İsrail’deki ‘Filistinli İşçiler’ Krizi: Ekonomik Etkiler ve İnsan Hakları İhlalleri 

İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki saldırılarının devam etmesi ve Tel Aviv hükümeti ile Knesset arasında anlaşmaya varılamaması nedeniyle Ekim 2023’ten bu yana Filistinli işçilerin İsrail’de çalışmaları engelleniyor. Bu durum ise Filistin ekonomisinin büyük kayıplar vermesine neden olurken, İsrail ekonomisinin de istikrarını sarstı.
İsrail’deki ‘Filistinli İşçiler’ Krizi Ekonomik Etkiler ve İnsan Hakları İhlalleri 
20 Ağustos 2024

İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki saldırılarının devam etmesi ve Tel Aviv hükümeti ile Knesset arasında işe dönme olasılıkları konusunda bir anlaşmaya varılamaması nedeniyle Filistinli işçilerin Ekim 2023’ten bu yana İsrail’de çalışmaları engelleniyor.   

Filistinli işçilerin çalışma izinlerini dondurarak işlerine dönmelerinin engellenmesi, Filistin ekonomisinin büyük kayıplara uğramasına neden olurken, İsrail ekonomisinin de önemli kayıplar yaşamasına sebep oldu.  

Filistinli işçiler  

Filistin Merkezi İstatistik Bürosu’nun verilerine göre 2023 yılının üçüncü çeyreğinin sonuna kadar İsrail’de inşaat, tarım, gıda, hizmet gibi çeşitli sektörlerde 178 bin Filistinli işçi çalışıyordu.  Ayrıca, kayıt dışı istihdam edilen işçiler de dahil olmak üzere bu sayı 210 bin kişiye kadar çıkıyordu.  

Birleşmiş Milletler’e (BM) göre Batı Şeria’daki işçilerin yaklaşık yüzde 20’si savaştan önce İsrail’de veya yerleşim yerlerinde çalışıyordu.  

Bu işçiler, ortalama yerel ücretin iki katından fazla maaş alıyordu. İşçilerin toplam gelirleri yaklaşık 4 milyar doları buluyordu. Bu da Batı Şeria’nın gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) dörtte birine denk geliyor.  

Geçtiğimiz 20 yılda ise düşük ücretli el emeğine olan talebin artması nedeniyle Batı Şeria’dan gelerek İsrail’de çalışan Filistinli işçilerin sayısında kademeli bir artışa tanık olundu.  

Gazzeli işçilere gelince, İsrail ile aralarındaki sınır 2005’ten bu yana kapalı ve son yıllarda İsrail’de yalnızca sınırlı sayıda, yaklaşık 20 bin kadar işçinin çalışmasına izin veriliyor.  

Filistin’deki ekonomik kriz  

Kavlaoved sitesinde yer alan bilgilere göre, Gazze Şeridi’nde savaşın başlamasıyla birlikte yalnızca 8 bin Filistinli İsrail’de gerekli olduğu belirlenen fabrikalarda çalışmaya dönebildi.  

Bu da Filistin ekonomisinin Ekim 2023’ten bu yana yaklaşık 500 bine yakın istihdam kaybetmesine neden oldu.  

Ayrıca bu, Gazze Şeridi’nde tahmini 200 bin, Batı Şeria’da 144 bin ve Batı Şeria’dan İsrail işgücü piyasasına geçen 148 bin kişinin işini kaybetmesini içeriyor.  

Öte yandan Filistin Genel Sendikalar Federasyonu Genel Sekreteri Shaher Saad, tahminlere göre işgal altındaki bölgelerde Filistinli işçilerin çalışmasının engellenmesi ve izinlerinin iptal edilmesi sonucu oluşan aylık kayıpların bir milyar 350 milyon şekel (yaklaşık 360 milyon dolar) olduğunu söyledi.  

Konuya ilişkin Fokus Plus’a açıklama yapan Saad, “İşsizlik oranı yüzde 56’nın üzerine çıktı, bu da yarım milyondan fazla Filistinlinin İsrail’de çalışamadığı anlamına geliyor. Bunlar Batı Şeria, Gazze ve işgal altındaki iç bölgelerdeki işçiler” dedi.  

İşçilere yönelik ihlaller  

Saad, İsrail’in geçtiğimiz Ekim ayında Filistin halkına yönelik savaşının başlamasından bu yana işçilerin Tel Aviv’in kendilerine yönelik uygulamalarından zarar gördüğüne dikkat çekti.  

İşçilerin Batı Şeria’da ve işyerlerinden evlerine dönerken doğrudan ateşe maruz kaldıklarını bildiren Saad açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü;  

“İsrail polisi her gün en az 50 Filistinli işçiyi gözaltına alıyor. Tutuklu işçi sayısı, serbest bırakılsın ya da bırakılmasınlar, savaşın başlamasından bu yana 6 bin 500’ü aştı. Ayrıca işçiler gözaltına alındıklarında dayak, biber gazı ve insanlık dışı aramalara maruz kalıyor.”  

