Gazze'de Binlerce Filistinli Kayıp
Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC), Gazze'de İsrail işgalinin başladığı 7 Ekim'den bu yana 6 bin 400 Filistinliden hiçbir iz bulunamadığını açıkladı. Birçoğunun enkaz altında kaldığına, kimlikleri tespit edilemeden gömüldüğüne ya da İsrail güçleri tarafından gözaltında tutulduğuna inanılırken, bir kısmının ise yakınları ile iletişim sağlayamadığı için kaybolduğu düşünülüyor.
ICRC, Nisan ayından bu yana yaklaşık bin 100 yeni kayıp vakasının kaydedildiğini ve henüz çözülemediğini belirtti.
ICRC sözcüsü Sarah Davies, "Her hafta yardım hattımız üzerinden 500 ila 2 bin 500 arasında çağrı alıyoruz ve bunların çoğunluğu kayıp aile üyelerine yönelik talepler" dedi.
Davies, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Taleplerin seviyesi bazen Gazze bölgelerindeki duruma bağlı olarak dalgalanıyor; eğer çok sayıda insana yakın çatışmalar varsa veya tahliye talimatları veriliyorsa, yardım hattı operatörlerimiz takip eden saatler ve günlerde takip talepleriyle birlikte daha fazla çağrı alıyor. Maalesef bu tür kaotik durumlarda insanlar kolaylıkla birbirinden ayrılabiliyor. İnsanlar paniğe kapılıyor, bazen karanlık oluyor, görmek zor oluyor, yakınlarda patlama olursa insanlar kaçıyor, birbirlerini kaybediyorlar."
Davies, insanların yaralanıp ambulansla hastaneye kaldırıldığında aile üyelerinin her zaman hangi ambulansta olduklarını bilemediklerini de hatırlattı. Sözcü, İnsanlar telefonlarını kaybedebiliyor, bağlantılar kesilebiliyor, SIM kartları değiştirilebiliyor. İnsanların bir savaş bölgesinde birbirlerinden ayrı düşmesinin açıklanamayan çok sayıda nedeni var" dedi.
Bombardıman arama kurtarma çalışmalarını engelliyor
Gazze'de devam eden İsrail işgalinde çok sayıda hastane saldırıya uğradı ve bu durum ciddi iletişim sorunlarına yol açtı. Sağlık çalışanları, cenazeleri belgeleme ve ölenleri teşhis etmede ciddi zorluklarla karşılaşıyor.
Hareket alanının kısıtlanması ve iletişim kanallarındaki kesintilerle birleşen işgal, kayıp kişilerin takibi ve yerlerinin belirlenmesinde önemli zorluklar oluşturuyor. Ayrıca adli tıp ve insan hakları uzmanlarının erişimi kısıtlanarak mağdurların kimliklerinin tespit edilmesi engellendi.
Sivil toplum kuruluşu Save the Children, yakın tarihli bir raporunda, İsrail askerlerinin yaptığı hava saldırılarının yoğunluğu ve enkazdaki patlamamış bombalar ve füzeler nedeniyle yerli halkın, ilk yardım ekiplerinin ve insani yardım çalışanlarının -ekipmanlara sahip olsalar bile- enkazda arama yapmasının güç ve tehlikeli olduğunu vurgu yaptı.
ICRC, 7 Ekim'den bu yana Gazze'de 8 bin 700'den fazla Filistinlinin kayıp olduğunu bildirdi ve bilgi toplamak için 7 bin 429 Filistinli aileyle görüştü. Yaklaşık 2 bin 300 vaka çözüme kavuşturuldu (aileler yakınlarını canlı ya da ölü buldu).
Gazze'nin kuzeyindeki Felluce mahallesinin sakini olan Muhammad Naji, acil müdahale ekiplerinin son saldırının ardından sekiz kişiyi enkazdan kurtarmayı başardığını ancak 17 kişinin enkaz altında kaldığını, kuzenlerinden bazılarının kayıp olduğunu söyledi.
Abu Ali Zahir ise yaşadıkları üç katlı binanın İsrail hava saldırısında yıkılması sonucu 23 aile üyesini kaybetti. Saldırıdan yaklaşık 60 gün sonra 16 ceset enkazdan çıkarıldı ancak yedi kişi bulunamadı.
Gerçek sayı çok daha fazla olabilir
Kayıp Filistinlilerin gerçek sayısının çok daha yüksek olduğu düşünülüyor.
Öte yandan, Gazze'deki sağlık bakanlığı, savaşta ölenlerin sayısının 38 binden fazla olduğunu açıklarken, bu sayının, enkaz altında mahsur kalanlar, gözaltına alınanlar veya toplu mezarlara gömülenler de dahil olmak üzere kayıp kişileri hesaba katmadıklarını belirtiyor. Bakanlık, 6 Temmuz itibarıyla yaklaşık 10 bin kişinin kayıp olduğunu tahmin ediyor.
Kayıp kişilerin yerini tespit etmek, durumlarına ilişkin bilgilerin, çeşitli çatışma taraflarından ve hastanedeki hasta listeleri veya Gazze'ye geri gönderilen tutukluların kayıtları gibi diğer kaynaklardan alınan verilerle çapraz eşleştirilmesini içeren karmaşık bir süreçtir. Bu noktadaki asıl zorluk, sahadaki arama faaliyeti koşullarının (örneğin, ekiplerin kapı kapı ya da sığınaktan sığınağa gidip kayıp kişinin akıbetini ve nerede olduğunu kontrol etmesi veya sorması gibi) uygun olmamasıdır. Davies, şu anda bunun Gazze'de mümkün olmadığını, "İnsanlar o kadar sık hareket ediyor ki, çadırlarda yaşıyorlar ve sabit adresleri yok" sözleriyle ifade ediyor.