Golani Tugayı: İsrail’in Gazze Şeridi’nde Yenilgiye Uğratılan Elitleri 

Golani Tugayı savaş boyunca subay ve asker kayıplarını açıklamaya devam etti. Bunlardan en önemlisi ise tugay komutanının Şucaiye mahallesinde, İzzeddin El Kassam Tugayları’nın; askerlerini pusuya düşürerek çoğu subay, 10 askerini öldürmesinin ardından “acı bir darbe” aldığını duyurmasıydı. 
F_IKON
Golani Tugayı İsrail’in Gazze Şeridi’nde Yenilgiye Uğratılan Elitleri 
7 Şubat 2024

21 Aralık 2023’te İsrail ordusu, Gazze Şeridi’ne karşı kara savaşına katılmasından 60 gün sonra Golani Tugayı’nın 13. Taburu’nun Gazze Şeridi’nden çekildiğini duyurdu. İsrail araştırmacısı İhab Cebbarin, herhangi bir birliğin savaştan çıkarılmasının, başta birliğin veya tugayın restorasyon ve rehabilitasyonu olmak üzere bir dizi nedenden kaynaklandığına inanıyor. Öte yandan ona göre bu, savaş alanındaki verimsizliğini gösteriyor. Verimsizliği de gerekli hedeflere ulaşamaması nedeniyle geri çekilmesini gerektiriyor. İsrail ordusunun kara savaşındaki stratejisinin kumar olduğunu biliyoruz, çünkü hedeflere ulaştığını görürse savaşmaya devam ediyor ve başarısız olursa geri çekiliyor.   

Cebbarin, Golani Tugayı'na dini hareketin sızmasının, "etkinliğine darbe vurarak" savaş alanında “düşük seviyelere” yol açtığını belirtiyor. Ordunun sorumluluğu üstlenmesini sağlamak için topu siyasi düzeye atmaya çalıştığını ve bu çekilmenin bir yenilgi olarak görülmesinin cevabının, İsrail içinde "Orduyu destekliyoruz, orduyu güçlendiriyoruz ve Benjamin Netanyahu’yu terk ediyoruz" yazan pankartlarda bulunabileceğini de ekliyor. Jabarin, bu sahnenin İsrail'deki siyasi düzeyin yenilgisini tasvir ettiğine inanıyor, özellikle de ordu İsrail sokaklarında popüler olduğu için.  

Benzer şekilde, İsrail araştırmacısı ve aynı zamanda serbest bırakılan bir esir olan Mahmud Merdavi, herhangi bir tugayın sahadan çekilmesinin bir dizi düşünceden kaynaklandığına inanıyor. Bunların en önemlisi, savaşa devam kabiliyeti azaldığı için kendisinden istenen görevi yerine getirememesi, ayrıca caydırıcılığını yitirip çok sayıda asker ve subay dahil ağır kayıplar vermesi. Öte yandan yorgun düşmesi de verilen görevleri yerine getirmekte çok zorlanmasının nedenlerinden biri.  

Golani Tugayı’nın geri çekilmesi  

Merdavi, İsrail ordusunun bu tugayı cepheden çektiğine inanıyor. Çünkü seçkin bir tugay ve ordunun göz bebeği olduğundan daha fazla kayıp vermelerini istemiyor. Golani’nin başına gelenlerin, bu yönüyle en yetenekli olduğu halde; aradaki muazzam güç farkına rağmen cesaretli, gözü pek ve güçlü görünen Filistin direnişi tarafından yok edilmiş, öte yandan yenilgiye uğramış görünecek ordu şeklinde kötü bir genelleme, hatta olumsuz bir imaj oluşturmasını da istemiyor.   