Ayrıca Saad, Gazze Şeridi’nde 19 binden fazla işçinin çalışma izni bulunduğunu, 7 Ekim’de savaşın başlamasının ardından bir kısmının Batı Şeria’ya kaçabildiğini ve Filistin Genel Sendikalar Federasyonu’nun onları barınma merkezlerinde ağırladığını da bildirdi.  

İsrailli yetkililerin, Gazze Şeridi’ndeki 4 bin 600 işçiyi kontrol noktaları ve bulundukları yerlerde gözaltına aldığını belirten Saad, “Bunların büyük bir kısmı serbest bırakıldı, yaklaşık 600’ü ise hala tutuklu” ifadelerin yer verdi.  

Hamas hareketi, İşçi Bayramı münasebetiyle 1 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, Filistinli işçilerin en kötü türden istismar, işkence, kuşatma ve zulme kaldığını ve en temel haklardan mahrum bırakıldığını belirtti.  

Hareket ayrıca, uluslararası kuruluşlar, insan hakları ve insani yardım kuruluşlarını, Gazze Şeridi, Batı Şeria, Kudüs ve işgal altındaki iç bölgelerdeki Filistinli işçilerin haklarını destekleyip savunmaya, her türlü suç ve adaletsizliği reddedip suç sayarak ifşa etmeye çağırdı.  

İsrail’deki ekonomik güvenlik istikrarsızlaştı  

Hamas tarafından düzenlenen Aksa Tufanı Operasyonu ve Gazze’de savaş başlamasının ardından Batı Şeria’da yaşayan 150 binden fazla Filistinli işçinin çalışma izninin durdurulması, İsrail ekonomisine de ek bir yük getirdi.   

İsrail ekonomisi bu durumdan büyük ölçüde etkilendi ve Filistinli işçiler yerine henüz uygun bir alternatif bulunamadı.  

İsrail merkezli Calcalist sitesinde yer alan bir habere göre, İsrail hükümetinin, Filistinli işçilerin izinlerini dondurduktan sonra yerlerini doldurmak için Hindistan, Tayland ve Filipinler’den 330 bin işçi getirme sözüne rağmen, şu ana kadar yalnızca 12 bin işçi istihdam edildi. Bu sayı, işçi açığını telafi etmekten çok uzak.  

İnşaat ve tarım sektörleri çok etkilendi  

İsrail’de bu durumdan en çok etkilenen sektörler ise 1,2 milyar doları aşan kayıplarla inşaat ve tarım sektörleri oldu.   

Ayrıca, İsrail’deki Filistinli işçilerin üçte ikisi inşaat alanında çalışıyor ve bu durum sektördeki verimliliğin yüzde 30’a düşmesine neden oluyor.  

İsrail Merkez Bankası Araştırma Departmanı Direktörü Adi Brinder’a göre Filistinli işçilerin çalışmasının engellenmesi, İsrail’in GSYİH’na gelecek yıl ve sonrasında yüzde 1,5-2 oranında mal olabileceğini bildirdi.  

Brinder aynı zamanda inşaat sektöründeki düşüşün, daha geniş çaplı toparlanmayı engelleyebilecek birkaç faktörden biri olduğu konusunda da uyardı.  

İsrail’de Filistinli işçilerin çalıştırılmasına yönelik çağrılar  

İsrail ekonomisinde yaşanan bu büyük kayıplar, Filistinli işçilerin çalışmasına izin verilmesi yönündeki taleplerin ortasında, İsrail’deki İşçi Sendikası ile hükümet arasında anlaşmazlıklara yol açtı.  

İsrail Merkez Bankası’nın 2023 yılı raporunda, hükümetin Filistinli işçilerin yerine yabancı işçileri yerleştirme yönünde attığı adımların şu ana kadar meyve vermediği ifade edildi.  

Söz konusu raporda İsrail hükümetine, Gazze’deki savaşın başlamasının ardından çalışma izinleri dondurulan Batı Şeria’daki işçilerin yeniden inşaat alanında çalışmalarına izin verilmesi yönünde çağrıda da bulunuldu.  

Öte yandan İsrail’de çalışmak, işçilerin istihdamına yönelik düzenleyici bir çerçeve oluşturan Oslo Anlaşmaları’nın önemli bir parçasını oluşturduğundan, bu durum Filistin ekonomisi için büyük önem taşıyor.  

İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) arasında imzalanan Oslo Anlaşmaları, Filistinli işçilerin istihdamına ilişkin düzenleyici bir çerçeve oluşturdu.  

Yine 1994 yılında aralarında imzalanan Paris Protokolü de, Filistin ekonomisinin büyümesini hızlandırmak için destek verilmesini öngörüyor.  

Bu durum ise Filistin ve İsrail ekonomileri arasında yakın bir bağ ve karşılıklı bağımlılığın oluşmasına yol açtı.