Mülteci Kamplarından Filistin Liderliğine: İsmail Heniyye

Orta Doğu araştırmacısı Mehmet Akif Koç, İran’ın başkenti Tahran’da İsrail suikastıyla öldürülen Hamas lideri İsmail Heniyye’nin, Gazze’deki mülteci kamplarından Filistin liderliğine uzanan portresini Fokus+ için inceledi.
Mehmet Akif Koç
Mülteci Kamplarından Filistin Liderliğine İsmail Heniyye
31 Temmuz 2024

31 Temmuz 2024 sabahı Hamas lideri İsmail Heniyye’nini suikastla öldürüldüğü haberi haber ajanslarına düştü. İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Mesud Pezişkiyân’ın yemin törenine katılmak için Tahran’a gitmiş, suikasttan birkaç saat önce Filistinli bir diğer silahlı direniş örgütü İslami Cihad’ın Genel Sekreteri Ziyad Nehâle ile birlikte Dini Lider Ali Hamaney tarafından kabul edilmişlerdi. Heniyye’nin, İran Devrim Muhafızları’nın koruması altındayken ve Nehâle ile kaldıkları konutta suikasta uğradığı kaydediliyor.

Peki kimdir Heniyye, ölümü neden bu kadar büyük bir yankı uyandırdı ve neden bu denli önemli?

İsrail işgali altında mülteci kamplarında başlayan bir hayat  

1963 Gazze doğumlu İsmail Heniyye, kuşağının pek çok talihsiz ismi gibi doğarken bir evi ve mahallesi olmadı. Çünkü 1920’lerdeki Britanya manda idaresi döneminde şiddetlenen Arap-Yahudi çatışmaları, 1948’de İsrail’in kurulmasıyla neticelenmiş ve İsrail devleti Filistinlileri kitleler halinde katliam, sürgün ve göçe maruz bırakmıştı. 

Heniyye’nin ailesi aslen Gazzeli değil. Nitekim onlarca yıldır toplama kampına dönüşen ve on aydır canlı yayında katliama maruz bırakılan, 2,5 milyonluk nüfus içerisinde hemen hiç kimse aslen Gazzeli değil. 1948 Arap-İsrail Savaşı sırasında topraklarında edilen ve mülteci durumuna düşen Heniyye’nin ailesi de, asıl memleketleri olan Aşkelon’dan kalkıp Gazze’ye sığınmak durumunda kaldı. Böylelikle İsmail Heniyye, o dönem Mısır kontrolü altındaki Gazze’de el-Şati mülteci kampında dünyaya geldi. 

Kitlesel olarak göçe zorlanan, mülteci kamplarının zor koşullarında doğup büyüyen, hayatın içinde işgalci bir güçle defalarca muhatap olup kötü muameleye uğrayan herhangi biri için “normal” davranmak ve işgale boyun eğmek ne kadar mümkünse, Gazze’deki çoğu annesiz babasız büyüyen çocuklar için de durum farklı değildi. İsmail’in hayatındaki ilk dönüm noktası ise mülteci kampında doğmaksa, bir diğeri de henüz genç yaşında başlayan meşhur İntifada’ya katılmasıydı. 

 

Heniyye’nin öğrencilik yılları 

Bugün, İsrail bombardımanıyla taş üstünde taş kalmayan Gazze İslam Üniversitesi’nde öğrenci oldu. 1987’de ise Arap Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. 

Yine Gazze’deki pek çok akranı gibi o yıllarda üniversite eğitimi sırasında, Mısır’daki Müslüman Kardeşler’in Gazze kolu olarak görülen ve İntifada sırsında kurulup teşkilatlanmakta olan Hamas ile tanıştı.  Ömrünün sonuna kadar sürecek ilişkisi de bu şekilde başladı. 

Heniyye’nin ilk tutuklanması  

Heniyye’nin hayatındaki ilk tutuklanması da İntifada yıllarında 1989’da gerçekleşti. İsrail karşıtı protestolara katılmak ve Hamas üyesi olmak suçlamasıyla üç yıl hapiste tutuldu. Salıverildikten sonra da Lübnan’a sürgün edildi. Ancak, kısa süre sonra Gazze’ye geri döndü ve Gazze İslam Üniversitesi’nde dekanlık görevine getirildi. 

Heniyye’nin hayatındaki dönüm noktalarından biri 1997’de Hamas içinde bir ofisin başkanlığına getirildiği alt düzeyde bir görevlendirme oldu. Bundan sonra ise yapı içerisinde hızla yükselecekti. 

1999’dan 2004 yılına kadar, Hamas’ın el-Rantisi ile birlikte kurucusu olan ve yine İsrail’in 2004’te suikastla öldürdüğü Şeyh Ahmed Yasin’in yakın danışmanı ve özel kalem müdürlüğünü yaptı.  

 

Hamas’ın Gazze’de tam kontrolü ele alması ve Heniyye’nin yükselişi  

Hamas açısından kitleselleşme ve partiye dönüşme süreci, Aralık 2005 seçimleriyle gerçekleşti. Ocak 2006’da tekrarı yapılan bu yasama meclisi seçiminde Hamas sürpriz şekilde on yıllardır Filistin davasının uluslararası arenada tek savunucusu olan el-Fetih’i hezimete uğrattı. 