Golani’nin psikolojik etkisine ilişkin olarak Mardawi, savaşmanın bir irade olduğunu ve geri çekilmenin iradenin kırılmasının işaretlerinden biri olduğunu belirtiyor. Bunun da İsrail ordusu için, kabiliyetler ve başarılar açısından performans ölçeği olarak kabul edilen bir model olarak ordunun seçkin birliklerinin gerileyip başarısızlığa uğradığına ilişkin kötü bir sinyal olduğunu söylüyor. Devamla, işgal ordusundaki kayıpların veya herhangi bir kırılmanın, ordunun moralini ve savaşın genel gidişatını doğrudan etkilediğini ifade ederek, “ordunun gururu kırılmış, yenilmiş ve otomatik olarak Şucaiyye’den çekilmiştir. Bu, direnişçiler için moralleri yükselten tatminkâr bir mesaj, işgal ordusu için ise başarısızlık, yenilgi, geri çekilme ve kırılma mesajıdır” diye ekliyor.   

Merdavi’ye göre; “Moral açısından Filistinli savaşçılar bununla övünebilir ve düşman cephesine, destekçilerine ve kendi tabanına karşı bunun bir yenilgi, hatta başarısızlık olduğu şeklinde bir propaganda ve askeri medya malzemesi olarak kullanabilirdi. Ancak işgalci İsrail, bu tugayı geri çekerek Filistin direnişinin bu stratejik başarıyı elde etmesini ve İsrail ordusu üzerinde olumsuz sonuçlara yol açmasını engellemek istedi. Dolayısıyla bu çekilişin, yenilgi ve başarısızlığın sonuçları şeklinde yansıyacak doğrudan fiziksel ve moral yenilgiyi önlemeye yönelik bir işaret olduğuna şüphe yok.”   

Golani Tugayı: Kuruluş ve amblem   

İsrail’in bir numaralı tugayı olan ve İsrail ordusuna katılan ilk tugay ve seçkin piyade birliği olan Golani Tugayı, 22 Kasım 1948’de, İsrail’in kurulmasından üç ay önce, İsrail’in ilk başbakanı David Ben-Gurion tarafından kuruldu.   

Tugayın ilk askerleri arasında, adını Suriye’nin Golan Tepeleri’nden alan Haganah üyeleri de vardı. Çünkü kendisine verilen temel görev kuzey sınırını yani Suriye-Lübnan sınırlarını korumaktı. Golani Tugayı’na genellikle fanatik dini okul öğrencileri ve Dürziler katılmakta.   

Tugay İsrail’in Araplara karşı yürüttüğü tüm savaşlara katıldı ve genellikle yedek görev için çağrılan ilk tugaylardan biri oldu.   

Golani Tugayı’nın amblem olarak sarı zemin üzerinde kökleri uzanan zeytin ağacını seçmesinin nedeni, toprakla olan bağın bir ifadesi olarak zeytin ağacının yıl boyunca toprağa kök salması ve hep yeşil kalmasıdır. Yeşil renk, tugay ilk yıllarında Aşağı Celil’de konuşlandığı için yeşil Celil Tepeleri’ni, sarı renk ise tugayın 1948’de ilk savaşını verdiği Negev çölünü sembolize ediyor.   

Golani askerleri kahverengi bir şapka, siyah piyade botları ve içinde tugayın amblemi olan kare bir rozet takıyor.  

Golani savaşları: Efsanenin çöküşü  

  • 1948 Nekbesi ve 1967 Neksesi  

Golani Tugayı kurulduktan sonra 1948 savaşına katılarak Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak’tan gelen Arap ordularını püskürtmeye çalıştı. Bu sırada çok sayıda operasyona katılarak birçok katliam gerçekleştirdi.  

Golani bu savaşta Suriye-Ürdün sınırında Arap ordularıyla çatışan bir muharebe misyonuyla görevlendirildi. En önemli operasyonlardan biri, 9 Haziran 1967 günü tugayın Suriye’nin Golan bölgesinde bir Suriye askeri mevzisi olan “Tel el-Azizat” operasyonuydu.   

Ağır topçu ateşi altında Suriye savunmasını yararak 50’den fazla Suriye askerinin şehit olmasına, aralarında tepe komutanı ve yardımcısının da bulunduğu 20 askerin tutuklanmasına neden oldu. Ardından Golan aynı gün tamamen İsrail ordusunun eline geçti.   

