İsrail’in Sıradaki Hedefi Güney Lübnan

İsrail’in sıradaki hedefinin güney Lübnan olduğunu belirten gazeteci Mete Sohtaoğlu, işgal ordusunun hazırlıklarını Fokus+ için kaleme aldı.
Mete Sohtaoğlu
İsrail’in Sıradaki Hedefi Güney Lübnan
7 Haziran 2024

Lübnan-İsrail sınırındaki çatışmaların ilk aylarında 110 kilometreden uzun ve 10 kilometreye varan derinlikteki sınır bölgesindeki çeşitli kasabalar hedef alındı. Doğuda Şeba'dan Nakura'ya kadar uzanan sınır boyunca uzanan 38 kasaba ve köy ilk etapta hedef oldu. Şimdi bu çatışma 40 km derinliğe kadar genişlemiş durumda, aynı şekilde İsrail topraklarında da çatışma alanı genişliyor. Sonuçta Tel Aviv, Gazze savaşının ortasında güney Lübnan'da 20-30 kilometreden daha derin bir tampon bölge kurmayı hedefliyor. 

Bir süre önce İsrail, Hizbullah'ın Lübnan'ın doğusundaki ana karargahı olan Baalbek kenti civarını hedef aldı. Beyrut’un güney banliyölerinde Hamas Hareketi’nin bir liderini hedef alan hava saldırısı dışında, çatışmaların başlangıcından beri İsrail saldırıları, sınır bölgeleri veya güneyin derinlikleriyle sınırlı kalmıştı. İlk kez Hizbullah’ın ülkenin doğusundaki ana kalesi olan ve İsrail sınırına yaklaşık 100 kilometre uzaklıkta bulunan Baalbek kentinin civarı hedef alındı.

Hizbullah, İsrail’le devam eden yıpratma savaşını sürdürmeyi tercih ediyor ve geniş bir cephe açmaya başlayan taraf olmamaya dikkat ediyordu. İsrail ise Lübnan saldırılarında ‘Hizbullah’ın ikinci, üçüncü düzey liderlerine ve İsrail’e füze fırlatmaktan sorumlu olanlara’ odaklanıyor.

İsrail uzun zamandır Hizbullah altyapısını vuruyor ve liderlerini hedef alarak hareketi felce uğratmaya çalışıyor. 

İsrail, Hizbullah’ın vurucu alanları olan füze rampaları ve hedefleriyle sınırlı kalmayıp Lübnan ekonomisine kaynak oluşturan kurum ve fabrikaları etkileyecek bir savaşa da zemin hazırlıyor.

Lübnan ordusu da vuruldu 

İsrail’e ait bir tank, 5 Aralık’ta el-Adissa kasabasındaki el-Uveyda Tepesi’nde Lübnan ordusuna ait bir mevziyi hedef aldı. Bunun sonucunda bir asker öldü ve üç asker de yaralandı. Ardından İsrail ordusu, olayın bir kaza olduğunu ve kasıtlı olmadığını belirten bir özür açıklaması yayınladı. 8 Aralık’ta da ordu tesisleri yeniden hedef alındı ve Ayn Ebel kasabasındaki hastane merkezi İsrail bombardımanına maruz kaldı. Olayda ölüm meydana gelmezken maddi hasar yaşandı.

İsrail’in Lübnan’daki sınır savaşlarında kullandığı argümanlar, terörist Hizbullah tanımlamasından faydalanmaya çalıştığını ve meşrulaştırdığını gösteriyor. Bir şekilde örgüt tanımını kullanarak Lübnan ordusunu kapsam dışında tutmaya özen gösteriyor.

Anlattığım saldırılar sınırları kontrol etmeyi gerektiren görevini yerine getirmemesi halinde Lübnan ordusunu hedef almaktan çekinmeyeceğine dair bir uyarı olarak da görülebilir.

Lübnan’a Fransız müdahalesi 

Geçtiğimiz aylarda Fransa, İsrail ve Lübnan'a bir teklifte bulunmuştu. Teklif, 1701 sayılı uluslararası kararın tam olarak uygulanmasını öngörüyordu.

