Yahya Sinvar: Doğru Zaman, Doğru İnsan Mı?

Gazeteci Mete Sohtaoğlu, Hamas'ın yeni Siyasi Büro Başkanı Yahya Sinvar ile önümüzdeki süreçte nasıl bir yol çizebileceğini, Sinvar’ın İsrail’e karşı genel tutumunu, İran’ın İsrail’e olası misillemesinin ne zaman, nasıl gerçekleşebileceğini Fokus+ için kaleme aldı.
Mete Sohtaoğlu
Yahya Sinvar Doğru Zaman, Doğru İnsan Mı
9 Ağustos 2024

En büyük sorun, barış kararının savaş kararından daha karmaşık olması. Her güç, diğer güçlerin zararına bile olsa, barış sonrası yani "ertesi gün" nüfuzunu ve çıkarlarını genişletmek istiyor. Savaşta rolü olan, konuşan herkes, kendisi için “zafer” kisvesi altında bir çözüm istiyor. Artık tek cephede savaş yok. 1973, 1967, 1948 ve diğer savaşlarda olduğu gibi resmi Arap ordularının İsrail'e karşı yürüttüğü bir savaş yok. İsrail'in karşısında İran tarafından silahlandırılan ve resmi olmayan ideolojik milisler var ve bunlar "savaş meşruiyetine" ulaşmaya çalışıyorlar.

İran'ın Yemen, Lübnan, Suriye, Irak'ı bir şekilde savaşın içine soktuğu "sahaların birliği" üzerinden yapılan bir savaş, Gazze savaşı hariç, askerlerin hareket etmediği, arada ülkelerin olduğu bir savaş. Kara bağlantısı olmayan ülkelerin savaşmaya, savaştırılmaya çalışıldığı bir savaş. Sadece füzeler ve toplarla karşılıklı bombardımanlar yapılıyor ve İHA’lar ile savaşılıyor.

 

Filistin'in geleceği, İsrail'le çatışmayı yeniden şekillendiren önemli bölgesel ve uluslararası olayların damga vurduğu, hem yeni zorluklar hem de yeni fırsatlar sunan kritik bir yol ayrımında. 

İsrail'in 31 Temmuz'da Tahran'da İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın yemin törenine katılmak üzere gittiği Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Heniyye'yi suikastla öldürmesi ilk yol ayrımının işareti.

Filistin yol ayrımında 

Tel Aviv'in pragmatik, nispeten ılımlı Filistinli üst düzey müzakereciyi Tahran'ın konuğuyken öldürme kararı, tüm sınırların açıkça ihlali olarak görüldü. Bu suikast aynı zamanda, Tel Aviv'in Gazze'ye karşı savaşının siyasi yenilgisi olarak gördüğü kalıcı bir ateşkes olasılığını ortadan kaldırmayı da amaçlıyordu. 

Gazze'deki Filistinliler son 10 aydır adeta bir imha savaşıyla karşı karşıya. İsrail işgali, Filistinlilerin yaşamının her alanını hedef alıyor ve liderlerini hem içeride hem de dışarıda sistematik bir şekilde ortadan kaldırıyor. 

İran'ın 2012'deki Esad karşıtı açıklamaları ve Suriyeli muhaliflere desteği sonrası mesafeli durduğu Halid Meşal'e de soğuk bakılınca açıkçası Hamas'ın başka bir seçeneği kalmadı. 

Heniyye de pragmatik olarak Hamaney rejimiyle yakın dursa da Arap Baharı sürecinde Esad rejimine karşı açıkça Suriyeli muhaliflere destek açıklamaları yapmıştı. Örgütün siyasi ofisinin Şam’dan Doha’ya taşınmasını da Heniyye sağlamıştı. Zira başka bir figürün seçilmesi hareketin liderliği için yarışmak isteyen Sinvar'ın terk edilmesi olarak algılanabilirdi. 

Sinvar 7 Ekim'den bu yana her zaman müzakerelerin merkezindeydi. Bazı İsrail haberlerinin öne sürdüğü gibi uzak ya da ilgisiz değildi. Sinvar'ın herhangi bir anlaşmaya engel olduğu yönündeki yaygın kanının aksine birçok aşamada hareket içindeki diğer liderlerden daha fazla esneklik göstererek bir anlaşmaya varılmasını sağladı. 

 

Şu an Hamas, Sinvar'ın tüm yetkilerini üstlenecek bir yardımcı atama kararını bekliyor. Siyasi Büro Başkan Yardımcılığı pozisyonu için adaylar arasında Halid Meşal, Halil el-Hayye ve Musa Ebu Merzuk gibi isimler yer alıyor. 

Halil el-Hayye, Gazze'de ateşkes sağlanması için İsrail'le dolaylı müzakereleri yürütmeye devam edecek, hareketin yeni atanan lideri Yahya Sinvar ise Gazze Şeridi'ndeki savaşı yönetmeyi sürdürecek. 

