Mihail Nuayme: Arap Edebiyatının Ermişi
Lübnanlı şair, yazar ve öykücü Mihail Nuayme, 17 Ekim 1889’da Lübnan’daki Sannine Dağı’nda Rum Ortodoks bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.
Arap dünyasında entelektüel ve kültürel rönesansın önde gelen isimlerinden biri ve New York’ta Pen League olarak bilinen Arap Amerikan Yazarlar Birliği’ni (mehcer edebiyatı) kuran diasporadaki en önemli Arap şairlerden biri kabul ediliyor.
Eğitimi ve kariyeri
Eğitimini Lübnan Dağı’nda bulunan Baskinta kasabasındaki Filistin Toplum Okulu’nda tamamlayan Nuayme, üniversite eğitimini 1905-1911 yılları arasında Ukrayna’nın Poltavia şehrinde tamamladı. Okumaya aşırı ilgi duyan yazar, eğitimi süresince Rus edebiyatını derinlemesine inceleyecek kadar iyi derecede Rusça öğrendi. Daha sonra hukuk eğitimi almak için Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti.
Hayatının durakları
Yaklaşık 20 yıl boyunca Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan Mihail Nuayme bu sürede ABD vatandaşı oldu. Yazar Halil Cibran tarafından New York’ta kurulan ve Levant bölgesinden, özellikle Lübnan’dan göç eden birçok Arap edebiyatçı ve şairin üyesi olduğu Al-Rabita Al-Qalamiyya (Pen League) bünyesine katıldı ve Başkan Halil Cibran’ın yardımcılığını üstlendi.
1932’de Lübnan’a döndü ve memleketi Baskinta’ya yerleşti. Onu oraya çeken şey büyüleyici doğası ve düşünme tutkusuydu. Düşüncelere dalmak ve eserlerini kaleme almak için oradaki şelaleye giderdi. Yalnızlığa ve düşünmeye olan düşkünlüğü nedeniyle “Shakhroub’un ermişi” lakabı takılmıştı.
Edebi deneyimi
Batı kültürleri konusunda en bilgili yazarlardan biri olan Mihail Nuayme, engin bir deneyim sahipti. Kaleme aldığı eserler öykü, roman, şiir, deneme, piyes ve eleştiri gibi çeşitli türlerden oluşuyordu. Çoğu Arapça’nın yanı sıra Rusça ve İngilizce gibi diğer dillerde yayımlandı. Pek çok çalışması sonradan Türkçe, Portekizce ve İspanyolca dahil olmak üzere otuzdan fazla dile çevrildi.
Üslubunu döneminin diğer edebiyatçılarından ayıran özellik, süslemelerden ve gereksiz sözlerden kurtulmaya çalışıp olayları betimleme ve zihinde canlandırma, olumlama, iyimserlik, açıklık ve sadeliği öne çıkarma eğiliminde olmasıydı. Yazılarında münazara ve ikna kabiliyetine sahipti. Keza ırkçılık ve fanatizmden uzak dururdu.
İşte eserlerinden bazıları;
Nuayme ilk öykü derlemesini 1914 yılında “Onun Yeni Yılı” adıyla yayımladı.
1915’te ikinci öykü derlemesi olan “Çorak”ı yayımladı, peşi sıra bazıları İngilizce ve Rusça olmak üzere birçok eser verdi.
1917’de yayımlanan Babalar ve Oğullar, Orta Doğu’daki yaşamı ve ebeveynlerle çocuklar arasındaki düşünce ve kuşak farkından kaynaklanan çatışmaları anlattığı tiyatral bir romandı. İlk olarak New York’ta yayımlandı.
Mihail Nuayme en ünlü romanı olan “Arkaş”ı 1949 yılında yayımladı. Romanda hayata dair düşünce ve görüşlerini aktarmak istemişti. Romandaki olaylar, bir kahvehanede sessizce çalışıp saf ruhu ve geniş hayal gücüyle çevresindeki insanları ve olayları gözlemleyen, ardından bütün bunları anılarına kaydeden bir gencin çevresinde yaşanıyor.
Arkaş romanı ise kendine özgü üslubu, hikayenin estetiği ve olayların anlatım tarzıyla öne çıkıyor. Yazar 1952’de de dünyaca ünlü kitabı “Mirdad’ı yayımladı.
Nuayme ayrıca, hayatının son evresine geldiğini düşündüğü 1960’lı yıllarda otobiyografisini üç bölüme ayırarak “Yetmiş” adını verdiği bir anı kitabında yayımladı. Ancak bundan sonra yaklaşık 30 yıl daha yaşadı.
Şiir alanında, “Deliliğin Fısıltısı” adı altında derlenenler dahil birçok ünlü şiir kaleme aldı. “Kardeşim” ve “Donuk Nehir” de dahil olmak üzere çok sayıda ün kazanmış özgün solo şiirin yazarıydı.
Vefatı
Mihail Nuayme, yüz yıla varan uzun bir yaşam sürdü. Hayatının büyük bir bölümünü geçirdiği Lübnan’ın Shakhroub köyünde, ağır bir zatürre hastalığının ardından 29 Şubat 1988 günü hayata gözlerini yumdu.
Nuayme’nin son vasiyeti, sevdiği Rus kızın bir gün gelebilmesi için mezarının kapısının sonsuza dek açık bırakılmasıydı.
Bölgede geçen yaşam serüveni ve ömrü anısına, Shakhroub köyü Lübnan’ın en önemli turistik mekanlarından biri haline getirildi, kişiliği ve edebiyatı onuruna, kaya üzerine oyma bir Mihail Nuayme silüeti yapıldı.
Yazarın en meşhur sözlerinden biri şudur: “Kütüphane masa, yatak, sandalye ve mutfak gibi zorunlu ihtiyaç haline geldiğinde, işte o zaman uygarlaştığımızı söyleyebiliriz.”