Yahya Sinvar: Hamas’ın Yeni Lideri ve İsrail’in Bir Numaralı Düşmanı

Yahya Sinvar, Hamas’ın siyasi kanadının yeni lideri olarak seçildi. Aksa Tufanı Operasyonu’nun beyni olarak görülen Sinvar, İsrail’e yönelik operasyonlarla tanınıyor.
F_IKON
Yahya Sinvar Hamas’ın Yeni Lideri ve İsrail’in Bir Numaralı Düşmanı
21 Ağustos 2024

İran’ın başkenti Tahran’da geçtiğimiz ay öldürülen İsmail Haniye’nin yerine Hamas Siyasi Büro Başkanı seçilen Yahya Sinvar, İsrail tarafından defalarca tutuklandı. 

İki İsrail askerini kaçırıp öldürmek ve Filistinli muhbirleri infaz etmekle suçlanan Sinvar, dört kez müebbet hapis cezasına çarptırıldı. 

Sinvar, 2011 yılında Hamas ile İsrail arasında varılan “Vefa el-Ahrar” anlaşması çerçevesinde serbest bırakıldı. 

Söz konusu anlaşma, Hamas’ın kaçırarak beş yıl rehin tuttuğu İsrail askeri Gilad Şalit’in serbest bırakılması karşılığında İsrail hapishanelerindeki bin 27 Filistinlinin evlerine dönmesini öngörüyordu. 

Ayrıca Sinvar, 7 Ekim'de Tel Aviv tarafından düzenlenen ve İsrail'e kayıplar verdiren, aynı zamanda istihbarat ve güvenlik güçlerinin dünya genelindeki imajını sarsan Aksa Tufanı Operasyonu'nun beyni olarak görülüyor.

Erken yaşamı ve eğitimi 

Yahya Sinvar'ın ailesi, 1948'de yaşanan Nakba'nın ardından, İsrail'in işgaliyle Aşkelon ismini alan, Gazze Şeridi'nin kuzeydoğusunda bulunan Mecdal şehrinden sürüldü.

Sinvar, 29 Ekim 1962’de Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus Mülteci Kampı’nda dünyaya geldi. 

Orta öğrenimini Han Yunus Erkek Ortaokulu’nda tamamlayan Sinvar, Gazze İslam Üniversitesi’nde Arapça okudu. 

21 Kasım 2011’de serbest bırakıldıktan sonra ise Gazze İslam Üniversitesi’nde dinin esasları alanında yüksek lisans yapan Samar Muhammad Abu Zumar ile evlendi. 

Sinvar’ın bu evliliğinden İbrahim adında bir de oğlu dünyaya geldi. 

Tutuklanmadan önceki siyasi faaliyetleri 

Müslüman Kardeşler’in (İhvan) Filistin’deki öğrenci kolu olan İslami Blok’un aktif bir üyesi olan Sinvar’ın adı, üniversitedeki öğrenci komitelerinde yürüttüğü faaliyetler sayesinde ön plana çıktı. 

Ayrıca Sinvar, Gazze İslam Üniversitesi Öğrenci Konseyi’nde Teknik ve Spor Komitesi Genel Sekreterliği yaptı. Daha sonra da Öğrenci Konseyi’nin Başkan Yardımcısı ve nihayetinde Başkanı oldu.  

Öğrencilik yıllarındaki bu faaliyetleri, 1987’de kurulan Hamas hareketinde bazı liderlikleri üstlenmesine yetecek deneyim kazanmasına yardımcı oldu. 

1986 yılında, Hamas kurucularından Şeyh Ahmed Yasin tarafından görevlendirildikten sonra Halid el-Hindi ve Rawhi Mushtaha ile birlikte Hamas hareketinin iç güvenlik aygıtı olan “El-Mecd”i kurdu. 

Mecd’in misyonu ise İsrail ajanları ve casusları tespit ve takip etmenin yanı sıra İsrail istihbarat ve güvenlik servislerindeki görevlilerin izini sürmekti. 

