Türkiye- Mısır İlişkilerinde Yeni Dönem
Türkiye ve Mısır, Orta Doğu coğrafyasında her türlü durumda dikkate alınması gereken iki ülkedir. Türkiye-Mısır arasındaki iş birliği ve gelişmeler tarihi süreçler içerisinde hassas ve dikkatli bir gelişme göstermiştir. Arap Baharı olayları neticesinde Mısır’da Hüsnü Mübarek rejimi sona erdi ve yerine Müslüman Kardeşler üyesi Muhammed Mursi’nin Cumhurbaşkanı seçildi. Fakat bu durum çok sürmedi. 2013 yılından Mısır Savunma Bakanı Abdulfettah el-Sisi'nin, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye karşı darbe yapması sonucunda Türkiye, olayı kınadı. Tarafların birbirlerine yönelik sert açıklamaları sonrasında ilişkiler asgari düzeye indi ve süreç karşılıklı büyükelçilerin geri çekilmesiyle neticelendi.
İlişkilerin yaklaşık 10 yıl boyunca asgari düzeyde seyretmesi, iki ülkenin farklı bloklarda yer almasına neden oldu. İki liderin bölgesel meselelere farklı bakış açıları; Katar, Libya, Suriye ve Doğu Akdeniz gibi problemli yerlerde gerginliği arttırdı. Tabi burada Türkiye’nin Arap Baharı sonrasında ilgili ülkelerdeki halk gösterilerine verdiği destek ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile de karşılaşmasına neden oldu. Bu kapsamda Mısır, Libya, Yemen, Tunus, Sudan ve Suriye coğrafyası, Türkiye ve BAE’nin doğrudan karşı karşıya geldiği yerler olmuştur. BAE’li yöneticilerinde Mursi’nin devrilmesi için finansal yardım ve istihbarat desteği sağlaması ile Sisi’nin iktidarı ele geçirmesine yardım etmeleri, Türkiye’nin Mısır ve BAE’ye karşı cephe almasına neden oldu.
BAE’nin Orta Doğu coğrafyasında Mısır’dan rol çalması, şüphesiz Türkiye-Mısır ilişkilerinin seyrini de etkiledi. BAE, Mısır’da elde ettiği başarıdan sonra nüfuz ağırlığının farkına vardı ve akabinde Yemen, Sudan, Doğu Akdeniz, Libya, Suriye ve Somali gibi çatışma alanlarında Mısır ile Türkiye’nin karşısında yer aldı.
2021 yılında BAE lideri Şeyh Muhammed b. Zayed Al Nahyan’ın Ankara’ya gelmesiyle iki ülke arasındaki ilişkiler hızla iyileşme sürecine girmiştir. Bu gelişmeler Türkiye-Mısır ilişkilerine de yansıdı. Türk ve Mısırlı bakan yardımcıları düzeyinde başlayan istikşafi görüşmeler zaman içerisinde dışişleri bakanları düzeyine çıktı. Katar'ın FIFA Dünya Kupası sırasında yürüttüğü "futbol diplomasisi" sayesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Sisi'nin Kasım 2022'de Doha'da bir araya gelmesiyle iki ülke arasında uzun bir zamandan sonra ilk üst düzey temas sağlanmış oldu. 2023 yılında süreç- 2013’te çekilen büyükelçiler ve maslahatgüzarlık düzeyinde yürütülen ilişkiler- büyükelçilerin yeniden atanmasıyla hızlandı. Bu süre zarfında Türk ve Mısırlı yetkililer yoğun bir çalışma temposu içerisinde oldu. Cumhurbaşkanı El-Sisi'nin 9 Şubat Depremi’nin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı arayarak Türk hükûmeti ve halkıyla dayanışma içinde olduğunu ifade etmesi ve Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri’nin Mısır’dan gönderilen yardımları Türkiye’de karşılamak ve başsağlığı dilemek için Şubat 2023'te Türkiye'nin Mersin şehrine gelmesi ikili ilişkileri oldukça yumuşattı. Daha sonrasında ise dönemin Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Kahire'ye bir ziyaret gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 12-14 Şubat 2024 tarihinde BAE ve Mısır’ı ziyaret etmesiyle ikili ilişkilerde yeni bir sayfa açıldı ve ekonomi ile savunma alanları başta olmak üzere iş birliği alanlarındaki ilerlemeler hızlandı.