2006'da savaşı sona erdiren 1701 sayılı karar, sınır bölgesinde Lübnan ordusu kuvvetlerinin ve UNIFIL (BM Barış Gücü) güçlerinin dışında herhangi bir silahlı güç konuşlandırmayı yasaklıyor. 

Teklif, İsrail’in hava ihlallerine son vermesinin yanı sıra saldırıların durdurulmasını denetlemek üzere Fransa, ABD, İsrail ve Lübnan’dan oluşan dörtlü bir komite kurulması karşılığında, Hizbullah savaşçıları ve müttefiklerinin sınırdan 12 kilometreye kadar geri çekilmesini içeriyordu.

Temel hedef Hizbullah'ı sınırdan 10 ila 15 kilometre uzağa itmekti. Böylece 60 bin İsrailli, Hizbullah'ın güdümlü tanksavar füzelerinin ve roketlerinin çoğu 10-40 km menzile sahip Hizbullah'ın güdümsüz Katyuşa tarzı roketlerinin menzilinden çıkarılacaktı. 

İsrail’in amacı yeni bir sınır anlaşması 

İsrail, Gazze savaşındaki kargaşayı fırsata çevirerek, Hizbullah güçlerini Litani Nehri'nin kuzeyine itmek, Şeba Çiftlikleri bölgelerine ve Gacar köyünün kuzeyine uluslararası bir güç yerleştirmek ve yeni bir cumhurbaşkanının atanmasını zorlamak (İsrail lehine bir sınır anlaşması) istiyor.

Aynı zamanda Tel Aviv yönetimi, İsrail ve Lübnan arasında çizilen deniz sınırlarını yeniden oluşturarak Litani Nehri'nin Akdeniz çizgisinden başlatmak istiyor. 

İsrail, Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararındaki özel bir maddeye vurgu yaparak oyunun kurallarını değiştirmeye ve sınırda güvenli bir bölge oluşturmaya çalışıyor. 

Bu madde, Mavi Hat ile Litani Nehri arasında silahlı kişilerden ve her türlü teçhizat veya silahtan arındırılmış bir alan oluşturulmasına ilişkin sekizinci paragrafın ikinci bendi. 

Lübnan tarafındaki karar vericiler (Hizbullah ve müttefikleri), işgal altında bulunan ve "özgürleştirilmesi" gereken Lübnan toprakları (Şeba çiftlikleri, Kuzey Gacar ve Kefr Şuba tepeleri) olduğu sürece, İsrail'in şartlarını kabul etmenin mümkün olmadığını düşünüyor. 

Birleşmiş Milletler (BM) iki ülke arasındaki Mavi Hat’ı tanımlamasına rağmen, Şeba Çiftlikleri’nden Ras en-Nakura’ya kadar 13 sınır noktası hakkında çekişme, anlaşmazlık mevcut.

İsrail ordusu ‘Savaşlar arasında savaş’ (The War Between the Wars) sloganı altında Lübnan'a düzenlenen bu hava saldırılarında aynı zamanda İran’ı caydırmayı ve iki bölgesel rakip arasında açık bir savaş çıkması durumunda İran’ın İsrail’i vurma kabiliyetini zayıflatmayı amaçlıyor.

Litani Nehri cephesi 

Çatışma bölgesinde Lübnanlı ve Filistinli beş silahlı grup güney cephesindeki askeri faaliyetlerine devam ediyor. Lübnan ordusunun, ülkenin bir örgüt tarafından savaşa sokulmasını engellemek için ülkenin güneyindeki son savaş sırasında ağır silahlarıyla ortaya çıkan ‘direniş grupları’ tarafından kullanılan silahları toplaması pek mümkün görünmüyor.

İç savaştan bu yana alışılagelmiş bir durum olarak bireysel silahlar Lübnanlıların elindeyken ağır silahlar Hizbullah, Emel Hareketi ve Cemaat-i İslami üyelerinin yanı sıra İzzettin el-Kassam Tugayları ve İslami Cihad Hareketi gibi Filistinli grupların eline geçti ve kullanılıyor.

Gazze'deki savaşla sınırda eş zamanlı devam eden mevcut savaş, Hizbullah'ın 2006'da İsrail'e karşı verdiği son savaşa kıyasla coğrafi olarak sınırlı kalıyordu.