Tutuklanma gerekçeleri 

İlk kez 1982 yılında üniversitedeki öğrencilik faaliyeti nedeniyle tutuklanan Sinvar, dört ay idari gözaltında tutuldu. 

Serbest bırakıldıktan bir hafta sonra ikinci kez tutuklanan Sinvar, bu süre zarfında altı ay boyunca yargılanmadan hapiste kaldı. 1985 yılında ise sekiz ay hapis cezasına çarptırıldı. 

20 Ocak 1988’de tekrar tutuklanan Sinvar, iki İsrail askerini kaçırıp öldürme ve İsrail ile işbirliği yaptığından şüphelenilen dört Filistinliyi infaz etme suçlamasıyla yargılandı ve dört kez (426 yıl) müebbet hapis cezasına çarptırıldı.  

(İÇ GÖRSEL)

Hapishanedeki hayatı 

Sinvar tutukluluğu sırasında, hapishanelerdeki Hamas mahkumlarının yüksek liderlik organının liderliğini üstlendi. 

Özellikle 1992, 1996, 2000 ve 2004 yıllarında hapishanelerde gerçekleşen açlık grevlerine öncülük etti. 

Aralarında Mecdal, Hadarim, Sabaa ve Nafha’nın da bulunduğu birçok İsrail hapishanesine nakledilen Sinvar, yaklaşık 4 yılını hücre hapsinde geçirdi. Bu süre zarfında mide ağrıları çekti ve kan kusmaya başladı. 

İlki Aşkelon’daki Mecdal Hapishanesi, ikincisi ise Ramla Hapishanesi olmak üzere tutukluluğu sırasında iki kez kaçmaya çalıştı ancak bu girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı. 

Öte yandan Sinvar, Mecdal Hapishanesi’nde bir tel ve küçük demir testere kullanarak hücresinin duvarında delik açmayı başardı. Ancak duvarın bir miktar çökmesi onun kaçış planını açığa çıkardı ve hücre hapsine mahkum edildi. 

İkinci girişiminde ise Ramla Hapishanesi’nde pencerenin demirlerini kesmeyi başardı. Hazırladığı uzun bir halat ile kaçmaya çalıştı ancak son anda tekrar yakalandı. 

Hapishanedeki diğer faaliyetleri 

Sinvar, 23 yıllık hapis dönemini okumaya, öğrenmeye ve yazmaya ayırdı. Bu süre zarfında İbranice öğrendi ve İsrail’in zihniyetini anlamaya çalıştı.  Siyaset, güvenlik ve edebiyat alanlarında çok sayıda kitap yazdı, bazı kitapları da tercüme etti. 

Bunlar arasında, Carmi Gillon’un İsrail İç Güvenlik Servisi Şin Bet hakkında yazdığı, İsrail toplumundaki bölünmelere odaklanan “Bölünmeler arasında Şin Bet” adlı kitabın çevirisi yer alıyor. 

Ayrıca İsrailli siyasi partileri, programlarını ve o dönemdeki yönelimlerini anlatan “1992 Yılında İsrail Partileri” isimli kitap da Sinvar tarafından tercüme edildi.  

2004 yılında yayımlanan, Filistinlilerin 1967'den Aksa İntifadası’na kadar olan mücadelesini anlatan “Diken ve Karanfil” adlı roman ve Hamas hareketinin deneyimi ve zaman içindeki gelişimini ele alan “Hamas: Deneme ve Yanılma” isimli kitap da Sinvar’ın imzasını taşıyor. 

Sinvar hapis yıllarında ayrıca Şin Bet’in bilgi toplama ve ajanları istihdam etme konusundaki çalışmalarının yanı sıra hem psikolojik, hem de fiziksel olarak acımasız olan soruşturma yöntemlerini belgeleyen 2010 tarihli “Mecd” isimli kitabı da yazdı. 

Hapishaneden çıkmasının ardından yürüttüğü siyasi ve askeri faaliyetler 

Yahya Sinvar, 2011 yılında Filistin direnişiyle İsrail arasında varılan Vefa el-Ahrar anlaşmasıyla serbest kaldı. 

