Proje 2025: Amerika 'Bölünmüş' Devletleri

Muhafazakar “Heritage Foundation” vakfının hazırladığı, federal yönetimde kapsamlı değişiklikler öneren ve Trump’ın seçilmesiyle hayata geçirilmesi planlanan “Proje 2025” ile ABD’yi bekleyen değişiklikleri gazeteci Mete Sohtaoğlu, Fokus+ için kaleme aldı.
Mete Sohtaoğlu
Proje 2025 Amerika 'Bölünmüş' Devletleri
14 Temmuz 2024

Seçmenler son haftalarda Başkan Biden ve Demokratlar, eski Başkan Donald Trump'ın Beyaz Saray'da ikinci kez seçilmesi durumunda neler yaşanabileceğini tahmin etmeye çalışırken, "Proje 2025" adını giderek daha fazla duyuyor.

Muhafazakar Heritage Vakfı'nın gözetiminde yürütülen çok yönlü girişim, yürütme organında köklü bir değişikliğe öncülük edecek bir sonraki Cumhuriyetçi başkana yönelik ayrıntılı bir plan içeriyor. Bu proje Trump ile ilişkilendirilerek seçilmesi halinde hayata geçirilmesi planlanıyor.

Kılavuzu yazmaya veya düzenlemeye yardımcı olan 38 kişiden 31'i Trump'ın yönetiminde veya geçiş döneminde bir şekilde görev yaptı. 

Heritage Vakfı'nın bir ABD yönetimi üzerinde doğrudan nüfuz sahibi olması ilk defa olmayacak.  1981'de, Ronald Reagan'ın başkanlığının başlangıcında, "Amerikan halkını Washington işlevsizliğinden kurtarmak" için ilk Mandate for Leadership'i yayınladı. Ekonomik durgunlukla mücadele ve Soğuk Savaş'ı kazanma önerilerinin yüzde 60’ı aslında politika haline geldi. 

2025: Kansız ikinci amerikan devrimi

Proje 2025, dört temel unsurdan oluşan önerilen bir başkanlık geçiş projesi; bir sonraki başkanlık yönetimi için bir politika kılavuzu, bir sonraki yönetimde görev alabilecek personele ilişkin LinkedIn tarzı bir veri tabanı, "Başkanlık Yönetimi Akademisi" adı verilen aday havuzuna yönelik eğitim ve göreve başladıktan sonraki ilk 180 gün içinde atılacak eylemlerin yer aldığı bir oyun kitabı… 

Projeye Trump yönetiminin eski iki yetkilisi liderlik ediyor; Personel Yönetimi Ofisi'nde personel şefi ve projenin direktörü olarak görev yapan Paul Dans ve Trump'ın eski özel asistanı ve şu anda projenin yardımcı direktörü olan Spencer Chretien. 

Proje 2025 Heritage Vakfı tarafından yönetiliyor ancak 100'den fazla muhafazakar gruptan oluşan bir danışma kurulu da bulunuyor.

Proje 2025, federal hükümetin elden geçirilmesini ortaya koyan yaklaşık 900 sayfalık politika kitabı olan ilk ayağını içeriyor. "Liderlik Tezkereleri 2025: Muhafazakar Vaat" adlı kitap, ilk olarak Ocak 1981'de yayınlanan ve Ronald Reagan'ın yeni yönetimi için bir yol haritası olarak hizmet etmeyi amaçlayan "liderlik mandası" üzerine kurulu.

Kapsamlı planda özetlenen öneriler, Cumhurbaşkanlığı İcra Ofisi'nden İç Güvenlik Bakanlığına ve az bilinen İhracat-İthalat Bankası'na kadar yürütme organının her köşesine ulaşıyor.

