Amin Maalouf: Fransa’nın En Yüksek Nişanıyla Onurlandırılan Lübnanlı Yazar 

Lübnanlı-Fransız gazeteci ve romancı Amin Maalouf, Frankofon kültür tarihinin ve Arap dünyasının kültür alanının en önde gelen yazarlarından biri. Eserleri ise Türkçe ve birçok dile çevrildi. 
F_IKON
Amin Maalouf Fransa’nın En Yüksek Nişanıyla Onurlandırılan Lübnanlı Yazar 
17 Haziran 2024

Amin Maalouf, 25 Şubat 1949’da Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta iki farklı mezhepten Hıristiyan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Rushdi Maalouf, Roma Katolik kilisesine mensup bir yazar, gazeteci, siyasetçi ve şair. Annesi Odette Ghossein ise bir Maruni’ydi. Ayrıca, Mısırlı bir Maruni ile evlenmiş bir Türk kadının torunudur.  

Çocukluğundan beri okumayı sevmişti. Charles Dickens, Leo Tolstoy, Honoré de Balzac ve Victor Hugo’nun klasik Batı edebiyatına aşıktı. Ayrıca, Gulliver’in Seyahatleri ve Dickens-Dumas gibi Arapçaya çevrilmiş Batı edebiyatını da okudu.  

Okumalarının çoğu tarih alanında ve genel olarak uygarlık, din ve seyahatlerle ilgili kitaplarda yoğunlaşmıştı. Bu da gazeteciliğin ve olayları incelemenin doğal bir uzantısıydı.   

Eğitimi ve kariyeri   

Annesinin isteği üzerine bir Fransız okulunda okudu. İlkokulu Beyrut’ta, ortaokulu Lübnan’daki Notre Dame de Jamhour Koleji’nde (Cizvit Fransız) bitirdi. Burada Arapça ve İngilizcenin yanı sıra Fransızca ve Latincede ustalaştı.   

Saint-Joseph Üniversitesi’nde ekonomi eğitimi aldı, Fransız École Normale Supérieure des Arts’da sosyoloji okudu. Hem sosyoloji hem de ekonomi alanında lisans derecesi aldı.   

Belçika’daki Louvain Katolik Üniversitesi, Portekiz’deki Évora Üniversitesi, Beyrut Amerikan Üniversitesi ve İspanya’daki Tarragona Üniversitesi’nden fahri doktoralar da dahil olmak üzere çeşitli akademik dereceler aldı.   

 

Mesleki yaşamı   

Henüz 22 yaşındayken babasının izinden giderek gazetecilik eğitimi aldı ve yetmişli yılların başında An-Nahar gazetesinin yazı işleri ekibinde ekonomi eki ve ardından dış haberler bölümünde çalışmaya başladı. Prestijli gazetenin koridorlarında birçok Arap ve Avrupalı uluslararası figürle tanıştı, çünkü görevi Güney Amerika ve Afrika’daki uluslararası haberleri ve darbeleri takip etmekti.  

Lübnan’da iç savaşın fitilini ateşleyen olayın tanıklarından biriydi. 1976 yılında, 27 yaşındayken ülkesini terk ederek Fransa’ya gitmek zorunda kaldı.    

Fransa’ya gittikten sonra Economia adlı ekonomi dergisinde, ardından genel yayın yönetmeni ve baş yazarı olduğu haftalık Jeune Afrique dergisinde çalıştı. Lübnan’dan ayrılmadan önce 2010 yılına kadar çalıştığı An-Nahar gazetesinin uluslararası baskısının genel yayın yönetmenliğini sürdürdü.   

Seksenli yıllarda kitap yazmaya başladı ve 1983 yılında “Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri” adlı ilk romanını yayımladı.   

Amin Maalouf, 23 Haziran 2011 tarihinde Fransız yazar ve düşünür Claude Lévy-Strauss’un yerine Fransız Akademisi’nin 29. koltuğuna seçildi.   

Maalouf, (ölene kadar üyelikleri sona ermediği için isimleri ölümsüz olan) kurum üyelerine özel yaptırılan kendi kılıcının üzerine “Marianne” sembolünü (Fransız Cumhuriyeti’nin amblemi) ve Lübnan sedirini kazıttı. Kılıcın yan tarafına eşinin ve üç çocuğunun ilk isimlerini, diğer tarafına ise babası tarafından yazılmış bir şiirin ilk sözlerini kazıttı.    

Ağustos 2023’te 74 yaşında ölen tarihçi Hélène Carrère d’Encausse’un yerine 28 Eylül 2023’te Fransız Akademisi’nin daimi genel sekreterliği görevine getirildi. 1634 yılından bu yana sadece 32 kişi bu pozisyonda bulundu.   

 

En önemli eserleri ve ödülleri  

  • Afrikalı Leo romanı (1986): Endülüs’te Müslümanların son yıllarını yaşayan ve daha sonra Fas’a göç eden Endülüslü bir asilzade olan gezgin, bilgin ve diplomat el-Hasen bin Muhammed el-Vezzan’ın hikâyesini anlattığı roman. Fransız-Arap Dostluk Ödülü’nü kazandı.  
  • Semerkant romanı (1988): Şair, bilgin, edebiyatçı ve hukukçu Ömer Hayyam’ın hikayesini, otorite ve muhalefetle olan ilişkisini aktardığı roman. Birçok kişi tarafından Maalouf’un en iyi eseri olarak kabul edildi. 1988’de Basın Evi Ödülü’ne layık görüldü.  
  • Işık Bahçeleri (1991): Üçüncü yüzyılda insanlar arasında eşitliği hayal eden Maniheizm’in Persli kurucusu Mani’nin hayatını ele alıyor.  
  • Ölümcül Kimlikler (1999): 1998-2002 yılları arasında gazetelerde yayımladığı makalelerin bir derlemesi olan bu eser, kimlik kavramını toplumsal ve tarihsel açıdan inceleyen entelektüel bir çalışma. Kitabın girişinde inancını şöyle ifade eder: “Ben hiçbir şehirden, hiçbir kabileden gelmiyorum. Ben yolun oğluyum... Bütün diller ve bütün dualar benimdir, ama ben hiçbirine ait değilim.”  

Ayrıca, 2021 yılında Arap dünyası ve Batı’daki krizi inceleyen Uygarlıkların Batışı kitabıyla Fransa’daki Frankofon Büyükelçiler Grubu Ödülü’nü ve 2020 yılında edebiyat dünyasındaki başarılarından dolayı Büyük Subay rütbesiyle Ulusal Liyakat Nişanı’nı aldı.   

Halkının sorunlarından bihaber yazar   

Amin Maalouf, Haziran 2016’da bir İsrail kanalına konuk olduktan sonra ülkesi Lübnan’dan ve dışından eleştiriler aldı. Ayrıca, İsrail işgaliyle normalleşmekle suçlandı. Aynı yıl, iki ay önce yayımlanan kitabından bahseden Maalouf’un bir İsrail kanalına çıkmasını birçok medya profesyoneli ve yazar “ihanet” ve “düşüş” olarak değerlendirdi.   

İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’ne karşı yürüttüğü savaş sırasında, Gazze Şeridi halkının maruz kaldığı soykırım karşısında, Filistin meselesi başta olmak üzere önemli Arap meseleleri konusunda sessiz kalması ve pozisyon almaması nedeniyle, genellikle refah dönemlerinde ortaya çıkan ve sıradan bir vatandaş gibi çevrelerinde meydana gelen büyük olayları gözlemlemek için kenara çekilen diğer yazar ve edebiyatçılar gibi eleştiriler ona da uzandı.