El-Hayye ve Batı Şeria'daki hareketi Filistin toprakları dışından yöneten Zahir Cebbarin'in, İran ve Hizbullah ile güçlü bağları olduğu için gelecekte daha büyük bir rol oynamalarının bekleniyor. 

Yahya Sinvar, ‘İslami Blok’ çatısı altında öğrenci ve örgütsel çalışmalara başladı. Oradan daha geniş görevlere geldi. Hamas Hareketi’nin iç güvenlik birimi olan ve özellikle casusların ve İsrail güvenlik servisleriyle ilişkili kişilerin takibi gibi hassas roller oynayan el-Mecd'i kurdu. 

Hapishaneden Hamas’ı yönetti, ‘güvenlik takıntısı’ hep vardı. İbraniceyi akıcı şekilde konuşmakta ustalaştı. Sinvar’ın güvenlikçi yapısı onu Hamas’ın diğer liderlerinden farklı kılıyor. Bazıları onun anlaşma yapan bir kişi olmasına şaşırabilir. Belirli aşamalarda uzlaşıya varabiliyor ve pazarlık yapıyor ancak kendi talimatları dahilinde olması gerekiyor. Ödediği bu kadar yüksek bedelden sonra ne kadar bir esneklik göstereceğini görmek gerekiyor. 

Sinvar birkaç nedenden ötürü doğal bir seçim oldu. Heniyye'in yardımcısı ve Gazze Şeridi'ndeki Hamas'ın başıydı ve bu da onu Arouri'nin suikastının ardından hemen halef konumuna getirdi. 

Geçtiğimiz yılki Mescid-i Aksa Taşkını Harekatı'nın baş mimarlarından olan Sinvar'ın atanması, Tel Aviv'e doğrudan bir meydan okuma, Hamas'ın silahlı direnişe olan bağlılığını teyit etme ve onun stratejik yeteneklerine olan güveni gösterme olarak görülebilir. 

Ayrıca, Sinvar'ın Hamas'ın askeri kanadı olan Kassam Tugayları ile yakın ilişkisi, hareketin hem siyasi hem de askeri işlerini etkili bir şekilde yönetmesini sağlıyor. İran, Hizbullah ve daha geniş  Direniş Ekseni de dahil olmak üzere kilit bölgesel müttefiklerle olan güçlü bağlantıları , Hamas'ın stratejik konumunu güçlendirecektir.

 

Siyasi büronun eski başkanlarından ve Heniyye'nin yardımcısı olan Halid Meşal ise bu kez liderlik yarışına girmemeyi tercih etti. 

Suriye muhalefetine verdiği destek nedeniyle Tahran ve Şam ile ilişkileri gergin olan Meşal, daha önce liderlik etme konusundaki isteksizliğini belirtmişti. Bu, diplomatik çabalara odaklanmasını ve Katar ve Türkiye gibi Hamas'ın kilit siyasi ve mali ortaklarıyla ilişkilerini sürdürmesini sağlıyor.

Kararı, Sinvar'ın liderliği konusunda oybirliğiyle bir fikir birliğine varılmasının önünü açtı.

Sinvar'ın dikenli yolu 

Hamas'ın Siyasi Bürosu, Genel Şura Konseyi, Yahya Sinvar'ı hareketin yeni lideri olarak seçilmesini El-Aksa Taşkını Harekatı'nın devamı ve İsmail Heniyye suikastına haklı bir siyasi yanıt olarak görüyor. 

Peki, Gazze'deki müzakerelerin geleceği ve kalıcı ateşkes açısından ne anlama geliyor? 

Sinvar'ın geçmiş müzakerelere nezaret ettiği, Filistinli tutukluların dosyasını yönettiği ve 20 yılı aşkın bir süre İbranice öğrendiği, İsrail hapishanelerinde kalarak İsrail toplumu hakkında derinlemesine bilgi sahibi olduğu hatırlanmalı. 

Filistin uzlaşması, bölgesel ittifaklar 

23 Temmuz'da Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi'nin gözetiminde, Fetih, Hamas ve diğer Filistinli gruplar arasında Pekin, Çin'de bir anlaşma imzalandı. Sinvar, uzlaşmayı ve önerilen Ulusal Birlik Hükümeti’nin kurulmasını destekliyor, bu Filistin birleşmesi için önemli bir atılım. 

 

2014'te Şerit Anlaşması'nı tasarlama ve 2017'de geçişleri Filistin Yönetimi'ne devretme geçmişi, ABD ve İsrail destekli Başkan Mahmud Abbas'la bile ulusal ortaklığa ve uzlaşmaya olan bağlılığını göstermektedir. Sinvar'ın yeni liderlik rolünde bu çabaları daha da güçlendirmesi bekleniyor. 

Bölgesel düzeyde, yeni Hamas Lideri İran, Lübnan ve Mısır ile ilişkilere öncelik veriyor. İsrail ile normalleşmiş ilişkilere rağmen, Kahire, Sinvar tarafından Gazze'ye yakınlığı ve tarihi etkileşimleri nedeniyle önemli bir komşu olarak görülüyor. Aynı şekilde, Hizbullah'ın desteği için Lübnan'a ve stratejik desteği ve silah ve uzmanlık sağlaması için İran'a bakıyor.