Heritage Foundation ayrıca 2015'te Trump'ın ilk döneminden önce bir "liderlik yetkisi" oluşturdu. Başkanlığının ikinci yılında, Trump'ın Paris İklim Anlaşmalarından ayrılma, askeri harcamaları artırma ve açık deniz sondajını artırma ve federal arazileri geliştirme gibi politika önerilerinin yüzde 64'ünü uygulamaya koyduğunu duyurdu. Heritage Foundation, Temmuz 2020'de kitabın güncellenmiş versiyonunu o zamanki Beyaz Saray Genelkurmay Başkanı Mark Meadows'a verdi.

Birçok bölümün yazarları arasında Trump yönetiminden tanıdık isimler var; Yönetim ve Bütçe Ofisi'ni yöneten Russ Vought, eski Savunma Bakanı Vekili Chris Miller, Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı'nda Sivil Haklar Ofisi müdürü olan Roger Severino.

Grubun "çalışmalarının çoğunun" Trump kampanyasıyla bütünleştirilmesi bekleniyor.

Heritage Foundation'ın "Başkanlık Personeli Veritabanı"na başvurmak isteyen memur adayları, "hayatın, döllenmeden doğal ölüme kadar yasal koruma hakkı vardır" ve "Başkan, seçilmemiş federal yetkililerin engellemesiyle karşılaşmadan bürokraside gündemini ilerletebilmelidir" gibi ifadelere katılıp katılmadıkları gibi bir dizi siyasi duruşa göre inceleniyor.

Proje 2025 gündemindeki bazı politikalar Cumhuriyetçiler tarafından yıllardır tartışılıyor veya Trump tarafından bizzat destekleniyor; eğitime daha az federal müdahale ve okul seçimine daha fazla destek, gıda kuponu alan, sağlam ve çocuksuz yetişkinler için çalışma şartları, göçmenlik yasalarının daha sıkı uygulanması, toplu sınır dışılar ve sınır duvarı inşasıyla güvenli bir sınır.

Sağcıların Trump'ın geri dönüşüne ilişkin 922 sayfalık istek listesinde, dış politika ve savunmaya ilişkin ipuçları da yer alıyor.

ABD'de seçimler yaklaşırken, anketler eski başkan ve hüküm giymiş suçlu Donald Trump'ın 2025'in başlarında Oval Ofis'e geri dönebileceğini gösteriyor.

Kansız Amerikan devrimi

922 sayfalık kitap, esasen sağcı bir yönetim modeli için ne, nasıl yapılır kılavuzu niteliğinde olup, başkanlık yetkilerini genişletme ve kamu hizmetlerindeki "liberalleri" temizleme planlarıyla federal hükümette köklü bir revizyon öneriyor.

Kılavuz, büyük ölçüde "Derin Devlet"in tasfiyesine odaklansa da dış politika konusunda da ipuçları sunuyor ve "Amerikalıların güvenliği, özgürlükleri ve refahı için en büyük tehlike" olan Çin'in nükleer silah üretimine karşı öncelik vermesi ve uluslararası yardım programlarını kısıtlaması konusunda şahin bir ton takınıyor.

Savunma ve dış politika alanında Proje 2025, Başkan Joe Biden yönetimiyle ve dönemiyle kesin bir kopuşu hedefliyor.

Trump döneminde savunma bakanlığı yapan Christopher Miller, Biden'ın liderlik sicilini eleştirerek, "rahatsız edici bir çürüme" ve "ulusun yetenekleri ve iradesinde" "tehlikeli bir düşüş" olduğunu söyledi.

Miller, tüm işaretlerin orada olduğunu belirterek, "Afganistan'dan felaketle sonuçlanan çekilme, imkansız derecede karmaşık Çin stratejimiz, üst düzey askeri yetkililerin siyasi arenaya giderek daha fazla dahil olması ve ordumuzun amacı hakkındaki derin kafa karışıklığına yol açıyor" diyor.

Proje 2025 genel olarak dünyaya uzun vadeli maliyetler çıkarıyor, çünkü insani programlardan çok askeri programlara öncelik veriyor. Kılavuzun gıda güvensizliği, iklim değişikliği ve çatışma söz konusu olduğunda çok büyük maliyetleri olacak. Küresel olarak milyonlarca, milyarlarca insanın acı çektiğini, dünya çapında yankılarını göreceğiz. 