Türkiye-Mısır arasında Savunma Sanayii iş birliğinin genişletilmesi çalışmaları
Mısır ve Türkiye 2008 yılında askeri ilişkileri geliştirmek ve ilerletmek için bir mutabakat muhtırası imzalamıştı. Bu kapsamda iki ülkenin deniz kuvvetleri arasında karşılıklı bilgi ve tecrübenin paylaşılması amacıyla Dostluk Denizi Tatbikatı (Bahr El Sadaka) yapılmaya başlandı. 2013 yılına kadar düzenli olarak yapılan tatbikat, Türkiye’nin Mısır’da yapılan darbeye karşı söylemi gerekçe gösterilerek iptal edildi. O yıldan itibaren iki ülke arasındaki askeri ilişkiler ve güvenlik iş birliği asgari düzeye inmiş, herhangi bir ortak tatbikat ve eğitim yapılmamıştı. Ayrıca, Mısır’ın Türkiye’den almayı planladığı 10 adet ANKA insansız hava aracının satış süreci de sonlandı.
Şubat 2024’te Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mısır’a ziyareti esnasında iki ülke arasında iş birliği yapılmasına ilişkin ortak bildiri imzalanmıştı. Bildiride güvenlik ve savunma sanayii alanlarında iş birliğinin geliştirilmesi konusu da yer aldı. Bu kapsamda Mısır genelkurmay başkanı, 10 yıl aradan sonra ilk kez Türkiye’yi ziyaret etti. Aslında iki ülke arasındaki sıcak ilişkilerin gelişmeye başlamasında; 2023 yılında Kahire’de düzenlenen Mısır Savunma Fuarına (EDEX) çok sayıda Türk firmasının katılması önemli bir etkendir. Türkiye’den yaklaşık 30 firmanın katıldığı fuarda Mısırlı yetkililer de memnuniyetini dile getirmişti. Türkiye; deniz platformları, kara araçları, insansız hava araçları, mühimmat üretim sanayii ve uçaklar ile Mısır pazarına girmeyi planlamaktadır. Fuar esnasında Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) ile Mısır Arap Sanayileşme Örgütü’nün (AOI) Helwan Uçak Fabrikası ile iş birliği niyet anlaşması imzaladı. ASELSAN da Arap Sanayileşme Örgütü'ne bağlı ilgili şirket ile askeri iş birliği mutabakat zaptı imzaladı.
Mısır genelkurmay başkanının Türkiye ziyareti esnasında Türk savunma bakanı ve diğer yetkililerle görüşmesi, oldukça yapıcı toplantıların yapıldığını işaret etmektedir. Mısırlı askeri yetkililer ziyaret esnasında başta TUSAŞ ve BAYKAR olmak üzere Türk savunma sanayii şirketlerini de ziyaret etmiştir. Mısır’ın uçak ve insansız hava araçlarına ilgi göstermesi, her iki ülkenin de yararına olacak şekilde ortak askeri üretim ve teknoloji transferi alanlarında iş birliğinin yapılması ilişkilerin gelişmesine olanak sağlayacaktır.
Türkiye-Mısır arasında bölgesel iş birliği
Türkiye ve Mısır; Libya, Etiyopya, Doğu Akdeniz, Gazze ve Sudan başta olmak üzere bölgesel konularda iş birliği yaparak sorunların çözümü için yol haritası ortaya koyabilecek iki önemli komşu ülkedir. İki ülkeyi hem jeopolitik hem de ekonomik olarak tüm stratejik düzeylerde birbirine bağlayan çok sayıda çıkar bulunmaktadır. Özellikle Orta Doğu ve Afrika’daki uluslararası güçlerin hegemonya mücadelesi ve rekabeti, Mısır ve Türkiye’yi, stratejilerini yeniden değerlendirmeye itti.
Gazze konusunda iki ülke yakın bir çalışma içerisindedir. Gazze’deki trajik durumun sona ermesi ve ateşkesin sağlanması konusunda taraflar ortak hareket ettiklerini açıklamışlardı. Bu kapsamda Türkiye, Gazze’ye gönderdiği yardımlar ve Gazzeli yaralıların tedavisinin Türkiye’de yapılması için Mısır makamları ile temas hâlindedir. Her iki ülke de Güney Afrika’nın İsrail’in Uluslararası Adalet Divanı’nda yargılanması için açtığı davaya destek vermektedir.
İki ülke arasındaki bir diğer ortak iş birliği alanı ise Sudan’dır. Sudan’daki iç savaşın sona erdirilmesi ve kardeş kanının daha fazla dökülmesinin engellenmesine yönelik Türkiye ile Mısır ortak çalışma içerisindedir. Her iki ülke de Sudan’ın toprak bütünlüğüne vurgu yapmakta, güvenlik ve istikrarın bir an önce sağlanması gerektiğini düşünmektedir. Türkiye, Sudan’da Kızıldeniz yakınlarında bir deniz üssü kurma çalışmaları başlatmıştı fakat Mısırlı yetkililer tepki ile karşıladı. Türkiye ise Mısır’a yönelik herhangi bir ulusal güvenlik tehdidinin olmayacağını açıklamıştı. Yine Libya meselesinde başlangıçta her iki ülke ayrı pozisyonda yer alsa da Libya’da iç savaşın sonlandırılması ve tarafların uzlaşması konusunda iki ülke de iş birliğine açık olduklarını beyan etmektedir.