Sinvar'ın konuşmalarından biri bölgesel bakış açısını özetliyor. Konuşmasında Hz. Muhammed'in bir hadisini hatırlattı: "Şam'da bir asker, Irak'ta bir asker ve Yemen'de bir asker." Bu da Cephelerin Birliği'ne ilişkin stratejik vizyonunu yansıtıyor.

Sinvar ayrıca, çok kutuplu bir düzene ilişkin geniş uluslararası vizyonunu ortaya koyarak Rusya ve Çin ile bağları güçlendirmeye ilgi duyduğunu belirtiyor.

 

İsrail'in etnik temizlik kampanyası Sinvar'ın liderliğinde azalırsa, önemli değişiklikler bekleniyor. Gazze halkının dayanıklılığını siyasi başarılara dönüştürme ve "Direniş Ekseni" ülkeleri boyunca bağları güçlendirme potansiyeline sahip.

Önümüzdeki günler, Yahya Sinvar liderliğindeki Hamas için hem zorluklar hem de fırsatlar sunuyor. Hareketin, işgal varlığına karşı uzun zamandır beklenen misillemelere hazırlanırken Tahran, San’a ve Beyrut'tan gelen gelişmiş taktik destekle aynı zamana denk gelen pozisyonunu sağlamlaştırma ve önemli politika ve stratejik değişimler uygulama konusunda gerçek bir şansı var.

Sinvar'a suikast 

İsrail'in geri adım atmasını ya da normal bir durumda onun Gazze'de kalmasını sağlayacak bir anlaşma yapmasını imkansız hale getiriyor. İsrail onun hayatta kalmasını asla kabul edemez. 

İsrail işgali için büyük bir tehdit olan Sinvar, Tel Aviv tarafından El-Aksa Taşkını'nın baş mimarı olarak görülüyor. Başbakan Binyamin Netanyahu da dahil olmak üzere İsrail liderleri, çatışmanın Sinvar'ın suikastı olmadan sona eremeyeceğine inanıyor.

Hamas, bu nedenle mevcut liderini koruma zorluğuyla karşı karşıya kalırken, Sinvar'ın ABD destekli işgal ordusuna karşı direnişe devam etmesi ve ona liderlik etmesi gerekiyor. 

İran'dan sembolik misilleme 

İran 48 saat içinde karşılık verme sözü vermiş olsa da Tahran'ın geçmişteki misilleme sicili bu zaman çizelgesine bağlı olmadığını gösteriyor. İran, İsrail'i doğrudan vurmak yerine, bölge dışındaki İsrail varlıklarına saldırmak gibi daha az tırmandırıcı bir seçeneği tercih edebilir. 

İsrail’in Gazze’de kalıcı ateşkesi kabul etmesi durumunda İran, misillemeyi erteleyebilir ve misilleme konusunu soğutabilir. 

Nisandaki misillemeden önce İran 2 hafta Hamas'ın ateşkes görüşmelerini bekledi. 

İran ve Lübnan Hizbullahı, misilleme olarak 12-13 Ağustos'ta Yahudi bayramı Tisha B'Av'da İsrail'e saldırabilir.

 

Tisha B'Av, Yahudilerin birinci ve ikinci tapınakların yıkılışının anıldığı, yaygın olarak üzüntü ve trajedi günü olarak kabul ediliyor. Bu tarihte bir İran-Hizbullah saldırısı, İsrail'in 31 Temmuz'da Heniyye'yi öldürmesinden yaklaşık 12-13 gün sonra gerçekleşmiş olur. 

İran, üst düzey Devrim Muhafızları komutanı Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahedi'yi öldürdüğü için Nisan 2024'te İsrail'e misilleme yapmadan önce benzer şekilde 13 gün bekledi. 

Gazze'deki ateşkes için toprağına yapılan saldırıya cevap verme hakkından vazgeçebilir. Gazze'de ateşkes karşılığında misillemeden vazgeçmesi İran'ın prestijini ve popülaritesini artıracaktır. 

Bazı Batılı tarafların yanı sıra Hamas'ın kendisi de dahil olmak üzere bazı Arap taraflarının İran'dan, İsmail Heniyye'nin Tahran'da öldürülmesine misilleme olarak Gazze'de ateşkes karşılığında İsrail'e karşı askeri misilleme düzenlemekten kaçınmasını istediğine dair haberler yayınlandı. İran'ın Birleşmiş Milletler temsilcisinin açıklamaları da bunu doğruluyor. 

İran, sınırlı ve göreceli kazanımlarını bir kenara bırakarak büyük siyasi, uluslararası ve kamusal kazanımlar elde edebilir. İran, adını tarihe İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırganlığını sona erdiren ülke olarak yazdırabilir ve yıllarca bunun propagandasını yapabilir. 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.