  • 1982 ve 2006 Lübnan savaşları  

İsrail ordusunun 1982’de Lübnan’ı işgalinde ve özellikle birkaç gün süren ve Beyrut’un dış mahallelerine kadar ulaşan “Beaufort Kalesi” savaşında güneyin işgalinde bel kemiği olarak kabul edildi.  

Tugay, 2006 yılında İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırısına katıldığı sırada, Güney Lübnan’da Hizbullah savaşçılarıyla girdiği çatışmalarda ağır kayıplar verdi. İsrail ordusunun tugay için örmeye çalıştığı cesaret ve zafer azmi imajını yerle bir eden bu olayda, kuvvetlerinin bir kısmı öldürüldü ve diğerleri kaçtı.  

Gazze savaşları  

  • 2008-2009 Savaşı  

Golani Tugayı o dönemde Gazze Şeridi’ne yönelik savaşın ikinci aşamasında Gazze Şeridi’ne girdi.  Givati Tugayı, Zırhlı Tugay, paraşütçüler ve diğer askeri birliklerle birlikte Gazze Şeridi’nin karadan işgaline katılan tugaylardan biriydi.   

  • 2014 Savaşı  

Tugay ayrıca savaşın ikinci aşaması olan Gazze Şeridi’nin kara harekatı aşamasına katıldı ve 17 Temmuz 2014’te kara harekatını başlatan 36. Zırhlı Tümen arasında yer aldı.   

Tugay, İsrail’in Gazze’de Hamas’ın kalesi olarak gördüğü Şucaiye mahallesindeki savaşa katıldı. Savaş 19 Temmuz 2014’te başladı. İşgal ordusu bir grup piyadeyi Şucaiye mahallesindeki tünelleri aramak için göndermeye başladı. Diğer birimler ise piyade birliğinin mahalleye girebilmesi için direnişin dikkatini dağıtmak amacıyla sınır hattı boyunca manevra yaptı. Ancak Golani Tugayı birlikleri sınıra girerken Filistinli direnişçiler onlara kurşun yağdırdı ve 7 askeri öldürdü. Aralarında Tümgeneral Ghassan Alyan’ın da bulunduğu çok sayıda birlik komutanı yaralandı.   

Şucaiye savaşı, 20 Temmuz 2014’te İsrail ordusunun mahalle sakinlerine karşı bir katliam gerçekleştirmesinin ardından sona erdi. 11 İsrail topçu taburu tarafından mahalleye 7 bin yüksek patlayıcılı top mermisi atıldı ve İsrail Hava Kuvvetleri tarafından her biri 900 kilogram ağırlığında 100 bomba atıldı.   

65’ten fazla Filistinli öldürüldü, 288 kişi yaralandı. Öte yandan 13 İsrail askeri öldürüldü. Kassam Tugayları ayrıca asker Shaul Aaron’u Şucaiye sınırında yakalamayı başardı ve Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde aracılığıyla bir video konuşmasında duyurdu. İsrail hükümeti Aaron’un o yıl 22 Temmuz’da ortadan kaybolduğunu açıklamak zorunda kaldı. Asker o tarihten bu yana Kassam’ın elinde.    

  • 2023 Savaşı  

Golani Tugayı, Kassam Tugayları’nın aynı sabah Gazze’yi çevreleyen yerleşimlere yönelik gerçekleştirdiği Aksa Tufanı operasyonunun ardından İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’nde başlattığı savaşa katıldı.   

Tugay komutanları Gazze’ye yönelik savaşa katılmalarının amacının, tugayın 2014 savaşında verdiği kayıplara atıfta bulunarak, Şucaiye mahallesiyle olan hesabı kapatmak ve orayı ortadan kaldırmak olduğunu belirttiler.    

Ancak savaş boyunca İsrail ordu komutanlığı Golani Tugayı’nın subay ve askerleri arasında kayıplar olduğunu duyurdu. Bunlardan en önemlisi tugay komutanı Albay Yair Blay’in Şucaiye mahallesinde “acı bir darbe” aldıklarını açıklamasıydı. Çünkü İzzeddin El Kassam Tugayları, askerlerini pusuya düşürerek çoğu subay 10 askerini öldürmüştü.