Proje 2025'in temel dış politikaları nelerdir? Çin'e karşı mücadele

Çin, kılavuzun başlıca savunma endişesi. Miller, Çin'in "tarihi bir askeri yığınak yaptığından" ve bunun "Amerika'nın kendi nükleer cephaneliğine denk veya onu aşan bir nükleer güçle sonuçlanabileceğinden" endişe ediyor.  

Çin, Tayvan’ı veya Filipinler’i, Güney Kore ve Japonya gibi ABD müttefiklerini kendisine tabi kılmayı ve böylece "Asya üzerindeki hegemonyasını engellemek için tasarlanmış dengeleyici koalisyonu" altüst etmeyi amaçlıyor.

ABD, Proje 2025'in Pekin'in saldırganlığı olarak sunduğu durumla mücadele ederken, Miller ABD müttefiklerinin "öne çıkmasını" istiyor; bazıları Çin'e karşı mücadelede ona yardım ederken, diğerleri "Avrupa, İran, Orta Doğu ve Kuzey Kore'deki Rusya'dan gelen tehditlerle başa çıkmada" daha fazla öncülük etmeli.  

Proje 2025, ABD-Çin dinamiklerine çatışma perspektifinden bakıyor. 

Nükleer silahların artırılması 

Proje 2025, ABD'nin "nükleer cephaneliğini modernize etmesini, uyarlamasını ve genişletmesini" istiyor. Proje 2025, nükleer üretimin ciddi şekilde artırılmasını ve kıtalararası balistik füzenin geliştirilmesi ve üretiminin hızlandırılmasını içerecek. Bu, ABD'nin imzacısı olduğu Kapsamlı Nükleer Deneme Yasağı Anlaşması'na aykırı olarak tekrar Nevada Ulusal Güvenlik Tesisinde nükleer silahların denenmesini de içerecek.

Proje 2025'in yazarları istediklerini elde ederlerse, Trump başkanlığındaki ABD yönetimi içerisinde bu değişiklikleri uygulamaya koymak konusunda pek fazla direnç olmayacaktır.  

Derin devlette büyük tasfiye  

Proje, federal hükümette 50 bine kadar "liberal" çalışanın işten çıkarılmasını ve yerlerine halihazırda bir veri tabanında listelenmiş olan hevesli sadık kişilerin getirilmesini öngören bir revizyon öneriyor. İdeologlar ve sadık kişilerle sivil ve dış hizmetleri yeniden şekillendirmenin planı denilebilir. 

Proje 2025 iç cephede ne öneriyor? 

Manifestonun büyük bir kısmı, 11 milyondan fazla kaçak göçmenin toplu halde sınır dışı edilmesini ve eyaletlere eğitim üzerinde daha fazla kontrol sağlanmasını, LGBTQ hakları gibi konulardaki girişimlerin kısıtlanmasını içeren önerileriyle Trump'ın bilinen politika eğilimlerine büyük ölçüde benziyor. Ancak bazı konularda Trump'ın kampanyasından bile daha ileri giderek federal yetkililere pornografiyi yasaklamaları ve kürtajda kullanılan bir hap olan Mifepristone'un onayını geri çekmeleri çağrısında bulunuyor. Ayrıca posta yoluyla kürtaj hapı sağlayan veya dağıtan herkesin kovuşturulmasını istiyor.

2025 Projesi, "aileyi Amerikan yaşamının merkezine geri getirmeyi ve çocukları korumayı" taahhüt eden dinsel-sağ değerlerle dolu. "Aile Gündemi" başlıklı bölümde teklif, Sağlık ve İnsan Hizmetleri şefinin, "erkeklerin ve kadınların biyolojik gerçeklikler olduğunu gururla ifade etmesini" ve "evli erkek ve kadınların ideal, doğal aile yapısı olduğunu, çünkü tüm çocukların onları doğuran erkekler ve kadınlar tarafından yetiştirilme hakkına sahip olduğunu" öneriyor.