Savaş Hizbullah'a karşı bir ‘yıpratma savaşına’ dönüştü ve Hizbullah'ın kayıp sayısı Temmuz 2006'daki savaşa yaklaştı.

18 yıl önceki savaş 350 Hizbullah savaşçısının ölümüyle sonuçlanmış olsa da, mevcut savaşta kayıp sayısı 320'yi geçmiş durumda.

Gazze’den bölgesel savaşa

Gazze'deki savaşın kolayca daha geniş çaplı bir bölgesel savaşa dönüşebileceğini düşünülüyordu. Fakat şu an, ne Washington ne de Tahran sınırsız bir bölgesel savaş istiyordu… Lübnan'a kadar..

Bunun yanında, her ikisi de kendi askeri güçlerini doğrudan bir çatışmadan uzak tutabilecek kabiliyete milis güçleriyle sahip. 

İran'ın bölgedeki örgütlere, doğrudan somut yardım sağlayamaması bölgesel gücünün sınırlarını gösteriyor. Ayrıca Gazze'de Hamas’ın ortadan kaldırılması ya da ciddi şekilde zayıflatılması, Lübnan’da Hizbullah’ı İsrail’in olası bir saldırısına karşı daha savunmasız hale getirecek. 

Bu gelişme İran'ın bölgede artan nüfuzunu tehlikeye atacak ve dış politikasına ağır bir darbe indirecektir. Hizbullah, savaşın kuzey cephesinin açılıp açılmayacağına artık kendisinin değil, İsrail'in karar vereceğini biliyor.

İran, Gazze'deki olaylardan sonra elde edeceği hasadı ciddi bir kaygıyla bekliyor.

İran'ın bölgede gözden çıkaramayacağı tek güç Lübnan Hizbullah'ı.

İsrail’in Lübnan planı 

"Gazze Savaşı Askeri Birlik Takibi"ne göre 146. Tümen (205, 226, 228 yedek tugayları) Lübnan işgali için görevlendirildi. 36. Zırhlı Tümen (188. Zırhlı Tugayı, Golani Tugayı, Kiryati Yedek Zırhlı Tugayı, Etzioni Yedek Tugayı), 98. Tümen (7. Zırhlı Tugay, 35. Tugay, bir Komando Tugayı, 551. Yedek Tugay) hazırlıklarını tamamlayıp kuzey sınırına konuşlandırıldı.

Lübnan işgalinin 12 tugaydan oluşan 3 tümenden oluşması bekleniyor. Şu an sınırda 18 bin asker konuşlandırılmış durumda. Bu rakam 2006'daki savaşta Lübnan'a giren İsrail asker sayısının iki katı.

Her ne kadar işgal ve savaş için haziran ayı işaret edilse de savaş şu an için yakın değil.

Hazır olanlar dışında işgale katılacak başka tugayların çoğu, örneğin 7. Tugay, 35. Tugay ve Komando Tugayı halihazırda Gazze ve çevresinde bulunuyor. Henüz kuzeye kaydırılmadılar ve işgal için hazırlanmadılar. 

Gerekli her şeyin kuzeye taşınması için gereken minimum süre 2 ay. İsrail ordusu tüm hedeflerini 3 aydan kısa bir süre içinde (ideal olarak 50 gün içinde) tamamlamak zorunda.

İşgal esnasında İsrail ordusunun gücünün yüzde 60'ı yedek askerlerden oluşacağı için 3 ay geçtikten sonra görevlerinin sona ermesi, terhis edilmeleri gerekiyor.

Yine, Gaza War Tracker'e göre bu birlikler olmadan da işgale devam etmek mümkün değil. İsrail ordusunun tek başına yeterli düzenli askeri birliği yok ve de herhalükarda işgale devam etmek için sonsuz sayıda yedek asker çağırması da mümkün değil.

Eğer İsrail ordusu bu süreden önce Litani Nehri'ne kadar olan bölgeyi ele geçirmeyi başarırsa savaşı kazanmış olur.

İsrail, Litani Nehri'ne kadar olan tüm bölgeyi ele geçirmek amacıyla bu yılın ağustos ayı civarında Güney Lübnan'ı işgal etmek için adım atacaktır.

Unutulmaması gereken Gazze'deki ateşkes ya da varılacak mutabakat Lübnan sınırını kapsamıyor.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.