Avrupa Ekonomisinin Yeniden Yapılandırılması: Mario Draghi Raporu

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen tarafından hazırlanan rapor, verimlilik krizini ele alarak inovasyon, yeşil enerji geçişi ve tedarik zincirlerinin güçlendirilmesi çağrısında bulunuyor. Ancak, öneriler çevreci gruplar ve finans sektöründe tartışmalara yol açtı.
Enes Kılıç
Avrupa Ekonomisinin Yeniden Yapılandırılması Mario Draghi Raporu
16 Eylül 2024

2021'de Avrupa ekonomisi, yüksek enflasyon ve durgun büyüme ile boğuşurken, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, eski Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi'yi, kıtanın rekabet gücünü nasıl yeniden kazanabileceğine dair bir rapor hazırlamakla görevlendirdi.  

Uzunca süren bir bekleyişin ardından bu hafta Draghi’nin raporu nihayet kamuya açık yayımlandı ve bekleneni verdi: İtalya’nın 67. Başbakanı, Avrupa'nın ekonomik durgunluğuna ve bu durgunluğun ardındaki yapısal sorunlara cesurca dikkat çekiyor. 

Raporda ise Avrupa'nın verimlilik konusunda yıllardır süregelen krizine işaret ediliyor. Draghi’ye göre Birlik, özellikle 2008 mali krizinden bu yana verimlilikte bir atılım yapamadı ve bu durum, Avrupa'nın küresel arenadaki rekabet gücünü büyük ölçüde zayıflattı. Avrupa'nın, ABD ve Çin gibi büyük ekonomik güçlerle yarışabilmesi için ciddi bir dönüşüm geçirmesi gerektiğini savunan Draghi, üç ana başlıkta çözüm önerileri sunuyor: İnovasyonu hızlandırmak, yeşil enerjiye geçiş yapmak ve tedarik zincirlerini güvence altına almak. 

Avrupa’nın sorunu 

Draghi’nin “Avrupa Rekabetçiliğinin Geleceği” başlığını verdiği raporunun merkezine, Avrupa’nın üretkenlik sorunu oturuyor. Nobel ödüllü ekonomist Paul Krugman’ın deyişiyle, “Üretkenlik her şey değildir, ancak uzun vadede neredeyse her şeydir.” Avrupa’nın verimliliği, 2008’den bu yana duraksamış durumda. Rapora göre, bu verimlilik krizi, Avrupa ile ABD arasındaki kişi başına düşen GSYİH farkının %72’sini oluşturuyor. 

Uzun süre boyunca kriz yokmuş gibi davranan hantal bürokrasiler, yüksek göç oranları ve küresel ekonomideki talep artışını kullanarak kıtanın zayıf iç talebini dengeledi. Ancak artık durum farklı. Draghi, demografik zayıflık ve küresel tedarik zincirlerinin kırılganlığı nedeniyle bu sorunların daha fazla göz ardı edilemeyeceğini belirtiyor. 

Verimliliği artırmak için Draghi, AB’nin yeni teknoloji yatırımlarına daha fazla odaklanması gerektiğini vurguluyor. Avrupa’nın hâlâ otomotiv gibi konvansiyonel sektörlere odaklandığını ve yeni nesil teknolojilere gereken önemi vermediğini ifade ediyor. 

Yeni büyüme motorları 

Avrupa’nın inovasyon eksikliği, Draghi’nin işaret ettiği bir diğer en büyük problemlerden biri. ABD’nin teknoloji devlerinin küresel pazarda elde ettiği başarılar göz önüne alındığında, Avrupa’nın bu alanda geride kaldığı açıkça görülüyor. Son 50 yılda ABD, piyasa değeri 100 milyar Euro’yu aşan onlarca şirket yaratırken, Avrupa bu alanda neredeyse sıfır çekti. 

Draghi, Avrupa’nın inovasyon açığını kapatabilmesi için AB’nin “düzen koyucu” yapısını sadeleştirmesi ve işgücüne yeni beceriler kazandıracak programların hayata geçirilmesi gerektiğini savunuyor. Ayrıca, Avrupa'da sermaye piyasalarının entegrasyonunun artırılması ihtiyacını da savunuyor. Bu sayede kıtanın inovasyon alanında ilerleme kaydedebileceği düşünülüyor. 