Diğer taraftan Türkiye, Somali’de de nüfuzunu genişletmekte ve bölgenin istikrara kavuşmasında önemli bir rol oynamaktadır. Türkiye, Mısır gibi Somali’nin toprak bütünlüğünden ve El-Şabab terör örgütüne karşı Somali Ordusu’ndan yana bir tutum sergilemektedir. Türkiye ve Mısır, Etiyopya’nın Somaliland Cumhuriyeti ile bir anlaşma imzalamasıyla Berbera limanı üzerinden denize açılması durumunu tepkiyle karşılamıştır. Taraflar bu sürecin Somali hükûmetinden habersiz yürütüldüğü ve söz konusu hamlenin Somali’nin parçalanmasına neden olabileceği endişeleri ile tepki göstermiştir. Türkiye, Etiyopya ile olan ilişkilerinde ise Mısır’a karşı dengeli bir politika izlemektedir. Mısır-Etiyopya arasındaki “Büyük Rönesans Barajı” gerginliğinde Türkiye, taraflar arasında müzakereci ve uzlaşmacı bir tutum takınmıştır. Türkiye, Etiyopya’ya “TB2 BAYRAKTAR” insanız hava aracı satması, Mısır’ın tepkisiyle karşılaşmıştır. Türkiye silah satışı için Etiyopya’nın terörle mücadelesini gerekçe göstermiş, Mısır’ın istemesi durumunda kendilerine de silah satılabileceğini belirtmiştir. Etiyopya, Tigray güçleriyle mücadelesi kapsamında SİHA’ları yoğun bir biçimde kullanmış ve önemli başarılar elde etmiştir. Hâlen Türkiye; Somali ve Etiyopya arasında yükselen tansiyonu düşürmek için yoğun diplomatik faaliyetlerini sürdürmektedir. Özetle Türkiye ve Mısır; Sudan, Libya ve Somali’deki karışıklık için iş birliğine gidebilecekleri yönünde iyi niyet göstermekte, ülkelerin toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini ifade etmekte ve bu ülkelerin istikrara kavuşması için ortak çalışma arzusu içerisinde oldukları yönünde açıklamalar yapmaktadırlar.
Aden Körfezi’ndeki gerilim de Mısır’ın, Türkiye ile iş birliğini yapmasına zemin oluşturmaktadır. Yemendeki Husilerin Bab-ül el-Mendep Boğazı’nı kapatmaya yönelik faaliyetleri, Mısır’ın Süveyş Kanalı’ndan elde ettiği gelirin yaklaşık %40-50 arasında azalmasını neden olmaktadır. Bu durum, seyrüsefer özgürlüğünü de tehlikeye atmaktadır. Türkiye, ticaret güvenliğinin sağlanması için Mısırlı makamlarla yakın temas hâlindedir.
Türkiye-Mısır arasında ekonomik iş birliği
Ekonomi, sağlık ve kültür alanlarında iki ülke arasında derin bağlar bulunmaktadır. Mısır’daki Yunus Emre Enstitüsü yılda 3 binden fazla Mısırlı öğrenciye Türkçe öğretmekte ve iki ülke arasındaki kültürel bağların geliştirilmesi için faaliyetler yürütmektedir. Yine Kahire’de Türk-Mısır Dostluk Hastanesinin kurulması kararının alınması ve sağlık sektöründe önemli protokollerin imzalanması iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmeye çalışıldığına işaret etmektedir.
Türkiye-Mısır ticari ilişkileri 2005 yılında imzalanan ve 2007’de yürürlüğe giren serbest ticaret anlaşmasıyla önemli bir ivme yakaladı. Fakat 2013 yılında iki ülke arasındaki siyasi gerginliğin ekonomiye yansımasıyla istenilen ticaret hacmi sağlanamadı. İhracat ve ithalatın karşılıklı olarak düştüğü ekonomik ilişkilerde 2018 yılından itibaren karşılıklı ticarette bir artış görülmeye başladı. 2018’de iki ülke arasındaki ticaret 5,5 milyar dolar civarında olmuştur. Türkiye’nin Afrika kıtasındaki en büyük ticaret ortağı olan Mısır ile 15 milyar dolarlık bir ticaret hacmi hedeflenmektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mısır’a yaptığı ziyarette karşılıklı olarak ticaretin geliştirilmesi hususu öne çıkmıştır. Ticaretin geliştirilmesi için güçlü bir siyasi irade her iki ülke tarafından da gösterilmektedir. Kısa vadede karşılıklı ticari yatırımların ve iş birliği alanlarının geliştirilmesi beklenmektedir.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.