Ayrıca, Hamas’ın siyasi kanadının lideri Halid Meşal Şam da sürgünde olduğu için Hamas listesinin başında İsmail Heniyye vardı. Bu sebeple Filistin Ulusal Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, istemeyerek de olsa Heniyye’yi başbakan olarak atamak zorunda kaldı.

Ancak Hamas-Fetih arasında buzları eritmeye İsrail’in sert işgal politikaları yetmediği gibi, Hamas’ın seçimdeki galibiyeti de yetmeyecekti. Hemen bir yıl sonra 2007’de, Mahmud Abbas Hamas lideri Heniyye’yi başbakanlık görevinden aldı. Heniyye ve Hamas’ın ise bu hamleye cevabı sert oldu; 2006 başında başlayan çatışmalarda şiddeti daha da arttırarak, Gazze’deki el-Fetih’e ait tüm birimlerin faaliyetini durdurdu. Yüzlerce Filistinlinin öldürüldüğü kanlı çatışmaların ardından da Gazze’de Hamas dışındaki tüm faaliyetleri fiilen bitirerek, Abbas ve el-Fetih taraftarlarını bölgeden zorla çıkardı.  

Filistin bu kez işgal yönetimi tarafından değil bizzat kendi liderleri tarafından ikiye bölünmüş oldu: Heniyye ve Hamas Gazze’de duruma tam anlamıyla hâkimken, el-Fetih’in yönettiği Batı Şeria’da da özellikle gençler arasında nüfuzunu artırmaktaydı. 

On sene boyunca Hamas’ın sahadaki yöneticisiydi 

İsmail Heniyye bu dönemden itibaren Gazze’nin tek hâkimi oldu ve on sene boyunca Hamas’ın sahadaki yöneticisi oldu. Hamas’ın siyasi bürosunun başında ise önce Şam’da, 2011’de başlayan Suriye İç Savaşı’nın ardından ise Doha’da yaşayan Halid Meşal vardı. 2017’de görev değişikliğine gidildi ve Meşal’in yerine geçen Heniyye Hamas’ın birinci sıradaki lideri olurken, Gazze’de ise yönetim Yahya Sinvar’ın eline geçti. 7 Ekim 2023’te başlayan savaşta da İsrail’e karşı ilk saldırıları yapan ve Hamas’ın tüm askeri faaliyetlerini yöneten, sahadaki yeni lider Sinvar oldu.  

Bu dönemin ardından Heniyye, uluslararası diplomasi kanalları aracılığıyla Körfez ülkeleri, Türkiye ve İran arasında yoğun temaslarda bulunarak Gazze'deki durumu dünyaya duyurmaya başladı. Aynı zamanda, bazen Türkiye, bazen Arap başkentleri ve bazen de Çin'in ev sahipliğinde el-Fetih ile bir araya gelerek birlik görüntüleri vermeye çalıştı. Ancak, arka planda güç mücadelesini sürdürdü.

 

Trump başkanlığı döneminde, (2016-2020) ABD’nin terör suçluları listesine girse de Orta Doğu’da bu tür listelerin büyük bir anlamı yoktu. Nitekim Trump sonrası ABD de bu konunun peşine pek düşmedi. Heniyye’nin Gazze’de İsrail’in insafına kalmış çocukları, kardeşleri ve torunları ise, daha önce 1948 Savaşı sırasında Heniyye’nin aile büyüklerinin yaşadığı akıbetten kaçamadı: Ailesinin bir kısmı saldırılarda öldürüldü, bir kısmı işgal güçlerince tutuklandı ve hapsedildi. Ölümden kurtulanlar ise mülteci kamplarında oradan oraya kaçarak yaşamaya mahkûm edildi.  

Diğer Hamas liderlerinin de akıbeti aynıydı 

Nihayet İsrail’in suikast birimleri, diğer Hamas liderleri gibi, Heniyye’yi de ortadan kaldırmakta kararlıydı. Kendisinden önce 1996’da Hamas’ın Gazze’deki askeri lideri Yahya Ayyaş öldürülmüştü. 2004’te Hamas’ın kurucuları Abdülaziz el-Rantisi ve Şeyh Ahmed Yasin yine Gazze’de öldürülmüştü. Henüz birkaç ay önce ise Ocak 2024’te ise Heniyye’nin Hamas Siyasi Bürosu’ndaki yardımcısı Salih el-Aruri Beyrut’ta öldürüldü.  

Ölüm Heniyye’yi ise ne doğup büyüdüğü ve yıllarca yönettiği Gazze’de, ne son yıllarını geçirdiği Doha’da, ne Beyrut’ta, ne de Kudüs’te buldu. Daha önce onlarca defa ziyaret ettiği ve kendini evinde hissettiğini söylediği Tahran’da, tam da Dini Lider Ali Hamaney’le görüştükten birkaç saat sonra, Devrim Muhafızları Ordusu korumasında kaldığı konutta İsrail’in bir hava saldırısı sonucu hayata veda etti. 

*** 

İsrail bu suikastla İran’a, Filistinli liderlere, bölgedeki Hizbullah, Irak ve Suriye’ye ve de Yemen’deki İran’a müzahir güçlere açık bir meydan okumaya girişti. 

30 Temmuz’da Hizbullah askeri liderlerinin öldürüldüğü saldırının hemen ardından gelen bu suikast, şüphesiz savaşı tırmandıracak gibi görünüyor. 

Heniyye suikastının artçı sarsıntılarını ve bölgeye etkilerini ise bir başka yazıda ele almayı planlıyorum.