Kamala Harris Ekonomisi: Beklentiler, İhtimaller ve Gelecek
Biden’ın geri adım atarak kendisini işaret etmesinin ardından bir gün içinde 81 milyon dolar gibi rekor bir bağış miktarı toplayan Harris, Donald Trump'a karşı başkanlığa aday olmaya hazırlanırken, seçmenlere ekonomiye nasıl yön verileceği konusunda kendi fikirlerini ortaya koymak ve Amerikalıların son yıllarda fiyatlardaki keskin artışa ilişkin acil endişelerini gidermek için yaklaşık 100 güne sahip.
Başkan yardımcılığı dönemi boyunca keskin bir çıkışı ve hassasiyeti bulunmayan Kaliforniyalı avukatın nasıl bir ekonomi politikası ortaya koyacağı hususunda geçmişinden yola çıkılarak öngörülen iki temel tahmin var. Bunlardan birincisi, Harris’in bir oy bile kullanılmadan evvel çekildiği 2020 seçimleri sürecindeki fikirleri ışığında bir program oluşturacağı; yani Biden’dan biraz daha sola kıran bir sistem. İkincisi ise onun başkan yardımcılığı görevi sırasında daha merkeze kaydığı görüşünde olanların öngörüsü, yani daha Biden’cı, pragmatik ve dengeli bir yaklaşımla hareket edeceği temelinde şekilleniyor.
Enflasyon ve ekonomik vizyon
Harris, pandemi döneminde hazırladıkları Kurtarma Planı (American Rescue Plan Act of 2021) ve Enflasyon Azaltma Yasası gibi devlet hazinesinden halka verilen yasaların ekonomik faydalarını vurgularken, ücret artışlarının enflasyonu aştığını ve imalat sektöründe istihdamın arttığını belirtmişti. Ayrıca öğrenci borçlarının affedilmesi gibi ekonomik yükleri hafifletici önlemleri de savunarak, ekonomik büyümeyi ve fiyat istikrarını sağlamayı amaçlayan bir yaklaşıma sahip olageldi.
Öte yandan başkanlık adaylığı sürecinde, Biden dönemine kıyasla daha ilerici politikaları desteklemiş ve çalışan Amerikalılar için daha cömert vergi indirimleri ile şirketler için daha yüksek vergiler önermiş olan Amerikan 2 numarasının, kendi yetki döneminde hangi yönelime evrileceğini zaman gösterecek.
Vergi politikaları
Harris, başkanlık adaylığı sırasında Trump'ın 2017 vergi indirimlerinin yerine, yılda 100.000 dolardan az kazanan kişiler için aylık 500 dolara kadar geri ödenebilir vergi kredisi önerdi. 2018'de açıklanan bu politika, yaşam maliyetlerini karşılamak için orta sınıf ve çalışan ailelere yardımcı olmayı amaçlıyordu. Ayrıca, zenginler için emlak vergilerini artırarak öğretmen maaşlarını yükseltmek için 300 milyar dolarlık bir plan önerdi.
Harris, 2019'da şirketler için vergi oranını %21'den %35'e çıkarmayı önerdi, bu da Biden'ın önerdiği %28 oranından daha yüksekti. Harris’in vurgusu büyük şirketlerden daha fazla vergi toplama ve bu gelirleri sosyal programlara yönlendirme amacı üzerineydi.
Konut politikaları
Harris, Senato'daki görev süresince ve başkanlık kampanyasında uygun fiyatlı konut konusuna öncelik verdi. 2018’de bizzat önerisini verdiği “Kira Yardım” (Rent Relief Act) adlı yasa tasarısı, yıllık geliri 100.000 dolardan az olan kiracılara, gelirlerinin %30'unu aşan konut masraflarını geri ödemek için geri ödenebilir vergi kredileri sağlamayı içeriyordu. Ayrıca, evsizlikle mücadele için acil yardım fonları sağlamayı ve “ayrımcılık nedeniyle” ev kredisi alamayacak durumda olan topluluklara 100 milyar dolar yatırım yapmayı önerdi.
Aynı konuya dair Biden yönetimi de son seçim döneminde, kurumsal ev sahiplerini kira artışlarını %5 ile sınırlamaya zorlayacak ve daha uygun fiyatlı konut birimlerine yatırım yapacak bir plan sunduğundan Harris’in farklı/öne çıkan bir özelliği olarak zikredilmesi gerekmeyebilir.
Ticaret politikaları
Harris, Trump'ın ticaret politikalarını eleştirerek, “gümrük vergisi” ya da ticaret savaşlarının Iowa'daki soya fasulyesi çiftçilerine zarar verdiğini savundu. Harris, Amerikan ihracatını artırmayı hedeflerken, "korumacı bir Demokrat" olmadığı yönünde bir demeç vermişti. Yine de Çin'in fikri mülkiyet hırsızlığı ve aşırı sübvansiyonlu ihracatlarını hedef alan Harris, ticaret politikalarında çevresel ve işçi hakları standartlarının yükseltilmesini savunuyor.
