Sorun Sadece Trump Değil: Avrupa ve Amerikan Politikaları Neden Birbirinden Uzaklaşıyor?
ABD ve AB gerilimi: Nedenleri ve gelecek perspektifi
Geçtiğimiz haftalarda eski ve belki de yeniden başkan olacak Donald Trump, NATO üyesi bir Avrupa liderine, ödeme yapmayan NATO üyelerini zor durumda bırakmak için Putin'i teşvik edeceğini söylediğini iddia etti. Bu açıklamalar, diğer NATO üyelerinden öfke dolu bir tepki aldı ve Avrupa'da Birleşik Devletler’e karşı duyulan güven konusunu yeniden gündeme getirdi. Ancak, Trump ve Trumpizm'e odaklanmanın, ABD-AB ilişkilerinin uzun zamandır devam eden gerilimlerini göz ardı etmek olduğunu belirtmek gerekir. Trump’la veya Trump’sız; ABD ve Avrupa’nın hemfikir olmadığı konuların sayısı giderek artıyor.
Nedenler
ABD ve AB arasında ana hatlarıyla ayrımı yaratan çatlakları oluşturan dört husus yer alıyor.
Çin Meselesi:
- ABD ve Çin arasındaki soğuk savaş benzeri durum, Ticaret Savaşları, Tayvan, Güney Çin Denizi ve Uzay Savaşı gibi konularla besleniyor. ABD Çin’i yıpratabileceği konularda yıpratmayı tercih ederken AB, Çin'i "sistemik rakip" olarak tanımlasa da sistemik bir cevabı yok.
- Biden yönetimi de Trump'ın Çin politikasını birçok açıdan sürdürüyor ve bu durum, AB ile uyumlu ve koordine değil.
ABD, kendi şirketlerini askerî-endüstriyel kompleks (Military–industrial complex) harici sektörlerde dahi devlet eliyle fonlama stratejisini genişletirken, bazı Avrupa ülkeleri en köklü şirketlerinin ya da stratejik noktalarının Çin yatırımına açılmasına karşı çıkmıyor.
Ekonomik Korumacılık:
- AB, Amerika'nın sahip olduğu endüstriyel altyapı, enerji arzı ve rezerv para birimi doların avantajlarına sahip olmadığı için korumacılık politikalarına tamamen katılamamakta.
İdeolojik olarak da ABD'de korumacılık yükselişteyken, AB içinde farklı sesler var ve Avrupa bunu Amerika kadar benimsemiyor.
Güvenlik Anlayışı Değişimi:
- ABD eskisi gibi tek başına herkese ve her şeye yetebilse bile, diğer kutuplarla savaşını tek başına vermeye razı değil. Sağladığı ayrıcalıkların konforunu süren tarafların da bu mücadeleye katkı sunmasını bekliyor.
- Biden dönemi Ukrayna yardımları, “Kongre’de takılması” gibi çeşitli bahanelerle gecikti. Zaten Trump da sert üslubunun sadece pazarlıkta el artırmak için olduğunu belirtmişti.
AB içinde ise kendi göbeğini kendi kesme argümanları yüksek sesle dillendiriliyor.
Orta Doğu:
- Orta Doğu'da Amerika'nın daha fazla etkisi var, ancak AB, bölgedeki istikrarsızlığın sonuçlarından daha fazla etkilenmekte.
- İki tarafta da uzun vadeli planlar yok. Stratejik belirsizlik hakim. Bu yüzden Amerika petrol rafinerileri ile ilgilenirken AB göçmen krizi çıkacak yerlere finansman sağlayarak günü kurtarıyor.
Gelecek perspektifi ve sonuç
Trump, transatlantik ilişkiler için bir tehdit olabilir, ancak ne onun döneminde oluşan zorluk ve tatsızlıklar işleyişi fazla da değiştirmişti, ne de o gittikten sonra dramatik bir değişim yaşandı. Trump, ABD ve AB arasındaki tek tehdit değil ve ilişkilerin gevşekliğine kayıtsızlık göstermek herkes için kayba yol açacak bir yola çıkabilir. Yakın gelecekte yapılacak Amerikan ve AB Parlamento seçimleri ilişkilerin seyri üzerindeki dumanı kaldırmaya yardımcı olabilir. Ancak mevcut diskurun aksine tarafların uzlaşmaya ve iş birliğine daha açık olması gerekmektedir.