İsrail’in Gazze Saldırıları Arap-İsrail Normalleşme Sürecini Baltaladı  

İsrail’in 7 Ekim 2023’te başlattığı Gazze saldırıları, Arap ülkeleri ile İsrail arasındaki normalleşme sürecini durdurdu. Saldırılarda binlerce Filistinli hayatını kaybederken, Arap halkı Filistin davasına destek verdi. 
F_IKON
İsrail’in Gazze Saldırıları Arap-İsrail Normalleşme Sürecini Baltaladı  
7 Şubat 2024

İsrail işgal ordusunun Gazze Şeridi'nde başlattığı savaş, Arap-İsrail normalleşme sürecini çıkmaza soktu. Filistin direnişinin 7 Ekim 2023 Cumartesi günü gerçekleştirdiği ve İsrail'in "Demir Kılıçlar Harekatı" olarak adlandırdığı "Aksa Tufanı" operasyonuna İsrail ordusunun şiddetli tepkisi sonrasında, sert kınama açıklamaları yapıldı. İsrail ile normalleşmeyi ilan etmeye hazırlanırken Riyad vb. Arap başkentlerinden gelen açıklamalarla normalleşme kapsamında yürütülen gizli müzakereler de donduruldu. 

Filistin Sağlık Bakanlığı'na göre çoğu çocuk ve kadın olmak üzere binlerce şehit ve yaralanmaya neden olan Gazze Şeridi'ne düzenlenen bu korkunç saldırı Arap halklarının Filistin davasına, bu davanın meşruluğuna ve bu davaya destek noktasında geniş çapta destek dalgasının oluşmasına sebep oldu. Bu destek dalgasına İsrail ile barış anlaşması imzalayan Ürdün ve Mısır gibi ülkelerin halkları da katıldılar. Hatta iktidardaki rejimlerin de dahil olduğu Orta Doğu'da halklar ve hükümetler arasında nadiren görülen bir destek dalgasına dönüştü. 

Arap-İsrail normalleşme süreci 

Arap dünyasında normalleşme süreci, Orta Doğu jeopolitiğinde önemli bir dönüm noktası olan İbrahim Anlaşması'nın Eylül 2020'de imzalanmasının ardından yeniden gündeme gelmişti. Bu anlaşma Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Sudan ve Fas dahil birçok Arap ülkesi ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleşmesine yol açmıştı. 

Suudi Arabistan ve İsrail'in Amerikan gözetimindeki normalleşme çabaları da Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıların başlamasından kısa bir süre önce gelişme evresindeydi. Nitekim Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman Fox News'a verdiği bir röportajda iki ülke arasındaki müzakerelerin devam ettiğini belirtmişti. 

Askeri operasyon sonrası normalleşme çıkmazı 

Aksa Tufanı ve ardından İsrail işgalinin Gazze Şeridi'ne şiddetli askeri müdahalesi sonrasında İbrahim Anlaşması'nı imzalayan ülkeler, halkları önünde gerçek bir çıkmaza girdiler. Çünkü Filistinlileri koruma ve İsrail’in askeri ve teknolojik imkanlarından yararlanma gibi İsrail’le yakınlaşma adına en çok öne çıkarttıkları gerekçeleri çökmüş oldu. 

Siyaset ve Ortadoğu Uzmanı Muhammad Al-Aila Fox Plus'a verdiği röportajda Aksa Tufanı’nın Arap-İsrail normalleşmesi üzerindeki etkisine ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor: "Aksa Tufanı, Filistin meselesi ve bölgesel düzlemde stratejik bir hadisedir ve normalleşme süreci üzerinde kalıcı etki bırakacaktır. Çünkü normalleşmenin açıklanan amacı İsrail’i siper olarak kullanmak ki Aksa Tufanı tam da bunu hedef almış ve imkansızlığını kanıtlamıştır. Güçlü bir istihbarat teşkilatı ve teknolojik imkanlara sahip olmasına rağmen İsrail, 15 yılı aşkın süredir kuşatma altında olan Hamas'ın ve Gazze savaşçılarının saldırısını öngöremedi. Ve kısıtlı imkanlarla, donanımlı ve gelişmiş ekipmanlara sahip Gazze Tümeni’ni devirmeyi başardı. Peki kendini korumaktan aciz bu varlık, başkalarını nasıl koruyabilsin? 

Bir başka araştırmacı ve siyasi yazar Dr. Mustafa Al-Lidawi ise şu değerlendirmeleri yapıyor: “Şu anda Arap ülkeleri açısından normalleşme sürecinin çöküşüne neden olabilecek faktörler henüz yok ya da yok denecek kadar az. Çünkü Arap rejimleri, İsrail'in bölgede varlığı olan bir devlet olması nedeniyle normalleşmeye ikna olmuş durumda. Ayrıca bölgede İran tehdine karşı İsrail’in varlığını istiyor. Bu nedenlerle normalleşme adımları gizli ve aleni olarak devam edecek. Hem sürece öncülük eden Amerika hem de İsrail tarafı süreci tamamlama konusunda istekli.” 

Keza al-Lidawi normalleşmenin Donald Trump ABD başkanlık yarışını kazanması durumunda gerçekleşmeyeceğini öngörüyor. Trump’ın iktidara gelmesi bölgede daha fazla istikrarsızlığa neden olabilir.  Çünkü Trump Filistin meselesini Araplar kamuoyunu yok sayarak tasfiye etmeye çalışıyor ve Filistin meselesini İsrail'le değil Araplarla arasında bir “sorun” olarak görüyor. 

Arap-İsrail ilişkilerinde gerginlik 

"Aksa Tufanı" operasyonunun ardından İsrail yetkililerinin Gazze halkının Sina'ya sürülmesiyle ilgili açıklamalardan sonra Mısır-İsrail ilişkilerinde gerginlik yaşandı. Mısır bu yaklaşımı ulusal güvenliğini ihlal olarak görmüş ve reddetmiştir. Ayrıca İsrail'in Mısır’ın dışında başka bir arabulucuya yönelmesi iki taraf arasındaki ilişkilerin bozulmasının yanı sıra Gazze'deki insani durumun kötüleşmesine neden oluyor. 

Bununla birlikte Reuters Suudi Arabistan'ın İsrail ile normalleşme müzakerelerini dondurma ve dış politikasındaki önceliklerini yeniden düzenleme sürecinde olduğunu bildirdi. Suudi Arabistan Krallığı, Gazzelilerin kuzeyden güneye tahliye girişimini reddettiğini açıkladı. Öte yandan işgalcilerin kuzeydeki sivilleri hedef almasını da kınamış ve Aksa Tufanı’nın ardından Hamas hareketinin kınanması yönündeki Amerikan baskısını da reddetti. 

İsrail işgalinin Gazze'ye yönelik askeri harekatı Ürdün ile İsrail arasındaki ilişkilerin de kötüleşmesine yol açtı. 7 Ekim 2023’ten bu yana iki ülke arasındaki ilişkiler kınamaktan -kamuoyunun taleplerine yanıt olarak- Ürdün büyükelçisini İsrail'den çekmeye kadar gerilim sürekli yükselme gösterdi. Ayrıca Ürdün Ürdün'ün İsrail'e su sağlaması karşılığında elektrik sağlamasını öngören ve Ekim 2023 imzalanması beklenen "Elektrik Karşılığında Su" anlaşmasını imzalamayı 8 Kasım 2023'te durdurma kararı aldı.