Söz konusu anlaşmayla, İsrail askeri Gilad Şalit’in serbest bırakılması karşılığında İsrail hapishanelerindeki bin 27 Filistinli evlerine döndü. 

Hapishaneden çıktıktan sonra ise 2012 yılında hareketin iç seçimlerinde Hamas Siyasi Bürosu’na üye olarak seçildi.  

Sinvar bu süreçte Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın komutasını da üstlendi. 

Hamas Siyasi Bürosu ile İzzeddin el-Kassam Tugayların liderliği arasında irtibat görevini yürüttü. 

Ayrıca İsrail’in 2014’te Gazze’ye yönelik saldırıları sırasında, Hamas’ın siyasi ve askeri kanadı arasında koordinasyonun sağlanmasında önemli bir rol oynadı. 

2015 yılında ise Hamas hareketinde İsrailli rehineler konusunda sorumlu olarak atandı ve İsrail ile bu rehinelerle ilgili müzakerelere liderlik etmekle görevlendirildi. 

Aynı yıl ABD kendisini “uluslararası terörist” olarak tanımladı. İsrail de Sinvar’ı Gazze Şeridi’nde “suikast düzenlemek için arananlar” listesine ekledi. 

Sinvar, 2017 yılında da Hamas Siyasi Büro Başkanı seçilen Haniye’nin yerine Hamas’ın Gazze’deki Siyasi Büro Başkanı olarak seçildi. Mart 2021’de yapılan seçimlerde de görev süresini dört yıl daha uzatıldı. 

Bu süreçte, Hamas ile Batı Şeria’daki El Fetih liderliğinde olan Filistin Ulusal Yönetimi arasındaki ilişkileri yeniden düzenleyerek, ulusal uzlaşı çerçevesinde Filistin topraklarındaki siyasi bölünmeyi sona erdirmeye çalıştı. Ancak bu girişimlerinde başarılı olamadı. 

Sinvar ayrıca Mısır ile ilişkileri iyileştirmek için de çalıştı.  

Hamas liderliği ve güvenlik heyeti, 2017 yılında Kahire’de Mısır istihbarat yetkilileriyle bir araya geldi. Söz konusu toplantılarda yaşam koşulları, güvenlik, insani yardım ve sınıra ilişkin anlaşmalara varıldı. 

6 Ağustos’ta Doha’da toplanan Hamas Şura Meclisi, İsrail tarafından İran’ın başkenti Tahran’da öldürülen İsmail Haniye’nin yerine Hamas Siyasi Büro Başkanlığı’na Yahya Sinvar’ı oybirliğiyle seçti. 

İsrail’in en büyük hedefi Sinvar’ı öldürmek 

İsrail Sinvar’ı, Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları’nın 7 Ekim tarihinde gerçekleştirdiği Aksa Tufanı Operasyonu’nun beyni olarak görüyor. 

Ayrıca Sinvar, İzzeddin Kassam Tugayları lideri Muhammed Dayf ile birlikte İsrail’in “en çok arananlar” listesinde yer alıyor. 

Sinvar’a ulaşmak ve ona suikast düzenlemek, İsrail’in Gazze Şeridi’nde geçtiğimiz Ekim ayından bu yana sürdürdüğü savaşın en önemli stratejik hedeflerinden biri. 

Fransız hükümeti ise Kasım 2023’te Sinvar ve Dayf’ın Fransız topraklarındaki olası mal varlıklarının altı ay süreyle dondurulmasına karar verdi.   

İngiltere de, Dayf ve Sinvar’ın da aralarında bulunduğu dört Hamas liderine seyahat yasağı ve mal varlıklarının dondurulmasını içeren yaptırımlar uyguladı. 

Avrupa Birliği (AB), ABD’nin 2001 yılında yılında attığı adıma benzer şekilde, ocak ayında Sinvar’ı terör listesine dahil etti. 

Ancak tüm bu yaptırımlar, sosyal medya kullanıcıları arasında alay konusu oldu.