Geçtiğimiz hafta, Harris, Trump'ın tüm ithalatlara %10 gümrük vergisi uygulama planını eleştirerek, böyle bir politikanın gaz, yiyecek ve giyim masraflarını artıracağını söyledi.
Göçmen politikaları
Harris, sınır güvenliği konusunda göçmenlerin sığınma taleplerini zorlaştırırken başkana belirli seviyeleri aşan sınır geçişlerinde sınırı kapatma yetkisi veren tasarıyı daha önce destekledi. Ancak buna rağmen göçmenlerin sınırda karşılaştıkları zorlukları azaltan, daha fazla fon sağlanmasını ve sığınma memurları ile yargıç sayısının artırılmasını savunan bir yaklaşım benimsediği biliniyor.
Harris, Biden yönetiminin göçmen kriziyle başa çıkma çabalarına liderlik etti ve sınırda yaşanan rekor geçişler nedeniyle eleştirilere maruz kaldı. Trump'ın göçmenler hakkında yaptığı "ülkemizin kanını zehirliyorlar" gibi açıklamalarını eleştirdi ve bu tür ifadelerin diktatörlerin söylemlerine benzediğini daha önce sıkça dile getirdi.
Kendisi de bir göçmen çocuğu olan başkan yardımcısı, göçmenlerin entegrasyonunu ve toplumda eşit fırsatlar elde etmelerini destekleyen politikalar geliştirmeyi hedeflese de eleştiri ve tartışmalara yönelik oy kaybetme riskini göz ardı etmeyecektir.
Tüketici koruma ve düzenlemeler
Kaliforniya başsavcısı olarak görev yaptığı dönemde, büyük bankalarla yapılan ulusal bir anlaşmadan Kaliforniya'yı çekerek, büyük mortgage kredisi verenlerden daha fazla para almak için baskı yapan Harris, bu süreçte Kaliforniya’da sakinleri için 12 milyar dolar mortgage yardımı sağlanmasına katkıda bulundu. Ancak, yine aynı dönemde 2008 mali krizinin ardından yaptığı foreclosures (haciz) işlemlerinde yaygın yanlış uygulamalar ve usulsüzlükler tespit edilen OneWest Bank'ın başındaki Steven T. Mnuchin'i kovuşturmadığı için yoğun bir eleştiriye maruz kalmıştı.
Hukukçu bir arka plana sahip olan başkan adayı, tüketici koruma konusunda daha sert bir duruş sergileyerek teknoloji devlerine yönelik antitröst uygulamalarını artırabilir ve endüstriye yönelik iklim değişikliği ile mücadelesinde daha agresif adımlar atabilir.
Sosyal hizmet politikaları
Çoğu analiste göre Harris, hem ideolojik çizgisi hem de mirası gereği Biden yönetiminin çocuk bakımını daha uygun maliyetli hale getirme, ücretsiz kolej eğitimi sağlama ve öğrenci borçlarını daha fazla iptal etme gibi sosyal hizmet programlarını desteklemeye devam edecek gibi görünüyor. Biden ve Harris, geçmişte seçime yönelik çalışmaları gereği öğrenci kredisi borcunu hafifletmek için çeşitli önlemler aldı, ancak yeni dönemde bu tarz politikaların Kongre'de geçmesi zor olabilir.
Sağlık politikaları
Harris, sağlık hizmetlerine erişimi genişletmeyi ve ilaç fiyatlarını düşürmeyi amaçlayan politikaları destekliyor. Geçmişte "Medicare for All" planını desteklediği gibi, özel sağlık sigortalarını tamamen kaldırmadan hükümet destekli bir sağlık sigortası sistemi oluşturmayı önermişti. Önerisi aynı zamanda, Wall Street işlemlerini ve denizaşırı şirket gelirlerinin vergilendirilmesini içeriyordu.
Sonuç
Yeni bir aday olan ve geçmişteki beyanlarının değişme olasılığı yüksek olan bir profil olarak Kamala Harris’in ekonomik vizyonunu tahmin etmek güç olsa da, ana hatlarıyla vergiler, konut, ticaret ve tüketici koruma konusundaki duruşu, Trump'ın politikalarından keskin bir şekilde ayrılıyor ve daha sol tandanslı bir yaklaşım sergiliyor. Harris'in başkanlık adaylığı sürecinde bu politikaları nasıl şekillendireceği ve seçmenlere nasıl hitap edeceği, 2024 seçimlerinde önemli bir rol oynayacak.