Yeşil enerjiye geçiş ve enerji krizi 

Enerji fiyatları ve bağımlılığı, Avrupa sanayisinin rekabet gücünü büyük ölçüde zayıflatıyor. Avrupa'da enerji maliyetleri devasa kaynaklara erişimi olan ABD'ye kıyasla iki ila üç kat daha yüksek. Draghi, bu duruma kalıcı bir çözüm bulunması gerektiğini ve bunun tek yolunun yenilenebilir enerjiye yatırım yapmak olduğunu düşünüyor. 

Ancak yenilenebilir enerjiye geçiş, büyük yatırımlar gerektiriyor. Draghi, bu yatırımların AB düzeyinde ortak borçlanma yoluyla finanse edilmesini öneriyor. Ortak borçlanma hamlesi Avrupa’nın enerji krizine kalıcı bir çözüm getirecek ve kıtanın enerji bağımsızlığını artıracak bir adım olarak değerlendiriliyor. 

Öte yandan Draghi’nin yeşil enerjiye geçiş planı, Avrupa’nın sadece enerji fiyatlarını düşürmekle kalmayacak, aynı zamanda kıtanın yeşil teknoloji alanında Çin’i geçerek lider olmasını sağlayacak. Büyük çaplı altyapı yatırımlarına ihtiyaç duyan bu plan, Birliğin aşamayacağı bir konu olmasa da zorluklardan beri değil. 

Tedarik zincirlerini güvence altına alma 

Raporda öne çıkan bir diğer önemli konu, Avrupa’nın tedarik zincirlerini güvence altına alma gerekliliği. Draghi, Avrupa'nın Ukrayna İşgalinden sonra da gördüğü gibi, Çin ve benzeri stratejik açıdan riskli ülkelere olan bağımlılığını azaltması gerekliliğini vurguluyor. Tedarik zincirlerindeki çeşitlilik, Avrupa ekonomisinin daha dayanıklı hale gelmesi için kritik öneme sahip. 

Bu çeşitlendirme sürecinin pahalı olabileceğini kabul eden Draghi, uzun vadede bu adımın Avrupa ekonomisi için net bir kazanç sağlayacağını savunuyor. Tedarik zincirlerindeki çeşitlilik, ekonomik belirsizlikleri azaltacak ve kıtanın sanayi sektörünü daha rekabetçi hale getirecek. 

Ortak borçlanma ve Avrupa işbirliği 

Draghi’nin en dikkat çeken önerilerinden biri, Avrupa'nın bu dönüşümleri gerçekleştirebilmesi için yılda 800 milyar Euro’ya ihtiyaç duyduğunu belirtmesi. Bu rakam, AB’nin yıllık gayri safi hasılasının %5'ine denk geliyor ve bu büyüklükteki yatırımların ulusal düzeyde finanse edilmesi neredeyse imkânsız görünüyor.  

Draghi, bu nedenle AB düzeyinde ortak borçlanmanın kaçınılmaz olduğunu savunuyor. AB genelinde daha fazla işbirliği ve ortak borçlanma yapılması, müttefikleri ve birliği birbirine daha bağımlı kılarak ortak hareket etme zarureti yaratıyor. Bu da Birlik içindeki şüpheci seslerin törpülenmesi anlamına geliyor. Şüphecilerin yükselişte olduğu bir zamanda. Ancak Avrupa Birliği yanlısı korolar hala çoğunlukta, ve zaman ne kadar ortak hareket edebildiklerini gösterecek. 

Ayrıca Rapor, her ne kadar Çin ve Rusya’dan kurtulma adına büyük bölümler içerse de, Avrupa’yı ABD ile çokça karşılaştırması bakımından bir müttefik ruhuyla konu edinmiyor. Ancak AB için her halükarda yapacağı büyük çaplı atılımlar için müttefiklere ihtiyacı var. 

Tepkiler 

Mario Draghi'nin raporu her kesimden farklı-karışık tepkiler aldı. Örneğin çevreci gruplar onu 'ekolojik krizi göz ardı etmekle' suçlarken, finans sektöründen tepkiler bölündü. Bazıları, kemer sıkma politikalarını çağrıştırması korkusuyla raporu eleştirirken, aynı sektörden diğerleri 'büyük yatırım' çağrısını alkışladı. Düşünce kuruluşlarında raporu “uyanış çağrısı” ve geride kalmışlığın sembolü olarak tanımlayanlar oldu.  

Avrupa Birliği düzenlemeleriyle başı dertte olan Elon Musk, rapora ilişkin kendi hesabından “AB düzenlemelerinin kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesi” önerisi sebebiyle Draghi’yi kutladı ve desteğini belirtti. AB Komisyonu Başkanı Von Der Leyen de Draghi’nin çözüm kağıdını kamuoyuna sunan isim olmuştu. 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.