yok olmasına yol açabilecektir. Ayrıca tıpkı dört füze kapasiteli hücumbotlarının büyük zorluklarla girdiği Tartus'taki el-Beyde Limanı'nda (El-Harithi Kışlası) olduğu gibi bazı askeri gemilerin buraya yerleştirilmesi de zordur.
Bir deniz üssünün ihtiyaç duyduğu kruvazörler, muharip gemiler, füze hücumbotları, devriye botları, koruma gemileri, deniz mayın tarama gemileri, denizaltılar ve deniz uçakları arasında entegrasyonun sağlayan deniz silahları bulunmamaktadır.
Finansal maliyeti İran'ın karşılayamayacağı kadar yüksek olan özel bir iskele inşa edilmesi ve söz konusu üsse askeri teçhizat sağlanması mümkün gözükmüyor.
Sonuç olarak İran, sonuncusu 2023 yılında İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani'nin katılımıyla gerçekleşen, İran destekli milisler ve Suriye rejim güçleri arasında birçok ortak askeri kara projesi gerçekleştirmesinin aksine, deniz kuvvetleri ile Suriye kıyılarında herhangi bir harekat gerçekleştirememektedir.
(İran'ın ilan etmiş olduğu üssün bulunduğu yer olan) Arap el-Malik bölgesi deniz çıkarmaları için uygun bir alan olmakla birlikte bu durum, kurmayı amaçladığı deniz gücünün boyutunun ne kadar küçük olduğunu da göstermektedir.
Bu, İran'ın o bölgede konuşlanmasının yalnızca Suriye'ye karşı bir amfibi deniz çıkarması yapılması korkusundan kaynaklanabileceği ve bu nedenle varlığının saldırıdan çok savunma amaçlı olduğu anlamına gelmektedir.
Yapılandırılmaya çalışılan üs Suriye kıyısındaki Ceble ve Baniyas kentleri arasında, Arap El-Malik plajı yakınında, Suriye rejim ordusuna ait hava savunma kışlasının bir parçası olarak görünüyor.
İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü'ne bağlı 840. Birlik ile Lübnan Hizbullah'ına bağlı 102. Birlik, üsteki askeri sevkiyat, depo ve diğer binaların güvenliğini sağlamak ve korumakla görevli.
Esad rejimi ordusu Nisan 2024'te hava savunma güçlerini barındıran üssü boşalttı. Son görüntülerle 2023 yılının ikinci çeyreğindeki uydu görüntüleri karşılaştırıldığında, Suriye rejiminin radar sistemini ve Sam-5 füze fırlatma bataryalarını boşalttığı, ayrıca üssün yapısında, Devrim Muhafızları'nın muhtemelen artık depolama ve yönetim amaçlı kullandığı yeraltı 'hangarları' hariç, küçük değişiklikler yaptığı görülüyor.
Suriye'deki Rus güçlerinin, askeri teçhizat ve silah kaçakçılığı da dahil olmak üzere İran'ın birçok operasyonuna destek sağladığı da göz önüne alındığında İran Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı uçakların Rusya'nın işlettiği Hmeimim Hava Üssü’ne ulaştığı ve kargolarını üssün depolarında depolamasına izin verildiği anlaşılıyor.
İsrail'in Halep ve Şam havaalanlarını bombalayarak uzun süre hizmet dışı tutmasının ardından, geçen yılın sonunda ve bu yılın başında bir dizi ardışık saldırı gerçekleştirerek İran uçağı Hmeimim'e inmişti.
Geçtiğimiz şubat ayında Hmeimim'de depolanan ve bilinmeyen bir yere transfer edilmeden önce, İran Savunma Bakanlığı tarafından üretilen, gemi karşıtı füzeler ve korsanlık operasyonları için tasarlanmış hızlı saldırı botları olan iki Siraj gemisi de buraya indirildi.
İran, bu yılın başlarında bu tip hızlı savaş botlarını çeşitli tip ve menzildeki füzeler için fırlatma platformlarıyla da donattı.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.