Ayrıca, Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı içindeki bir program "evlilik ve ailenin İncil temelli, sosyal bilimlerle güçlendirilmiş bir tanımını" korumalı. 

Trump, göreve geldiği ilk dört yıl boyunca trans bireylerin orduda hizmet vermesini yasakladı. Biden ise bu politikayı geri aldı ancak Proje 2025 politika kitabı yasağın yeniden yürürlüğe girmesini talep ediyor.

Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA) gibi uzun süredir var olan federal ajansların küçültülmesini talep ediyor.

Kılavuzda, Ulusal Hava Durumu Servisi ve Ulusal Deniz Balıkçılığı Servisi'nin de aralarında bulunduğu altı ofisinin "iklim değişikliği kriz endüstrisinin başlıca itici güçlerinden biri haline gelen ve bu nedenle gelecekteki ABD refahına zarar veren devasa bir tehdit oluşturduğu" belirtiliyor.

Politika kitabında, 2002'de kurulan İç Güvenlik Bakanlığının dağıtılması ve kurumlarının ya diğerleriyle birleştirilmesi ya da tamamen diğer kurumların yetki alanına alınması gerektiği belirtiliyor.  

Proje 2025 politika kitabı yazarların iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik gibi konularla "sızdırıldığını" iddia ettiği Tarım Bakanlığı tarafından 40 yıldan uzun süredir yayınlanan diyet yönergelerinin bir sonraki başkanlık yönetimi tarafından ortadan kaldırılmasını veya yeniden düzenlenmesini talep ediyor. 

Göçmenlik

Trump, göçü son iki başkanlık yarışının temel taşı haline getirdi ve 2024 kampanyası boyunca bu konuyu vurgulamaya devam etti. Proje 2025'in gündemi yalnızca ABD-Meksika sınırındaki duvarı bitirmeyi önermekle kalmıyor, aynı zamanda bir sonraki yönetimi sınırda uyuşturucu kartellerine yanıt vermek için "yaratıcı ve agresif bir yaklaşım" benimsemeye çağırıyor. Bu yaklaşım, güney sınırındaki tutuklama operasyonlarına yardımcı olmak için aktif görevdeki askeri personel ve Ulusal Muhafızları kullanmayı içeriyor.

Politika kılavuzunda, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi'nin okullar, oyun alanları ve kiliseler gibi "hassas" yerlerde uygulama eylemlerinin yapılmasını yasaklayan bir yazının geri çekilmesi gerektiği belirtiliyor. 

İç Güvenlik Bakanı, federal bir müdahaleyi gerektiren "acil durumlar”da "gerçek veya beklenen bir yabancı kitlesel göçü" olduğunu belirlediğinde, gündem bakanın, sınır dışı etme dahil olmak üzere, gerekli olduğu sürece kurallar ve düzenlemeler yapabileceğini söylüyor.

Demokratlar ne diyor?

Florida Temsilcisi Frederica Wilson, Biden'a desteğini yinelediği açıklamasında, Proje 2025'i "MAGA Cumhuriyetçilerinin ABD demokrasisini sona erdirmek, zenginlere yardım dağıtmak ve Amerikalıların özgürlüklerini ellerinden almak için hazırladığı 920 sayfalık zalim plan" olarak nitelendirdi. 

Cumhuriyetçiler Proje 2025 hakkında ne diyor?  

Florida Senatörü Marco Rubio, "State of the Union" programına yaptığı açıklamada, Trump'ın seçmenlere verdiği mesajın "sağduyuyu, işçi sınıfı değerlerini yeniden tesis etmek ve kararlarımızı buna göre almak" üzerine odaklandığını söyledi.

Ohio Senatörü JD Vance de NBC'nin "Meet the Press" programına verdiği röportajda "Bu 900 sayfalık bir belge" dedi. "Trump'ın bu 900 sayfalık belgede beğendiği ve beğenmediği şeyler olduğunu garanti ediyorum. Ancak bir sonraki yönetimin gündemini belirleyecek kişi o."  

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.